Bu aparat hazırlaması çok basit ve hazzı çok güzel bir araç. Hazırladıktan sonra “Aferin bana” demiş olduğum bir tasarım. Resimde gördüğünüz gibi bir görünüşe sahip ve şu malzemeler gerekiyor;
- 1 metre uzunluğunda bir tesisat borusu (bakır, alüminyum veya demir), 1.5-2cm’lik çapta bir boru işinizi görecektir (tesisatçı dili ile 1/2 parmak’tan 1 parmak’a kadar uygun).
- Bir matkap ve 7-8mm metal uç.
- Yaklaşık 3m uzunluğunda 5mm çaplı bir halat, eğer kaygan bulamazsanız oturumdan önce yağlayabilirsiniz.
Şöyle yapılıyor:
Boru malzemesi için benim tercihim olan malzeme, eğer tedarik edebilirseniz bakırdır, hem ağırlığı ve soğukluğu nedeniyle yer doldurucudur hem de kolay delinir. Ama bulamazsanız alüminyum da iş görür, ancak bu boruyu delmeniz gerekeceği için demir evde en zor çalışacağınız malzeme olacaktır. Plastiği denemeyin bile, hiçbir mukavemeti yoktur. Belirtilen boru alınır ve ortası merkez kabul edilerek resimde belirtilen aralıklarla delikler delinir, matkabın ucunun borunun diğer tarafından çıkması sorun yaratmayacaktır.
Deliklerden halat dikkatlice dikiş yapar gibi geçirilir, halat deliklerden girip çıkacağı için kılavuz veya pens kullanmanız gerekebilir, eğer öncesinde bir tel veya sağlam ipi halka yapıp her bir delikten geçirirseniz işiniz kolaylaşacaktır, ancak bu aparatın muhtemelen en zor bölümü bu ipi geçirmek olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta halatın kesilmemesi, tek parça olarak borunun bir ucundan girip deliklerden çıkıp girdikten sonra öbür ucundan çıkmasıdır, çünkü bacakların oluşturacağı kuvvetle boyun ve bilekler sıkıştırılmaktadır. Kölenin (nesnenin) boynu ortadaki ilmekten geçirilmeden önce bir mezura ile boyun çevresi ölçülür ve ilmeğin üzerine boynundan çok dar hale gelemeyecek şekilde düğüm atılır (bu bir önlemdir ve nesnenin boynunu sağlığını tehlikeye sokacak kadar fazla sıkılmaması için çok önemlidir, denerseniz lütfen bu bölümünü ihmal etmeyiniz). Nesnenin kolları el bileklerinden geçirilir (bilekleri için bir önleme gerek yoktur, sıkışabildiği ölçüde sıkışması daha fazla haz vericidir). Borunun iki ucundan çıkan ipler ayak bileklerine tur atılarak bağlanacaktır ve nesne, cinsel organı sergilenecek şekilde ayak bilekleri başına doğru itilerek gerilecektir. Bu esneklik nesneye göre değişebilir, eğer nesneniz kilolu ise çok yaklaştıramayabilirsiniz. Aksine eğer zayıf ve esnek bir nesneniz varsa sıfıra kadar sıkabilirsiniz.
Gerginlik aynı zamanda nesnenin boynunu sıkıştıracağından dolayı çok iyi ayarlanmalıdır. Arzu edilirse ilmekler, bilekler ve boyun yağlanıp daha seri bir araç haline getirilmesi mümkündür.
Oturumunuz sırasında nesneyi bu durumda bir süre tutarak işkence edebilir, bu durumdayken güzelce sikip tepkisini kontrol etme eğitimine tabi tutabilirsiniz. Bunun ötesinde yapabilecekleriniz sizin yaratıcılığınıza kalmış.
28 Aralık 2009 Pazartesi
1 Aralık 2009 Salı
Yabancı Bir Dom'un Yaşam Biçimi
Hiç beklemediğim birşey oldu geçenlerde. Facebook'ta bir Dom bana mesaj göndermiş. İyi ki de oldu diyeceğim birkaç mail sonra bayağı çok şey öğrendik birlikte. Acaba dedikleri çakma mıdır diye düşündüm ama ayrıntıların netliği, tutarlılığı ve tabi diyaloğundaki seviyelilik bana güven verdi, yüksekten atma sezmedim pek, şüpheci bir insan olarak az da olsa bir pay bırakıyorum yine de.
Aslında bu benim için bir ilkti, çünkü Dom'ların öyle el ele verip birbirleri ile pek düzeyli muhabette bulunduklarını görmedim, veya benim için hep öyle oldu, gördüklerim de tipik kerhane geyiği yapan bir düzine seviyesiz adamdı.
Muhabbet ettiğim Joh (nick'tir) bir Avrupalıydı (Avusturya kökenli ama artık malum, EU'lar), yaşını başını biraz almış (bana 10 yaş atıyor) BDSM konusunda çocukluğuna kadar geçmişi olan biri. Genelde soruları ben sordum kendisine tabi.
Öncelikle meslektaş olduğumuzu öğrendim, o işi nedeniyle biraz fazla geziyormuş sadece. Tabi bana göre bir de ezici bir üstünlüğü var, kendisi boşanmış. Her ne kadar eşimi çocuğumu çok çok sevsem, onlarsız olmaz desem de BDSM konusunda yalnız olmanın acaip bir avantaj olduğunu hissediyorum. Her ne kadar BDSM'de de Türkiye'de her bokta olduğu gibi evli erkeğin moda olması sözkonusu olsa dahi.
Joh'a ilk sorularımdan biri ne kadar sıklıkta BDSM oturumlarında bulunduğu oldu. Cevabı tam beklediğim ama istemediğim bir çeşitlilikte geldi; "Zaman zaman değişir, bazen aylarca yapmadan, bazen de bir ayı iki partnerle sürekli evde geçirecek kadar yoğun" (bu ikincisi beni deli etti adeta). Peki dedim, nerede ve nasıl? Evi yeterince büyükmüş, ve bir-iki odasını bu iş için gerekli donanımlara ayırmış. Biraz para harcıyorum bu işe dedi kısaca.
Sub'larla tanışma biçimini sordum, çok azını online tanıdıklar oluşturuyormuş. Çoğunluk tanıdığını BDSM partilerinde, BDSM shop'larda ve benzeri BDSM etkinliklerde edinmiş, farklı yerlerde neredeyse yüzlerce BDSM tanıdığı varmış. Bunların çoğunu sub'ların oluşturduğunu tahmin ediyorum.
Kendisi ile halen az da olsa temasımız sürüyor. Yolu pek Türkiye'ye düşmüyor anladığım kadarı ile artık n'apalım bir dom olarak bir dom ile muhabbet etmek güzeldi ama niye burada değil diye üzüleceğim bir konu değil açıkçası :-).
Aslında bu benim için bir ilkti, çünkü Dom'ların öyle el ele verip birbirleri ile pek düzeyli muhabette bulunduklarını görmedim, veya benim için hep öyle oldu, gördüklerim de tipik kerhane geyiği yapan bir düzine seviyesiz adamdı.
Muhabbet ettiğim Joh (nick'tir) bir Avrupalıydı (Avusturya kökenli ama artık malum, EU'lar), yaşını başını biraz almış (bana 10 yaş atıyor) BDSM konusunda çocukluğuna kadar geçmişi olan biri. Genelde soruları ben sordum kendisine tabi.
Öncelikle meslektaş olduğumuzu öğrendim, o işi nedeniyle biraz fazla geziyormuş sadece. Tabi bana göre bir de ezici bir üstünlüğü var, kendisi boşanmış. Her ne kadar eşimi çocuğumu çok çok sevsem, onlarsız olmaz desem de BDSM konusunda yalnız olmanın acaip bir avantaj olduğunu hissediyorum. Her ne kadar BDSM'de de Türkiye'de her bokta olduğu gibi evli erkeğin moda olması sözkonusu olsa dahi.
Joh'a ilk sorularımdan biri ne kadar sıklıkta BDSM oturumlarında bulunduğu oldu. Cevabı tam beklediğim ama istemediğim bir çeşitlilikte geldi; "Zaman zaman değişir, bazen aylarca yapmadan, bazen de bir ayı iki partnerle sürekli evde geçirecek kadar yoğun" (bu ikincisi beni deli etti adeta). Peki dedim, nerede ve nasıl? Evi yeterince büyükmüş, ve bir-iki odasını bu iş için gerekli donanımlara ayırmış. Biraz para harcıyorum bu işe dedi kısaca.
Sub'larla tanışma biçimini sordum, çok azını online tanıdıklar oluşturuyormuş. Çoğunluk tanıdığını BDSM partilerinde, BDSM shop'larda ve benzeri BDSM etkinliklerde edinmiş, farklı yerlerde neredeyse yüzlerce BDSM tanıdığı varmış. Bunların çoğunu sub'ların oluşturduğunu tahmin ediyorum.
Kendisi ile halen az da olsa temasımız sürüyor. Yolu pek Türkiye'ye düşmüyor anladığım kadarı ile artık n'apalım bir dom olarak bir dom ile muhabbet etmek güzeldi ama niye burada değil diye üzüleceğim bir konu değil açıkçası :-).
24 Eylül 2009 Perşembe
Kiralık Köle (Rızası ile)
Başlığa bakıp Kunta Kinte zamanlarını hatırlattığını söylemeyin sakın, sırf böyle anlaşılmasın diye parantez içinde "Rızası ile" ilafesini kullandım. Konu Yeliz ve kendisini hakikaten kiralıyorum, kiralanması sembolik orjinal bir değer karşılığında oluyor çünkü aslında bu bir rol oyunu. Bunu için Yeliz'le ortak bir blog dahi yaptık.
Kölem Yeliz geçen gün benim blogumun google'da ortak bloğumuzdan daha bulunur olduğunu bana hafif sitem ederek söyledi. Caring efendiyiz ya "Sus, ağzının ortasına çarparım bir tane" demek pek uygun gelmedi bana, gerçekten ne yapabilirim diye düşündüm, buradan oraya link vermek geldi sadece aklıma, biraz da Yeliz'e yer vermek bu blogda tabi.
Aslında o blogu bundan önce açmıştım ama o güncellenmeyince, içinde sözden çok resim olunca google ne yapsın diyeceğim. Merak eden olursa adresi; http://kiralikkole.blogspot.com/ . O blogda bahsettiklerimizde oldukça samimiyiz.
Kölem Yeliz geçen gün benim blogumun google'da ortak bloğumuzdan daha bulunur olduğunu bana hafif sitem ederek söyledi. Caring efendiyiz ya "Sus, ağzının ortasına çarparım bir tane" demek pek uygun gelmedi bana, gerçekten ne yapabilirim diye düşündüm, buradan oraya link vermek geldi sadece aklıma, biraz da Yeliz'e yer vermek bu blogda tabi.
Aslında o blogu bundan önce açmıştım ama o güncellenmeyince, içinde sözden çok resim olunca google ne yapsın diyeceğim. Merak eden olursa adresi; http://kiralikkole.blogspot.com/ . O blogda bahsettiklerimizde oldukça samimiyiz.
Etiketler:
aşağılama,
bağlama,
BDSM randevusu,
boyunduruk,
bukake,
cinsellik,
çöp torbası,
çuval,
eziyet,
fantezi,
gag topu,
güvenli BDSM,
halat,
halka,
Kölelik,
mandal,
Sahiplik,
Yeliz,
zincir
BDSM ve Cinsellik Üzerine Küçük Bir Yorum
Galiba BDSM ile cinsellik arasında tahmin ettiğimden daha önemli bir köprü var. Farkettim de cinsel ihtiyaç artınca BDSM'ye ilgi de açık bir şekilde artıyor. Herkeste böyle midir bilmem ama hiç değilse ben öyle hissediyorum :-).
30 Ağustos 2009 Pazar
Canavar BDSM
Bu ara bir takım hedelere bakıyorum, bunlara BDSM denir mi bilmiyorum ama insan doğası açısından cinsel bir çekiciliği olduğunu hissediyorum.
Dolcett diye birşey duymuş muydunuz? Bu bir adamın takma adı, yaptığı şey ise karikatür çizmek. Çizdiği karikatürlerin bir özelliği var, kadınları gıda yerine koyuyor. Tasvir ettiği dünya kadınların nüfusunun çok artmış olduğu ve kıtlık olan bir dünya, gönüllü veya "gönülsüz ama razı" biçimde kadınlar barbekü yapılıyor, fırın yapılıyor, göğüsleri ayrı, bacakları ayrı pişiriliyor. İşin garibi çoktan ölmüş olması gereken bir sahnede kadınlar halen canlı ve konuşuyor (kadının doğası bu konuşmak sanki). Dolcett bu kadınların bir kısmını da asmayı veya giyotine göndermeyi tercih ediyor.
Dolcett'in çizdiği kadınlar da öyle sıradan kadın değil, güzel ve bakımlı kadınlar. Genelde kulelerde yaşanan iş dünyasındaki zarif topuklu, saçları başları derli toplu, vücut ölçüleri ideal, biraz Barbie'msi kadınlar.
Dolcett bir katil de değil, günlük hayatında pozitif, normalden daha da normal bir adam. Sadece çizdiğini ve çizmekten zevk aldığını söylüyor. Çeşitli kültür ve dillerde de Dolcett'leşmiş çizerler bulunuyor (örneğin sağda Rusça). Hatta nime olarak da yerini almış ancak açıkçası bir Hentai'sine henüz rastlayamadım (sanırım Japon'lar fazla ilgi göstermiyor :-) ).
Bir de hiç az olmayan sayıda fanı var. İşin garip yanı bu fan grubu sadece Dolcett gibi erkeklerden oluşmuyor. Kesilip veya pişirilip yenme fantezisi olan kadınlar da var. Bunlara da Dolcett Girls deniliyor.
Forumlarda rastladığım kadarı ile işin garibi bunların bir bölümü yasal ve ahlaki olsaydı gerçekten yemeğe ve hatta gıda olmaya hazır. Umarım bu iş bir gün yasal ve ahlaki olmaz.
Arada BDSM ile ilgi var mı, benim buna ilgim ne düzeyde? BDSM kaynaklı olduğunu (Üstünlük kurma, üstünlük kabul etme, acı çekme ve çektirme) düşünüyorum. Benim ilgim ise sadece "vay be böyle birşey de varmış" boyutunda ama "fırında kadın" fikri uyarıcı geliyor, yine de güzel pişmiş bir tavuk veya kadın arasında tercih yapmam istense sanırım tavuğu tercih ederdim :-)
Dolcett diye birşey duymuş muydunuz? Bu bir adamın takma adı, yaptığı şey ise karikatür çizmek. Çizdiği karikatürlerin bir özelliği var, kadınları gıda yerine koyuyor. Tasvir ettiği dünya kadınların nüfusunun çok artmış olduğu ve kıtlık olan bir dünya, gönüllü veya "gönülsüz ama razı" biçimde kadınlar barbekü yapılıyor, fırın yapılıyor, göğüsleri ayrı, bacakları ayrı pişiriliyor. İşin garibi çoktan ölmüş olması gereken bir sahnede kadınlar halen canlı ve konuşuyor (kadının doğası bu konuşmak sanki). Dolcett bu kadınların bir kısmını da asmayı veya giyotine göndermeyi tercih ediyor.
Dolcett'in çizdiği kadınlar da öyle sıradan kadın değil, güzel ve bakımlı kadınlar. Genelde kulelerde yaşanan iş dünyasındaki zarif topuklu, saçları başları derli toplu, vücut ölçüleri ideal, biraz Barbie'msi kadınlar.
Dolcett bir katil de değil, günlük hayatında pozitif, normalden daha da normal bir adam. Sadece çizdiğini ve çizmekten zevk aldığını söylüyor. Çeşitli kültür ve dillerde de Dolcett'leşmiş çizerler bulunuyor (örneğin sağda Rusça). Hatta nime olarak da yerini almış ancak açıkçası bir Hentai'sine henüz rastlayamadım (sanırım Japon'lar fazla ilgi göstermiyor :-) ).
Bir de hiç az olmayan sayıda fanı var. İşin garip yanı bu fan grubu sadece Dolcett gibi erkeklerden oluşmuyor. Kesilip veya pişirilip yenme fantezisi olan kadınlar da var. Bunlara da Dolcett Girls deniliyor.
Forumlarda rastladığım kadarı ile işin garibi bunların bir bölümü yasal ve ahlaki olsaydı gerçekten yemeğe ve hatta gıda olmaya hazır. Umarım bu iş bir gün yasal ve ahlaki olmaz.
Arada BDSM ile ilgi var mı, benim buna ilgim ne düzeyde? BDSM kaynaklı olduğunu (Üstünlük kurma, üstünlük kabul etme, acı çekme ve çektirme) düşünüyorum. Benim ilgim ise sadece "vay be böyle birşey de varmış" boyutunda ama "fırında kadın" fikri uyarıcı geliyor, yine de güzel pişmiş bir tavuk veya kadın arasında tercih yapmam istense sanırım tavuğu tercih ederdim :-)
24 Ağustos 2009 Pazartesi
Fantezi: Esir Denizkızı
Denizkızını hazırlama (Bağlama):
Nesnenin göğüsünden alt kısmı çuvala (veya iki üç kat yapılmış çöp torbasına) konulmuş ve ayakta durur durumdayken bantlarla sıkı sıkıya bağlanmış. Diz çevresine ve bel çevresinde çuvalın içinde (eklemler kolaylıkla hareket edemesin ve bu bölümler düz dursun diye) iki tur balonlu naylon veya elyaf dolanmış. Ayaklar iki ana açılmış ve bir çubuğa bantlanarak durabileceği açıklıkta sabitlenmiş. Üst tarafta ise göğüsler çıplak şekilde dışarıda, kollar ve eller serbest.
Böylece nesnemiz güzel bir denizkızı haline getirilmiş olur. Arzu edilirse efendi de mayo denizgözlüğü veya komple dalgıç kıyafeti giyip işe biraz espri katabilir.
Uygulama:
Denizkızının boynuna kilitli bir tasma veya kilitli zincir geçirilir ve ucu ele alınır. Mekanda bir o oda, bir bu oda bu halde elleri yardımı ile sürünmesi sağlanarak gezdirilir ve güzelce yorulur.
Uygun bir yerde bir duvarın dibine kuyruküstü (ayaküstü) dikilir, sırt duvara bakar, önüne bir yorgan gibi yumuşak bir şey serilir. Denizkızı duvara temas ettirilmez, ayakta dengede olması sağlanır. Göğüs uçlarına mandal tutturulur ve mandala bağlı ipler ile hafif öne çekilir, kendi dengede durmaya çalışırken efendi de dengenin tam kaybolacağı pozisyona getirmeye çalışır. Devrilirse kaldırılır tekrar dikilir, kalınan yerden devam edilir. Eğer direniyorsa göğüse ek mandal ilave edilebilir.
Kuyruğunun etrafına balonlu naylon sarılarak üzerine zincir geçirilir ve bu zincir ile yüksek ama sağlam bir yere kuyruğundan asılır (başaşağı). Bu şekilde birkaç resim çektirilir.
Sonra ızgara, tava veya buğulama olmak üzere mutfağa götürülür. Ama en makbulu şiştir.
Nesnenin göğüsünden alt kısmı çuvala (veya iki üç kat yapılmış çöp torbasına) konulmuş ve ayakta durur durumdayken bantlarla sıkı sıkıya bağlanmış. Diz çevresine ve bel çevresinde çuvalın içinde (eklemler kolaylıkla hareket edemesin ve bu bölümler düz dursun diye) iki tur balonlu naylon veya elyaf dolanmış. Ayaklar iki ana açılmış ve bir çubuğa bantlanarak durabileceği açıklıkta sabitlenmiş. Üst tarafta ise göğüsler çıplak şekilde dışarıda, kollar ve eller serbest.
Böylece nesnemiz güzel bir denizkızı haline getirilmiş olur. Arzu edilirse efendi de mayo denizgözlüğü veya komple dalgıç kıyafeti giyip işe biraz espri katabilir.
Uygulama:
Denizkızının boynuna kilitli bir tasma veya kilitli zincir geçirilir ve ucu ele alınır. Mekanda bir o oda, bir bu oda bu halde elleri yardımı ile sürünmesi sağlanarak gezdirilir ve güzelce yorulur.
Uygun bir yerde bir duvarın dibine kuyruküstü (ayaküstü) dikilir, sırt duvara bakar, önüne bir yorgan gibi yumuşak bir şey serilir. Denizkızı duvara temas ettirilmez, ayakta dengede olması sağlanır. Göğüs uçlarına mandal tutturulur ve mandala bağlı ipler ile hafif öne çekilir, kendi dengede durmaya çalışırken efendi de dengenin tam kaybolacağı pozisyona getirmeye çalışır. Devrilirse kaldırılır tekrar dikilir, kalınan yerden devam edilir. Eğer direniyorsa göğüse ek mandal ilave edilebilir.
Kuyruğunun etrafına balonlu naylon sarılarak üzerine zincir geçirilir ve bu zincir ile yüksek ama sağlam bir yere kuyruğundan asılır (başaşağı). Bu şekilde birkaç resim çektirilir.
Sonra ızgara, tava veya buğulama olmak üzere mutfağa götürülür. Ama en makbulu şiştir.
Etiketler:
aşağılama,
bağlama,
çöp torbası,
çuval,
eziyet,
fantezi,
mandal,
meme ucu eziyeti,
zincir
19 Ağustos 2009 Çarşamba
Güvenli, Sağduyulu ve Mutabakatlı
Bunlar BDSM'nin standartlaşmış ifadelerinden "Safe, Sane, Consensual"'dan Türkçe'ye çevrilmiş karşılıklar. BDSM ile ilgili çoğu kişinin içinde aslında bunların ihlal edilmesi yatsa da iş gerçekleştirmeye gelince aranan kavramlardır bunlar. Eğer insan olma özelliğini kaybetmemişse hiç bir BDSM ferdinin veya partnerinin kalp krizi, kan yetmezliği, boğulma, yaralanma veya benzeri durumla karşılaşmak isteyeceğini sanmıyorum.
Bu nedenle BDSM:
- Safe; Güvenli olmalıdır, sağlığa zarar vermemelidir.
- Sane; Akla, sağduyuya yakın olmalıdır, aynı nedenden dolayı.
- Consensual; Her iki tarafında istediği gibi olmalıdır ki taraflardan biri için çekilmez duruma gelmesin. BDSM oturumlarını gerçek eziyet, aşağılama ve suç teşkil eden diğer konularla ayıran konu da gerçekte her iki tarafın istek ve rızası ile yapılıyor olmasıdır.
Bu nedenle BDSM:
- Safe; Güvenli olmalıdır, sağlığa zarar vermemelidir.
- Sane; Akla, sağduyuya yakın olmalıdır, aynı nedenden dolayı.
- Consensual; Her iki tarafında istediği gibi olmalıdır ki taraflardan biri için çekilmez duruma gelmesin. BDSM oturumlarını gerçek eziyet, aşağılama ve suç teşkil eden diğer konularla ayıran konu da gerçekte her iki tarafın istek ve rızası ile yapılıyor olmasıdır.
18 Ağustos 2009 Salı
Fantezi: Neden-sonuç masası
Sağlam ayaklı bir salon yemek masası üzerinde geçer bu fantezi. Öncelikle masanın etrafından sandalyeler uzaklaştırılır, onlarla işimiz yok. 20m kadar da halata ihtiyacımız olacak bu fantezi için.
Nesne masanın üzerine çıkartılır ve masa enince sırtüstü yatırılır, nesnenin ayakları masanın bir kenarından aşağı sarkar, başı da diğer yandan sarkıtılabilir ancak bu biçim biraz tehlikeli olacağı için masanın üzerinde kalması da tercih edilebilir. Masanın altından (sadece altından) halatlar şu şekilde bağlanır (Masanın altından görüntü için resme bakınız): Nesnenin ayak bileğine halatın ucu bağlanır, masanın bacağından dolaştırılarak boynunun üstünden (ip çekilince boynunu sıkıştıracak şekilde) geçirilir ve simetrik şekilde masanın diğer ayağından dolaştırılarak diğer bileğine bağlanır. Halatın devamı yine boyundan geçirilip devamında yine masanın altından diğer ayak bileğine bağlanır. Halatların sıkılığı isteğe bağlıdır ancak bunda en iyi ölçüyü nesnenin ne kadar tepkisel olduğu belirleyecektir. Gerekirse oyunun ortasında değiştirilebilir. Nesne çıplak, yarı çıplak veya giyinik olabilir, bu tercihe bağlıdır, oyun süresince de soyulabilir ancak pantolon, etek ve külodu ayaktan çıkarmak mümkün olmayacaktır.
Önemli: Halatı nesnenin boynunda ilmek (volta) olarak dolamayınız, halatın gevşemesi ile boyun derhal serbest kalabilmelidir. İlk refleks bu oyunda sağlık açısından çok önemlidir, zira aşırı refleks gösterilirse bu tehlikelidir, bu durumda sağlık açısından oyuna derhal son verilmelidir. Devam edilecekse öncelikle oyunun neden ve sonuçları konusunda nesnenin şartlanması sağlanmalıdır. Hatta ilk tecrübede nesnenin elleri tamamen serbest olmalıdır ki boynundaki ipler gerdiğinde boynundaki ipleri tutabilsin. İleri safhalarda eller de bağlanabilir. Eğer boyun sıkma tehlikeli görünüyorsa aynı oyun boyun yerine başka uzuv etrafında çevrilmesiyle de yapılabilir (Örn. göğüsler etrafına bağlayıp koltuk altından ipi dolaştırma veya uzatıp vajinanın ortasından g-string gibi geçirerek dolaştırma gibi).
Bu bağlama biçimi ile ayaklar dizin altından serbest olmakla birlikte ayakların ileri veya geri hareketi boynu sıkıştırmaktadır. Nesnenin ayaklarını ne kadar ileri ve ne kadar geri çekebileceği kendi çekeceği acı ile belirlenmektedir.
Oyun şöyle başlar: Nesnenin ayağı usta tarafından ileri geri oynatılıp sonucu görmesi sağlanır. Nesne ayağının altından hafifçe gıdıklanır ve ayağını oynatması sağlanır (eğer nesne ayak altından gıdık alıyorsa, aksi durumda bir iğne ucu ile dürterek de olur), nesne ayağını çekince sıkışan boynu nedeniyle ayağını eski yere getirecektir (buna izin verilmelidir). Bu hareket her iki ayak için tekrarlanır ve nesnenin tepkileri kabul nedeniyle zayıflayınca hatta yok oluncaya kadar sürdürülür. Oyun boyunca nesnenin sağlığı sürekli kontrol edilmelidir. Kabul oluştuğunda (tepkiler zayıfladığında) biraz beklenir ve tekrar edilir, zira kabul unutulabilir, eğer unutulursa tekrar baştan başlanır. Aralıklı etkilere de tepki verilmiyorsa nesne size tam anlamı ile teslim olmuş demektir, istediğinizi yapabilirsiniz.
Bu fantezi denenmemiştir, uygulamanızın getireceği riskler size aittir, uygularken dikkatli olunması önerilir.
17 Ağustos 2009 Pazartesi
BDSM ve Cinsellik
BDSM ile cinsellik paralel midir? BDSM'de cinsellik olmak zorunda mıdır? Yoksa tamamen ayrı şeyler midir? Kafama takılır bazen bu sorular.
Tecrübelerim ışığında bu sorulara herkesin farklı cevap verdiğini söyleyebilirim. Çünkü herkesin BDSM ile ilgili farklı nedenleri var. Bunları gruplamak mümkün mü? Kimbilir, belki, bir deneyelim.
Önemli: Aşağıdaki açıklamalar ve çıkarımlar herhangi bir bilimsel kaynaktan alınmış olmamakla birlikte psikoloji ve sosyal psikoloji konusunda akademik eğitim almış kişiye ait görüşlerdir. Okuyun özümseyin ama lütfen kaynak olarak almayın.
BDSM'nin hayatımıza girmesi için olası nedenler
Normal cinsel etkileşimin, ilişkinin kişiye yetmemesi tatmin etmemesi
Kişi tatmin edemediği duyguları şiddetle arar ve bu arayış bizzat şiddet ile rahatlamaya neden olabilir. Cinsel tatmini tam yaşayanların oranının çok yüksek olmadığı söyleniyor (söyleyenin yalancısıyım) BDSM'nin ise daha tatmin edici (!) olduğu söylenebilir.
Kişi veya karşı cinse duyulan nefret ve/veya aşırı sevgi
Aslında sevgi ve nefret birbirinden çok uzak değildir, aksine şiddetlendikçe birlikte bulunmasına çok rastlanır (sosyal psikoloji; Ambivalence). Bu bir kişiye bazen çok beğenilmiş ama yüz vermemiş bir karşıcins, bazen kıskanılan bir hemcins, bazen de bunların projeksiyonu haline gelmiş bir kitle davranış veya fiziksel benzerlik nedeniyle hedef haline gelebilir.
Çocuklukta karşılaşılmış olaylar
Bu biraz Freud ve psikanaliz kokmakla (eskimekle) beraber etken olmadığı da bildiğim kadarı kanıtlanmış değil. Bir çocuğun başına gelmiş cinsel veya şiddetsel bir olay çocukken yaşanmışsa daha "anlam verilemeyen" ve "etki bırakan" olur. Bu da bunların hemen her etkiyi doğurabileceğini kabul edersek bu sonuç da çok normal olur. Bazen televizyonda görülen bir sahne bile istek duymak için tetikleyici olabilir.
Bastırılmış agresiflik, bastırılmış özveri
Kişinin normal yolla agresifliği ortaya çıkamıyorsa (efendi için), bu bir şekilde çıkacaktır. Eğer kişi iyi niyetliyse bundan zevk alacak birilerine yönlendirmeyi tercih edebilir. Benzer şekilde kişi özverili olmaya karşı bir korku içindeyse kendisinin bütün kontrolünü belirli kurallar ve süre dahilinde birine teslim etmeyi tercih edebilir.
Sıkılmışlık ve heyecan arayışı
Tekdüze bir hayat çoğu kişiyi rahatsız edebilir. Oyun, fantezi niyetiyle çoğu kişi tarafında uygulanması mümkündür. BDSM'nin cinsellikten daha yüksek bir heyecan verdiği kolaylıkla söylenebilir.
Kişiye göre değişir ama kime göre hangisi
Çok basit ussal bir yaklaşımla bazı durumlar için BDSM'nin cinsel içerikli olduğu nedenini bilmeden de söylenebilir;
- Eğer partner arayış ve buluşu daima karşı cins ise, hemcinsiniz ile düşünmüyorsanız, bu çok büyük bir olasılıkla BDSM eğiliminizin cinsellik ile ilgili olduğunu söyler.
- Eğer her iki cinse de aynı eğilimi duyuyorsanız konunun cinsellikle neredeyse hiç ilgisi yoktur. Ancak BDSM cinsel arayışınızın bir parçası haline geldiyse cinsellikle harmanlanabilir, muhtemelen her iki cinsle de.
Cinsellik ve BDSM paralelliği konusunda bir özanaliz
Ben, Sabri sadece ve sadece karşı cinse BDSM eğilimliyim, bu sınırlama bana benim eğilimim cinsellikle kesinlikle ilgili olduğunu söylüyor. Geçmişimi düşündüğümde birkaç sopalık (tarafıma duygusal iz bırakmış) hatun hatırlıyorum, muhtemelen onları şimdi de evire çevire kızılcık sopasıyla dövmek isterdim, ama nedeni onlar değil çünkü bu eğilimim onlardan önce de vardı.
Bu eğilimin ne zaman başladığını hayal etmeye çalışıyorum ancak çok da net değil. Sanırım cinselliği ilk tanımaya başladığım (mental olarak) zamanlarda izlediğim birşey beni etkiledi ve muhtemelen de bir kadın hem cinsellik sergiliyordu (muhtmelen çıplak) hem de bağlama veya benzeri bir muameleye (BDSM dışı da olsa) maruz kalıyordu.
Tecrübelerim ışığında bu sorulara herkesin farklı cevap verdiğini söyleyebilirim. Çünkü herkesin BDSM ile ilgili farklı nedenleri var. Bunları gruplamak mümkün mü? Kimbilir, belki, bir deneyelim.
Önemli: Aşağıdaki açıklamalar ve çıkarımlar herhangi bir bilimsel kaynaktan alınmış olmamakla birlikte psikoloji ve sosyal psikoloji konusunda akademik eğitim almış kişiye ait görüşlerdir. Okuyun özümseyin ama lütfen kaynak olarak almayın.
BDSM'nin hayatımıza girmesi için olası nedenler
Normal cinsel etkileşimin, ilişkinin kişiye yetmemesi tatmin etmemesi
Kişi tatmin edemediği duyguları şiddetle arar ve bu arayış bizzat şiddet ile rahatlamaya neden olabilir. Cinsel tatmini tam yaşayanların oranının çok yüksek olmadığı söyleniyor (söyleyenin yalancısıyım) BDSM'nin ise daha tatmin edici (!) olduğu söylenebilir.
Kişi veya karşı cinse duyulan nefret ve/veya aşırı sevgi
Aslında sevgi ve nefret birbirinden çok uzak değildir, aksine şiddetlendikçe birlikte bulunmasına çok rastlanır (sosyal psikoloji; Ambivalence). Bu bir kişiye bazen çok beğenilmiş ama yüz vermemiş bir karşıcins, bazen kıskanılan bir hemcins, bazen de bunların projeksiyonu haline gelmiş bir kitle davranış veya fiziksel benzerlik nedeniyle hedef haline gelebilir.
Çocuklukta karşılaşılmış olaylar
Bu biraz Freud ve psikanaliz kokmakla (eskimekle) beraber etken olmadığı da bildiğim kadarı kanıtlanmış değil. Bir çocuğun başına gelmiş cinsel veya şiddetsel bir olay çocukken yaşanmışsa daha "anlam verilemeyen" ve "etki bırakan" olur. Bu da bunların hemen her etkiyi doğurabileceğini kabul edersek bu sonuç da çok normal olur. Bazen televizyonda görülen bir sahne bile istek duymak için tetikleyici olabilir.
Bastırılmış agresiflik, bastırılmış özveri
Kişinin normal yolla agresifliği ortaya çıkamıyorsa (efendi için), bu bir şekilde çıkacaktır. Eğer kişi iyi niyetliyse bundan zevk alacak birilerine yönlendirmeyi tercih edebilir. Benzer şekilde kişi özverili olmaya karşı bir korku içindeyse kendisinin bütün kontrolünü belirli kurallar ve süre dahilinde birine teslim etmeyi tercih edebilir.
Sıkılmışlık ve heyecan arayışı
Tekdüze bir hayat çoğu kişiyi rahatsız edebilir. Oyun, fantezi niyetiyle çoğu kişi tarafında uygulanması mümkündür. BDSM'nin cinsellikten daha yüksek bir heyecan verdiği kolaylıkla söylenebilir.
Kişiye göre değişir ama kime göre hangisi
Çok basit ussal bir yaklaşımla bazı durumlar için BDSM'nin cinsel içerikli olduğu nedenini bilmeden de söylenebilir;
- Eğer partner arayış ve buluşu daima karşı cins ise, hemcinsiniz ile düşünmüyorsanız, bu çok büyük bir olasılıkla BDSM eğiliminizin cinsellik ile ilgili olduğunu söyler.
- Eğer her iki cinse de aynı eğilimi duyuyorsanız konunun cinsellikle neredeyse hiç ilgisi yoktur. Ancak BDSM cinsel arayışınızın bir parçası haline geldiyse cinsellikle harmanlanabilir, muhtemelen her iki cinsle de.
Cinsellik ve BDSM paralelliği konusunda bir özanaliz
Ben, Sabri sadece ve sadece karşı cinse BDSM eğilimliyim, bu sınırlama bana benim eğilimim cinsellikle kesinlikle ilgili olduğunu söylüyor. Geçmişimi düşündüğümde birkaç sopalık (tarafıma duygusal iz bırakmış) hatun hatırlıyorum, muhtemelen onları şimdi de evire çevire kızılcık sopasıyla dövmek isterdim, ama nedeni onlar değil çünkü bu eğilimim onlardan önce de vardı.
Bu eğilimin ne zaman başladığını hayal etmeye çalışıyorum ancak çok da net değil. Sanırım cinselliği ilk tanımaya başladığım (mental olarak) zamanlarda izlediğim birşey beni etkiledi ve muhtemelen de bir kadın hem cinsellik sergiliyordu (muhtmelen çıplak) hem de bağlama veya benzeri bir muameleye (BDSM dışı da olsa) maruz kalıyordu.
14 Ağustos 2009 Cuma
Fantezi: Yatak altına sıkıştırma
Yatak altı denince iki şey anlaşılıyor tahminimce. Bunlardan biri yatağın gerçekten altı, ayaklı yataklarda alttaki boşluk ki benim fantezi bununla ilgili değil. Çift kişilik yatak ile bazası arasını kastediyorum. Eski yataklar ile bu pek uygun değil, zira yaylar, tahtalar gerçekten tehlikeli, ancak yeni yataklarda baza denilen dahice buluş burada BDSM aracımız oluyor.
Uygulama şu şekilde;
Önce yatağın bazası boşaltılır. Nesnenin elleri ve ayakları bağlanır (eller ve ayaklar iki yana hafifçe açılacak gevşek şekilde, eller arkadan). Nesne bazanın içine sırt üstü yatırılır.
Nesnenin koltuk araları, bacak araları, iki yanı, altı, üstü, yorgan yastık gibi malzemelerle hareket edemeyecek, kapak da tam kapanmayacak şekilde doldurulur. Göğüslerin üst tarafı ve akcigerlerinin bulunduğu bölge nesnenin hava alabilmesi için boş bırakılmalıdır, bu bölge bazanın menteşesinin olduğu tarafa değil, açılıp kapandığı bölüme gelmelidir (güvenlik nedeniyle). Bu şekli ile baza kapağı nesnenin üzerine hafif aralık bırakılır. Bazanın üstüne yavaşça yaylı yatak konulur ve çok yavaş hareketlerle başlangıçta fazla yük vermeden yatağa önce oturulur sonra yatılır. Bu şekilde birkaç dakika kaldıktan sonra baza aralanır, içerideki havaya yelpazelendirerek sirkülasyon yaptırılır, nesnenin durumu sorulur, iyiyse aynısı tekrar tekrar yapılır.
Burada önemli bir nokta nesnenin ağzını bağlamamaktır, bağırmasının duyulmaması hayati sorunlara yol açabilir.
Bir süre sonra nesne bazadan çıkartılır ve başı bazanın dışında kalacak şekilde bazanın üstüne yatırılır, elleri ayakları bazanın kenarlarına bağlanarak sabitlenir, boynunun altına hafif bir destek konur (küçük bir yastık gibi). Nesnenin üzerine yatak indirilir. Yatağın üzerindeki tepecik üzerine yatılarak düzlenmeye çalışılır. Eğer iki kişi ile çalışılıyorsa bu sırada nesneye boğazdan gömme (deepthroat) yapılır, bir kişi ile çalışılıyorsa sıra ile bir yatılır, bir ağızdan beslenir, zevke göre. Bu sürede tokatlama ağzına tükürme, yüzüne tükürme, suratını kirletme ve bukake (muhtemelen sonunda) yapılabilir. Yalnız yerlere veya yatağa sıçratıp zayi etmeyin, ne varsa nesnenin suratında, saçında başında kalmalıdır. Hatta başı arkaya yatık durumdayken ağzına gelirseniz, meninizi nesnenin burnundan bile getirebilirsiniz.
Uygulama şu şekilde;
Önce yatağın bazası boşaltılır. Nesnenin elleri ve ayakları bağlanır (eller ve ayaklar iki yana hafifçe açılacak gevşek şekilde, eller arkadan). Nesne bazanın içine sırt üstü yatırılır.
Nesnenin koltuk araları, bacak araları, iki yanı, altı, üstü, yorgan yastık gibi malzemelerle hareket edemeyecek, kapak da tam kapanmayacak şekilde doldurulur. Göğüslerin üst tarafı ve akcigerlerinin bulunduğu bölge nesnenin hava alabilmesi için boş bırakılmalıdır, bu bölge bazanın menteşesinin olduğu tarafa değil, açılıp kapandığı bölüme gelmelidir (güvenlik nedeniyle). Bu şekli ile baza kapağı nesnenin üzerine hafif aralık bırakılır. Bazanın üstüne yavaşça yaylı yatak konulur ve çok yavaş hareketlerle başlangıçta fazla yük vermeden yatağa önce oturulur sonra yatılır. Bu şekilde birkaç dakika kaldıktan sonra baza aralanır, içerideki havaya yelpazelendirerek sirkülasyon yaptırılır, nesnenin durumu sorulur, iyiyse aynısı tekrar tekrar yapılır.
Burada önemli bir nokta nesnenin ağzını bağlamamaktır, bağırmasının duyulmaması hayati sorunlara yol açabilir.
Bir süre sonra nesne bazadan çıkartılır ve başı bazanın dışında kalacak şekilde bazanın üstüne yatırılır, elleri ayakları bazanın kenarlarına bağlanarak sabitlenir, boynunun altına hafif bir destek konur (küçük bir yastık gibi). Nesnenin üzerine yatak indirilir. Yatağın üzerindeki tepecik üzerine yatılarak düzlenmeye çalışılır. Eğer iki kişi ile çalışılıyorsa bu sırada nesneye boğazdan gömme (deepthroat) yapılır, bir kişi ile çalışılıyorsa sıra ile bir yatılır, bir ağızdan beslenir, zevke göre. Bu sürede tokatlama ağzına tükürme, yüzüne tükürme, suratını kirletme ve bukake (muhtemelen sonunda) yapılabilir. Yalnız yerlere veya yatağa sıçratıp zayi etmeyin, ne varsa nesnenin suratında, saçında başında kalmalıdır. Hatta başı arkaya yatık durumdayken ağzına gelirseniz, meninizi nesnenin burnundan bile getirebilirsiniz.
Etiketler:
aşağılama,
bağlama,
BDSM malzemeleri,
bukake,
eziyet,
fantezi,
halat,
soluksuz bırakma
12 Ağustos 2009 Çarşamba
BDSM İçin Güvenli Mekan Bulmak
Türkiye'de BDSM uygulamasının gizli olması gereklidir, bu kesin. Yakalanmayacağınız, kimsenin görmeyeceği, insanların üşüşmeyeceği yer ise aradığınız gizli yerdir. Bazen hafif riskli olması heyecan yaratır ancak normal bir sevişmedeki yakalanmakla BDSM'deki yakalanmak arasında önemli bir fark var: Cinsellik genelde herkesin yaşadığı bir şeydir, biraz sırıtaraktan, tüh yakalandık moduna girerek, belki biraz yüzünüz kızararak karşılayabilirsiniz ama BDSM'yi anlayabileceklerin sayısı çok azdır.
Eğer kimse size gelip gitmiyorsa en uygun yer kendi evinizdir. Tabi BDSM partnerinize güveniyor olmanız koşulu ile...
Tecrübe ile sabit bazı mekanları toparlamaya çalıştım.
Mekanlar, mekanlar, artıları eksileri;
Otel odaları: Çoğunda araç gereç ve yer sınırlıdır, geniş olanaklı fantezi yapmak isterseniz bence şimdiden unutun. Giriş çıkış bir problem, giriş çıkış zamanları bir problem, evlilik cüzdanı sormaları bir problem, gürültü konusundaki sınırlamalarınız bir problem, problem de problem. Ucuzu çok pis, pahalısında ise paranızla rezil olursunuz, sevgili kaçamağı için belki (o da belki) ama bence BDSM'ye hiç uygun değil...
Günlük Kiralık Ev: Eğer ev sahibinin evi ne için tuttuğunuzu anlayacağı gibi davranmazsanız, hikayeniz güzel olursa ve komşuları da rahatsız etmezseniz iyi bir çözüm. Sadece bir günlük kiralık tutmaya kalkınca biraz sorun olabiliyor ama buna uygun bir bahaneniz varsa sorun değil. Tabi bir gece ortadan kaybolmak size sorun yaratmayacaksa, özellikle benim gibi gündüzcü, hatta sabahçı :-) bir partneriniz varsa bu da sorun oluyor. Evi tutmadan önce içinde bulacağınız uygun donanımlar için biraz kafa yormanız gerekebilir, zira sizin ekleyeceğiniz BDSM gereçleri ile uyum içinde olmayabilir.
Araç içi BDSM: Diğerlerinden farklı bir fantezi olmakla birlikte diğerleri ile karşılaştırma açısından öncelikle diğerlerine göre tehlikeli (hareket halinde olunduğundan) olduğunu söylemek lazım. Hem BDSM hem de araç kullanmaya dikkatinizi böldüğünüz ve ikisi de kaçınılmaz olduğu için çok farklıdır. Başlıca artıları; istediğiniz kadar gürültü bağırtı çağırtı yapın kimse duymaz siz doya doya duyarsınız, outdoor hazzını yaşarsınız, araçta bağlama vb için yerler genelde bulunur vs. Başlıca eksileri; kaza yaparsanız tam anlamı ile ölü veya diri madara olursunuz, polis kontrolünde bazı şeyleri açıklamanız mümkün olmayabilir, gözaltına alınıp yine sağ madara olabilirsiniz. En iyi yer ve vakit otoyolun sakin vakitleridir, 50-60 km/h hızla bir şekilde güvenli de olabilir ama ancak bu saatlerde de TIR sürücülerinin kabinlerinin ve aynalarının görüş alanında veya mobese kameralarının görüş alanında olmamanız lazım. Eğer sürücü olarak kendinize güveniyorsanız ve düşük hızda aynı anda BDSM eylemi ve araç kullanma yapabilecekseniz, bir de kamyon şoförü kollayabilecekseniz deneyebilirsiniz.
Bekar evi: Bu mekan türü daha çok genç kitle için geçerli. Eğer yolgeçen hanı haline gelmiş bir bekar evini müdavimlerinin sinema paralarını ödeyerek yalnız başına kullanma olanağınız varsa bu hiç kaçırılmaması gereken bir fırsattır. Bizim gibi moruklara (Tevellüt 1969) ah nerde o günler dedirtir. Bunu yaparken yeter ki bir odayı kullanın (tercihan en donanımlı ve uygun odayı) ve dış kapıyı kilitlemeyi unutmayın, acil durumlarda sevgilinizle sevişiyormuşsunuz ayağına yatabilirsiniz :-), ama aletlerinizi saklamayı unutmayın, yoksa yemeyebilirler...
Issız dağ veya orman evi: Eğer paranız ve zamanınız bolsa bu mekan uygundur. Yalnız bu tür yerler diğer aile fertlerince de bilindiğinden bekar olmayanlar için had safhada tehlikelidir (yakalanma riski nedeniyle).
Asansör: Olsa olsa küçük ve kısa süreli bir fantezi için kullanılabilir, BDSM işleri cinselliğe göre daha fazla zaman alır, bu nedenle asansör pek iyi bir fikir sayılmaz. Diğer bir dezavantajı da en ufak sesinizi bile kontrol etmek zorunda kalmanızdır. Asansörde küçük de olsa bir macera yaşamak için pek kimsenin henüz oturmadığı ama herşeyi ile çalışan binaları tercih edebilirsiniz, durdurduğunuz asansörü biri çekerse diye stop tuşuna basmak için sürekli alarmda olsanız iyi olur.
Eğer kimse size gelip gitmiyorsa en uygun yer kendi evinizdir. Tabi BDSM partnerinize güveniyor olmanız koşulu ile...
Tecrübe ile sabit bazı mekanları toparlamaya çalıştım.
Mekanlar, mekanlar, artıları eksileri;
Otel odaları: Çoğunda araç gereç ve yer sınırlıdır, geniş olanaklı fantezi yapmak isterseniz bence şimdiden unutun. Giriş çıkış bir problem, giriş çıkış zamanları bir problem, evlilik cüzdanı sormaları bir problem, gürültü konusundaki sınırlamalarınız bir problem, problem de problem. Ucuzu çok pis, pahalısında ise paranızla rezil olursunuz, sevgili kaçamağı için belki (o da belki) ama bence BDSM'ye hiç uygun değil...
Günlük Kiralık Ev: Eğer ev sahibinin evi ne için tuttuğunuzu anlayacağı gibi davranmazsanız, hikayeniz güzel olursa ve komşuları da rahatsız etmezseniz iyi bir çözüm. Sadece bir günlük kiralık tutmaya kalkınca biraz sorun olabiliyor ama buna uygun bir bahaneniz varsa sorun değil. Tabi bir gece ortadan kaybolmak size sorun yaratmayacaksa, özellikle benim gibi gündüzcü, hatta sabahçı :-) bir partneriniz varsa bu da sorun oluyor. Evi tutmadan önce içinde bulacağınız uygun donanımlar için biraz kafa yormanız gerekebilir, zira sizin ekleyeceğiniz BDSM gereçleri ile uyum içinde olmayabilir.
Araç içi BDSM: Diğerlerinden farklı bir fantezi olmakla birlikte diğerleri ile karşılaştırma açısından öncelikle diğerlerine göre tehlikeli (hareket halinde olunduğundan) olduğunu söylemek lazım. Hem BDSM hem de araç kullanmaya dikkatinizi böldüğünüz ve ikisi de kaçınılmaz olduğu için çok farklıdır. Başlıca artıları; istediğiniz kadar gürültü bağırtı çağırtı yapın kimse duymaz siz doya doya duyarsınız, outdoor hazzını yaşarsınız, araçta bağlama vb için yerler genelde bulunur vs. Başlıca eksileri; kaza yaparsanız tam anlamı ile ölü veya diri madara olursunuz, polis kontrolünde bazı şeyleri açıklamanız mümkün olmayabilir, gözaltına alınıp yine sağ madara olabilirsiniz. En iyi yer ve vakit otoyolun sakin vakitleridir, 50-60 km/h hızla bir şekilde güvenli de olabilir ama ancak bu saatlerde de TIR sürücülerinin kabinlerinin ve aynalarının görüş alanında veya mobese kameralarının görüş alanında olmamanız lazım. Eğer sürücü olarak kendinize güveniyorsanız ve düşük hızda aynı anda BDSM eylemi ve araç kullanma yapabilecekseniz, bir de kamyon şoförü kollayabilecekseniz deneyebilirsiniz.
Bekar evi: Bu mekan türü daha çok genç kitle için geçerli. Eğer yolgeçen hanı haline gelmiş bir bekar evini müdavimlerinin sinema paralarını ödeyerek yalnız başına kullanma olanağınız varsa bu hiç kaçırılmaması gereken bir fırsattır. Bizim gibi moruklara (Tevellüt 1969) ah nerde o günler dedirtir. Bunu yaparken yeter ki bir odayı kullanın (tercihan en donanımlı ve uygun odayı) ve dış kapıyı kilitlemeyi unutmayın, acil durumlarda sevgilinizle sevişiyormuşsunuz ayağına yatabilirsiniz :-), ama aletlerinizi saklamayı unutmayın, yoksa yemeyebilirler...
Issız dağ veya orman evi: Eğer paranız ve zamanınız bolsa bu mekan uygundur. Yalnız bu tür yerler diğer aile fertlerince de bilindiğinden bekar olmayanlar için had safhada tehlikelidir (yakalanma riski nedeniyle).
Asansör: Olsa olsa küçük ve kısa süreli bir fantezi için kullanılabilir, BDSM işleri cinselliğe göre daha fazla zaman alır, bu nedenle asansör pek iyi bir fikir sayılmaz. Diğer bir dezavantajı da en ufak sesinizi bile kontrol etmek zorunda kalmanızdır. Asansörde küçük de olsa bir macera yaşamak için pek kimsenin henüz oturmadığı ama herşeyi ile çalışan binaları tercih edebilirsiniz, durdurduğunuz asansörü biri çekerse diye stop tuşuna basmak için sürekli alarmda olsanız iyi olur.
31 Temmuz 2009 Cuma
Fantezi: Genital su balonları
Gerekli Malzeme
- Küçük bir su el pompası veya iri boy enjektör.
- 1 kap su
- 20m kadar ip
- 2 adet balon (yuvarlak tipten)
- 4-5 adet beton çivisi ve bir adet çekiç
- 4 adet yuvarlak halka (mümkünse yanı delikli)
- Portatif merdiven
- 1 tüp vazelin
- Kalem veya benzeri çubuk
- Mandal veya metal klips
- Nesne (Bir kadın)
- 1 rulo streç film
Bu fantezi tavanın ve zemininin küçük de olsa delinmesini gerektirir. Mekanı ona uygun seçiniz.
Ortamın Hazırlığı
- Uygulama yerine gidip odanın ortasına yakın bir yerine biri tavanda diğeri yerde ama aynı düşey hizada olmak üzere halkaları sabitleyin.
- İpi üç eşit parçaya bölün.
Nesnenin Hazırlığı
- Kalem veya çubuğu vazelinle kayganlaştırın ve balonlardan birinin içine hava yerinden sokun.
- Balonun hava ağzı kısmı dışarıda kalacak şekilde dikkatlice vajinadan içeri itin, bunu yapmadan önce nesneyi biraz yumuşatmanız gerekebilir. Balonu yırtmamaya özen gösterin.
- Aynı işi, daha dikkatli davranak anüs için yapın.
- Nesneyi sırtüstü şekilde yere yatırın ve bacaklarını kendine doğru toplamasını sağlayın.
- Vajinadaki balonun içine pompa veya enjektör ile yavaş yavaş su basın. Pompalanacak su vajinal dokuya zarar vermeyecek miktarda olmalıdır. Arada bir elinizle balonun ağzını dışarı çekmeyi deneyin, gelmiyorsa yeterli demektir.
- Nesneyi yana doğru yatırın ve aynı işlemi anüsüne yapın.
- Balonların hava girişini (ki burada su girişi oldu) metal halka üzerinden düğümleyin (içeri kaçırmayın).
- Nesnenin gövdesinin üst bölümünü kollarını açamayacak şekilde streç film ile sarın (ağzını sarmayın).
Önemli: Bu oyun daha önce tecrübe edilmemiştir. Uygularsanız zararlı olabilecek yönlerini dikkate almanız gereklidir. İplerin diğer ucunu asla sabit bir yere bağlamayın. Nesne bir şekilde dengesini yititirse zarar verici olabilir.
Uygulama 1
- İplerden birinin nesnenin anüsündeki halkaya bağlayın diğer ipin ucunu vajinasındaki halkaya bağlayın.
- Yerden gelen ipi vajinasındaki halkasından geçirip elinize alın, tavandan gelen ipi anüsündeki halkadan geçirip elinize alın.
- İpleri kullanarak pozisyon ve gerginliğini kontrol ederek nesneyi dizleri bükük ve öne eğik durumda tutun. Arada bir gevşetip sıkarak size uymasını sağlayın. Aşağı yukarı hareket ettirerek eziyet edin.
Uygulama 2
- İpleri çözün, iplerden birinin ucunu tavandaki halkaya bağlayın, diğer ipin bir ucunu yerdeki halkaya bağlayın.
- İplerin uçlarını vajina ve anüse bağlı halkalardan geçirip elinize alın.
- Önceki çalışmaları tekrarlayın. Bu uygulamada öncekinden farklı olarak siz ipleri çektikçe nesne size doğru hareket edebilir. Bu nedenle ipleri dışarı istikametlerde çalıştırmanız gerekecektir, mesela yer istikametinde olan ipin ucuna basıp nesneyi üstteki ip ile kontrol edebilirsiniz.
Uygulama 3
- İpleri Uygulama 1'de olduğu gibi anüs ve vajinaya bağlı halkalara bağlayın ancak bunların her ikisini de yerdeki halkadan geçirip elinize alın, böylece nesneyi yerine sabitlemiş olacaksınız.
- Göğüs uçlarına takacağınız klipslerin arkasından ip geçirin ve tavandaki halkadan geçirip elinize alın.
- Göğüslerdeki klipsleri yerinden kopartmadan diz çökme ve kalkma antremanı yapıtırın.
- Nesneyi ip zoru ile yere oturtun, sonra ayağa kaldırtın.
İşiniz bittikten sonra
Balonları çıkartmadan nesneyi ördek gibi yürüte yürüte (balonlardan dolayı) yatak odasına kadar götürün. Bir kovaya içerideki ılık suları boşaltın ve sönmüş balonları içeriden çıkartın, tuvalete gidip güzelce ellerinizi yıkayın, geri dönüp hatuna önden arkadan girişin. Ona daha önce hiç bu kadar rahat girip çıkmamış olduğunuzu farkedebilirsiniz.
- Küçük bir su el pompası veya iri boy enjektör.
- 1 kap su
- 20m kadar ip
- 2 adet balon (yuvarlak tipten)
- 4-5 adet beton çivisi ve bir adet çekiç
- 4 adet yuvarlak halka (mümkünse yanı delikli)
- Portatif merdiven
- 1 tüp vazelin
- Kalem veya benzeri çubuk
- Mandal veya metal klips
- Nesne (Bir kadın)
- 1 rulo streç film
Bu fantezi tavanın ve zemininin küçük de olsa delinmesini gerektirir. Mekanı ona uygun seçiniz.
Ortamın Hazırlığı
- Uygulama yerine gidip odanın ortasına yakın bir yerine biri tavanda diğeri yerde ama aynı düşey hizada olmak üzere halkaları sabitleyin.
- İpi üç eşit parçaya bölün.
Nesnenin Hazırlığı
- Kalem veya çubuğu vazelinle kayganlaştırın ve balonlardan birinin içine hava yerinden sokun.
- Balonun hava ağzı kısmı dışarıda kalacak şekilde dikkatlice vajinadan içeri itin, bunu yapmadan önce nesneyi biraz yumuşatmanız gerekebilir. Balonu yırtmamaya özen gösterin.
- Aynı işi, daha dikkatli davranak anüs için yapın.
- Nesneyi sırtüstü şekilde yere yatırın ve bacaklarını kendine doğru toplamasını sağlayın.
- Vajinadaki balonun içine pompa veya enjektör ile yavaş yavaş su basın. Pompalanacak su vajinal dokuya zarar vermeyecek miktarda olmalıdır. Arada bir elinizle balonun ağzını dışarı çekmeyi deneyin, gelmiyorsa yeterli demektir.
- Nesneyi yana doğru yatırın ve aynı işlemi anüsüne yapın.
- Balonların hava girişini (ki burada su girişi oldu) metal halka üzerinden düğümleyin (içeri kaçırmayın).
- Nesnenin gövdesinin üst bölümünü kollarını açamayacak şekilde streç film ile sarın (ağzını sarmayın).
Önemli: Bu oyun daha önce tecrübe edilmemiştir. Uygularsanız zararlı olabilecek yönlerini dikkate almanız gereklidir. İplerin diğer ucunu asla sabit bir yere bağlamayın. Nesne bir şekilde dengesini yititirse zarar verici olabilir.
Uygulama 1
- İplerden birinin nesnenin anüsündeki halkaya bağlayın diğer ipin ucunu vajinasındaki halkaya bağlayın.
- Yerden gelen ipi vajinasındaki halkasından geçirip elinize alın, tavandan gelen ipi anüsündeki halkadan geçirip elinize alın.
- İpleri kullanarak pozisyon ve gerginliğini kontrol ederek nesneyi dizleri bükük ve öne eğik durumda tutun. Arada bir gevşetip sıkarak size uymasını sağlayın. Aşağı yukarı hareket ettirerek eziyet edin.
Uygulama 2
- İpleri çözün, iplerden birinin ucunu tavandaki halkaya bağlayın, diğer ipin bir ucunu yerdeki halkaya bağlayın.
- İplerin uçlarını vajina ve anüse bağlı halkalardan geçirip elinize alın.
- Önceki çalışmaları tekrarlayın. Bu uygulamada öncekinden farklı olarak siz ipleri çektikçe nesne size doğru hareket edebilir. Bu nedenle ipleri dışarı istikametlerde çalıştırmanız gerekecektir, mesela yer istikametinde olan ipin ucuna basıp nesneyi üstteki ip ile kontrol edebilirsiniz.
Uygulama 3
- İpleri Uygulama 1'de olduğu gibi anüs ve vajinaya bağlı halkalara bağlayın ancak bunların her ikisini de yerdeki halkadan geçirip elinize alın, böylece nesneyi yerine sabitlemiş olacaksınız.
- Göğüs uçlarına takacağınız klipslerin arkasından ip geçirin ve tavandaki halkadan geçirip elinize alın.
- Göğüslerdeki klipsleri yerinden kopartmadan diz çökme ve kalkma antremanı yapıtırın.
- Nesneyi ip zoru ile yere oturtun, sonra ayağa kaldırtın.
İşiniz bittikten sonra
Balonları çıkartmadan nesneyi ördek gibi yürüte yürüte (balonlardan dolayı) yatak odasına kadar götürün. Bir kovaya içerideki ılık suları boşaltın ve sönmüş balonları içeriden çıkartın, tuvalete gidip güzelce ellerinizi yıkayın, geri dönüp hatuna önden arkadan girişin. Ona daha önce hiç bu kadar rahat girip çıkmamış olduğunuzu farkedebilirsiniz.
30 Temmuz 2009 Perşembe
İdeal köle veya kölenin kölesi olmak
Bazı bloglarda rastladım, kayıt yayınlayan bazı arkadaşlar "sahibin her istediği köle tarafından hiçbir koşul olmadan yapılmalıdır" yorumunda bulunuyorlar.
Bu "kayıtsız koşulsuz" ifadesi bana biraz ütopik geldi. Hani bir efendinin isteyeceği en güzel şeydir bu, ama birader nerede o bolluk? Açıkçası arkadaşların ya çok şanslı olduğunu ya da hiç uygulama olmadan hayal dünyalarında yarattıkları ile konuştuklarını düşünüyorum.
Her ne kadar köle de bir insan, ona nesne gibi davranırsınız hoşuna da gider ama herkesin bazı "olmaz"ları da vardır. Onlara denk geldiniz mi sahiplik/kölelik orada biter, zira burada Kunta Kinte zamanındaki kölelerden bahsetmiyoruz, bu bir haz oyunu sadece. Bundan dolayı değil midir ki elin oğlu ile kızları aralarında uzun uzun bir agreement list hazırlıyorlar. Bence de iyi bir fikir sayılabilir, tabi yaratıcılığı biraz kısıtlıyor gibi, neyse yaratıcılık konumuzun dışında şimdilik...
Bir köle ile uzunca bir süre geçirdiğinizde sahibin kim kölenin kim olduğundan bazen emin de olamıyorsunuz? :-)
Eğer köleniz edilgen/mazoşist bir köle ise ona yapacağınız hemen her iş sizin bir emeğinizi gerektiriyor. Kirletiyorsunuz, sopalıyorsunuz, orasını burasını çekiştiriyorsunuz, saçından çekiyorsunuz, zincirliyorsunuz, bağlıyorsunuz. Bunların hepsi sizin emeğinizi gerektiriyor, köle rahat, ooooh, yan gelmiş yatıyor!
Eğer kölenizle kesişim alanınız sınırlıysa bu sefer de yapacak şeyler bulmak için sizin için farketmez olan, onun için hoş olan şeyleri de yapıyorsunuz, şimdi kim kimin kölesi sizce?
Bütün sahiplere köleleri ile birbirini tamamlayan tam bir uyum diliyorum.
Bu "kayıtsız koşulsuz" ifadesi bana biraz ütopik geldi. Hani bir efendinin isteyeceği en güzel şeydir bu, ama birader nerede o bolluk? Açıkçası arkadaşların ya çok şanslı olduğunu ya da hiç uygulama olmadan hayal dünyalarında yarattıkları ile konuştuklarını düşünüyorum.
Her ne kadar köle de bir insan, ona nesne gibi davranırsınız hoşuna da gider ama herkesin bazı "olmaz"ları da vardır. Onlara denk geldiniz mi sahiplik/kölelik orada biter, zira burada Kunta Kinte zamanındaki kölelerden bahsetmiyoruz, bu bir haz oyunu sadece. Bundan dolayı değil midir ki elin oğlu ile kızları aralarında uzun uzun bir agreement list hazırlıyorlar. Bence de iyi bir fikir sayılabilir, tabi yaratıcılığı biraz kısıtlıyor gibi, neyse yaratıcılık konumuzun dışında şimdilik...
Bir köle ile uzunca bir süre geçirdiğinizde sahibin kim kölenin kim olduğundan bazen emin de olamıyorsunuz? :-)
Eğer köleniz edilgen/mazoşist bir köle ise ona yapacağınız hemen her iş sizin bir emeğinizi gerektiriyor. Kirletiyorsunuz, sopalıyorsunuz, orasını burasını çekiştiriyorsunuz, saçından çekiyorsunuz, zincirliyorsunuz, bağlıyorsunuz. Bunların hepsi sizin emeğinizi gerektiriyor, köle rahat, ooooh, yan gelmiş yatıyor!
Eğer kölenizle kesişim alanınız sınırlıysa bu sefer de yapacak şeyler bulmak için sizin için farketmez olan, onun için hoş olan şeyleri de yapıyorsunuz, şimdi kim kimin kölesi sizce?
Bütün sahiplere köleleri ile birbirini tamamlayan tam bir uyum diliyorum.
23 Temmuz 2009 Perşembe
BDSM malzemeleri nerelerden sağlanabilir?
Şahsi önerim, kendi malzemelerinizi kendiniz yapmanızdır. Şunu kolaylıkla diyebilirim ki şimdiye kadar bir sex shop'tan hiç malzeme almadım, muhtemelen onları biraz fazla hazır bulmamdan, bilmiyorum... Belki de biraz doğalcıyım... Kendi hazırladıklarım daima bana hem yaratıcılık konusunda haz vermiştir hem de karşı tarafın aşağılanmasında daha gerçekçi bulmuşumdur.
BDSM yaratıcılığı gözü ile baktığınızda aslında etrafta ne kadar çok malzeme olduğunu farkedersiniz. Eğer büyük şehirde yaşıyorsanız etrafınızdaki süpermarketlerde, yapı marketlerde ilgili ne kadar çok malzeme satıldığını görebilirsiniz. Örneğin;
Zincir ve aksesuarları
Yapı marketlerden bulabilirsiniz; istediğiniz kalınlık ve türde satılıyor, kaç metre isterseniz o kadar kestirip alıyorsunuz. Zincirler için aksesuarlar (ek baklaları, fırdöndüler, vb) de buralarda her zincir için bile çeşit çeşit bulunuyor. Zevk için ucuza asma kilit vb'de bulabilirsiniz. Zincirleri geçirip yön değiştirtmek için metal halkalar da tedarik edilebilecekler arasında.
Halat, ip ve benzeri bağlar
Yapı marketlerde bunun da bir reyonu bulunuyor, istediğiniz kalınlık, renk ve nitelikte halat bulabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken şeyler; genelde iki kalite seviyesi bulunuyor, pahalı yatlarda kullanılan suya, yosuna ve yüke dayanıklı ama yine pahalı olan tipler, bunlar size gerekli değil. Ucuz olanlar da kendir ve sentetik olmak üzere iki tip, kendir (resimde soldan 4. ve 5.) en ucuzu ama sert ve etrafı ısırıcı ve pütürlüdür. Daha çok zevk verebilir ama cildi yaralayabilir de, sentetik olanlar (resimde 1,2,3 ve 7,8,9) ciltte daha çok kayabilir ki bazen bu esnekliği istersiniz. Halatlara takabileceğiniz bazı aksesuarları da kendiniz yaratabilirsiniz, mesela yaylar veya borular bunlardan sadece ikisi. Halatla yapılabilecekler sizin hayalgücünüze kalıyor. Genellikle ihtiyacınız olan kalınlık 8mm ile 12mm arasında olanlar, daha ince olanlar kesilmelere neden olabilir.
Dikkatli kullanırsanız amerikalıların Zip-Tie dediği bizim elektrikçilerin kablo bağı dedikleri cırcırlı (tek yönlü sıkılan) bağların uzun ve iri olanları da çok kullanışlı (30-40cm civarı), bunları uc uca sıkarak daha da uzun yapabiliyorsunuz, ama bunları kullandıktan sonra ancak kesip çıkartabilirsiniz, bu nedenle yanında küçük bir yan keski almayı unutmayın, falçata ile kesmeye kalkmayın falçata olmadık işler açabilir. Bunları sakın boyuna uygulamayın (aslında hiçbirini boyuna uygulamayın), esnek değildir kan geçişine engel olabilir.
Ağız topu, tasma
Ağız topu denilen şey yerine üç şey kullanabilirsiniz; Kölenin ağız büyüklüğüne bağlı olarak tenis topu, golf topu veya pinpon topu. Bunu delip bir kayışı ortasından geçirip arkadan bağladığınızda o sex shoplarda satılan şey ile aynı olacaktır. Tenis topunu delerseniz sönebilir tabi, bundan dolayı bir çepeçevre beze dolayıp kenarlarından iple sıkarak da sabitlemeniz mümkündür. Kayış yerine halat, bez hatta ince bir zincir de kullanabilirsiniz. Bir petshop'da tasma bulabilirsiniz, ancak deri olanlar biraz daha pahalı oluyor, süpermarketlerde satılanlar ise zevk vermeyecek kadar adi, eğer harcayacağınız sınırlı ise süpermarketlerden çok adi bir kemer alın, kesin, delik yeri açın, alın size tasma. Kullanırken aradaki farkı görmeyeceksiniz bile.
Strech film, koli bantları
Açıklamam bile abes aslında, bakkalda bile satılıyor. Koli bandının adisi çok zevksiz oluyor, bunun yerine yapı marketlerden temin edebileceğiniz ithal (3M) gri "duct tape" tipi bantlar alabilirsiniz. Yalnız kullanmadan önce yapışan kısmı ciltte mutlaka deneyin, leke iz bırakmasın, çok güçlüsünü almayın kölenize ağda yapıyor gibi olabilirsiniz, acısını hak ediyor :-) zaten ama izi kalmasın.
Boyunduruk, gergi
Bunlar biraz daha zor sınıfta, üzerinde çalışmanız gerekebilir. Gergi (kolları ve bacakları birbirinden uzaklaştırmak üzere bir çeşit çubuk) bir alimünyum borudan, bunların içinden geçirilmiş kalın iplerin bileklere bağlanmasından oluşabilir, bunun sıkılığını ayarlayabilirsiniz de... Boyunduruk (baş ve kafayı geçirip kilitlediğiniz ahşap parça) eğer tahta parçayı kesme olanağınız var ise (dekopaj) kendi kendinize ahşaptan yapabileceğiniz bir alet. Eğer böyle bir imkanınız yok ise alacağınız ahşap bir parçaya tasma, zincir hatta bez veya gibi parçalar çivileyerek kollar ve boyun için yer yapabilirsiniz. Ahşap dahil olmak üzere bütün malzemeleri yapı marketlerden bulabilirsiniz.
Örtü, branda
Eğer kirletme oyunu oynacaksanız etrafı batırmamak için en az 3x3 metrelik boya naylonu almanız yeterli olacaktır. Bunu boya satan yerlerden tedarik edebilirsiniz. Bu brandadan iki tane alıp birini köleyi sarıp sarmalamak için de kullanabilirsiniz.
BDSM yaratıcılığı gözü ile baktığınızda aslında etrafta ne kadar çok malzeme olduğunu farkedersiniz. Eğer büyük şehirde yaşıyorsanız etrafınızdaki süpermarketlerde, yapı marketlerde ilgili ne kadar çok malzeme satıldığını görebilirsiniz. Örneğin;
Zincir ve aksesuarları
Yapı marketlerden bulabilirsiniz; istediğiniz kalınlık ve türde satılıyor, kaç metre isterseniz o kadar kestirip alıyorsunuz. Zincirler için aksesuarlar (ek baklaları, fırdöndüler, vb) de buralarda her zincir için bile çeşit çeşit bulunuyor. Zevk için ucuza asma kilit vb'de bulabilirsiniz. Zincirleri geçirip yön değiştirtmek için metal halkalar da tedarik edilebilecekler arasında.
Halat, ip ve benzeri bağlar
Yapı marketlerde bunun da bir reyonu bulunuyor, istediğiniz kalınlık, renk ve nitelikte halat bulabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken şeyler; genelde iki kalite seviyesi bulunuyor, pahalı yatlarda kullanılan suya, yosuna ve yüke dayanıklı ama yine pahalı olan tipler, bunlar size gerekli değil. Ucuz olanlar da kendir ve sentetik olmak üzere iki tip, kendir (resimde soldan 4. ve 5.) en ucuzu ama sert ve etrafı ısırıcı ve pütürlüdür. Daha çok zevk verebilir ama cildi yaralayabilir de, sentetik olanlar (resimde 1,2,3 ve 7,8,9) ciltte daha çok kayabilir ki bazen bu esnekliği istersiniz. Halatlara takabileceğiniz bazı aksesuarları da kendiniz yaratabilirsiniz, mesela yaylar veya borular bunlardan sadece ikisi. Halatla yapılabilecekler sizin hayalgücünüze kalıyor. Genellikle ihtiyacınız olan kalınlık 8mm ile 12mm arasında olanlar, daha ince olanlar kesilmelere neden olabilir.
Dikkatli kullanırsanız amerikalıların Zip-Tie dediği bizim elektrikçilerin kablo bağı dedikleri cırcırlı (tek yönlü sıkılan) bağların uzun ve iri olanları da çok kullanışlı (30-40cm civarı), bunları uc uca sıkarak daha da uzun yapabiliyorsunuz, ama bunları kullandıktan sonra ancak kesip çıkartabilirsiniz, bu nedenle yanında küçük bir yan keski almayı unutmayın, falçata ile kesmeye kalkmayın falçata olmadık işler açabilir. Bunları sakın boyuna uygulamayın (aslında hiçbirini boyuna uygulamayın), esnek değildir kan geçişine engel olabilir.
Ağız topu, tasma
Ağız topu denilen şey yerine üç şey kullanabilirsiniz; Kölenin ağız büyüklüğüne bağlı olarak tenis topu, golf topu veya pinpon topu. Bunu delip bir kayışı ortasından geçirip arkadan bağladığınızda o sex shoplarda satılan şey ile aynı olacaktır. Tenis topunu delerseniz sönebilir tabi, bundan dolayı bir çepeçevre beze dolayıp kenarlarından iple sıkarak da sabitlemeniz mümkündür. Kayış yerine halat, bez hatta ince bir zincir de kullanabilirsiniz. Bir petshop'da tasma bulabilirsiniz, ancak deri olanlar biraz daha pahalı oluyor, süpermarketlerde satılanlar ise zevk vermeyecek kadar adi, eğer harcayacağınız sınırlı ise süpermarketlerden çok adi bir kemer alın, kesin, delik yeri açın, alın size tasma. Kullanırken aradaki farkı görmeyeceksiniz bile.
Strech film, koli bantları
Açıklamam bile abes aslında, bakkalda bile satılıyor. Koli bandının adisi çok zevksiz oluyor, bunun yerine yapı marketlerden temin edebileceğiniz ithal (3M) gri "duct tape" tipi bantlar alabilirsiniz. Yalnız kullanmadan önce yapışan kısmı ciltte mutlaka deneyin, leke iz bırakmasın, çok güçlüsünü almayın kölenize ağda yapıyor gibi olabilirsiniz, acısını hak ediyor :-) zaten ama izi kalmasın.
Boyunduruk, gergi
Bunlar biraz daha zor sınıfta, üzerinde çalışmanız gerekebilir. Gergi (kolları ve bacakları birbirinden uzaklaştırmak üzere bir çeşit çubuk) bir alimünyum borudan, bunların içinden geçirilmiş kalın iplerin bileklere bağlanmasından oluşabilir, bunun sıkılığını ayarlayabilirsiniz de... Boyunduruk (baş ve kafayı geçirip kilitlediğiniz ahşap parça) eğer tahta parçayı kesme olanağınız var ise (dekopaj) kendi kendinize ahşaptan yapabileceğiniz bir alet. Eğer böyle bir imkanınız yok ise alacağınız ahşap bir parçaya tasma, zincir hatta bez veya gibi parçalar çivileyerek kollar ve boyun için yer yapabilirsiniz. Ahşap dahil olmak üzere bütün malzemeleri yapı marketlerden bulabilirsiniz.
Örtü, branda
Eğer kirletme oyunu oynacaksanız etrafı batırmamak için en az 3x3 metrelik boya naylonu almanız yeterli olacaktır. Bunu boya satan yerlerden tedarik edebilirsiniz. Bu brandadan iki tane alıp birini köleyi sarıp sarmalamak için de kullanabilirsiniz.
Etiketler:
ağız topu,
BDSM malzemeleri,
boyunduruk,
gag topu,
halat,
streç film,
zincir
22 Temmuz 2009 Çarşamba
İlk buluşmalarda güven sorunu
Bir BDSM ilişkiye başlayacak kişiler bir diğerine nasıl güvenir? Başka bir deyişle tanışma ve oturum ne şekilde başlar ve nasıl yolunda gider?
Bence, temel bazı kurallara uyulduğunda ve utanmanın ortada bulunmadığında tamamen rasgele :-)
Cesaret ve uçta bulunma durumu bence tamamen kişisel bir özellik. Ben yapılı ve erkek olmama rağmen benden çok daha cesur sub'lar gördüm. Ya insanları çok iyi tahlil ediyorlar, ya da gerçekten uçta yaşıyorlar.
Yeni tanışılan kişiye sınırlı bir güven duymak daha mantıklı, böylece engel koymamış ama temkini de elden bırakmamış olursunuz. Dikkat edilmesi gereken bazı kurallar:
- İlk tanışmanızda toplu bir yerde buluşun, özel ve süprizli şeylerden kaçının, ilk buluşmanızda mutlaka BDSM rüzgarları esmek zorunda değil, bunun karşılıklı bir buluşma olduğu konusunda aday partnerinizle mutabık kalabilirsiniz.
- En azından bir arkadaşınıza yeni tanıştığınız bir arkadaş ile nereye gittiğinizi söyleyin. Eğer ayarlayabilirseniz arada sizi bir veya birkaç defa telefonla aramasını rica edebilirsiniz. Bunu bir gizli mesaj olarak (can sıkmadan) buluştuğunuz kişiye de hissettirin veya satır arasında söyleyin. Eğer söyleyemediyseniz dahi söylemiş gibi belli edin (blöf yapın). Yeni adayınız bu işe karşı negatif bir tutum içine giriyorsa randevunuzu KESİNLİKLE iptal edin.
- Öncesinden aday partner ile görüşün ve ilk buluşmanızda neler planladığını net olarak (ayrıntılı olmak zorunda değil) tanımlatın. Buluşmanızda birşeyler garip gidiyorsa (mesela hiç konuşmamış olduğunuz halde buluşmanıza başka bir erkek arkadaşı ile birlikte geliyorsa) özür dileyerek duruma müdahale edin ve terkedin.
- Sadece ilk defada değil, her oturumunuzda mutlaka bir güvenli kelime (safeword) kararlaştırın. Bazen kasıtlı olmasa da BDSM oturumunda partnerin ne istendiği anlaşılmayabilir. Bu kelime aşırıya gidildiğinde partneri durduracak kelimedir. Eğer ağız balı ise bu kelime sözlü bir kelime değil, rahat sergilenebilecek bir davranış da olabilir.
- Önlem alacağım diye aday ilişkinizi de batırmayın, mantık sınırları içinde kalın, içinde olduğunuzu aday partnerinize açıkça belirtin.
Bence, temel bazı kurallara uyulduğunda ve utanmanın ortada bulunmadığında tamamen rasgele :-)
Cesaret ve uçta bulunma durumu bence tamamen kişisel bir özellik. Ben yapılı ve erkek olmama rağmen benden çok daha cesur sub'lar gördüm. Ya insanları çok iyi tahlil ediyorlar, ya da gerçekten uçta yaşıyorlar.
Yeni tanışılan kişiye sınırlı bir güven duymak daha mantıklı, böylece engel koymamış ama temkini de elden bırakmamış olursunuz. Dikkat edilmesi gereken bazı kurallar:
- İlk tanışmanızda toplu bir yerde buluşun, özel ve süprizli şeylerden kaçının, ilk buluşmanızda mutlaka BDSM rüzgarları esmek zorunda değil, bunun karşılıklı bir buluşma olduğu konusunda aday partnerinizle mutabık kalabilirsiniz.
- En azından bir arkadaşınıza yeni tanıştığınız bir arkadaş ile nereye gittiğinizi söyleyin. Eğer ayarlayabilirseniz arada sizi bir veya birkaç defa telefonla aramasını rica edebilirsiniz. Bunu bir gizli mesaj olarak (can sıkmadan) buluştuğunuz kişiye de hissettirin veya satır arasında söyleyin. Eğer söyleyemediyseniz dahi söylemiş gibi belli edin (blöf yapın). Yeni adayınız bu işe karşı negatif bir tutum içine giriyorsa randevunuzu KESİNLİKLE iptal edin.
- Öncesinden aday partner ile görüşün ve ilk buluşmanızda neler planladığını net olarak (ayrıntılı olmak zorunda değil) tanımlatın. Buluşmanızda birşeyler garip gidiyorsa (mesela hiç konuşmamış olduğunuz halde buluşmanıza başka bir erkek arkadaşı ile birlikte geliyorsa) özür dileyerek duruma müdahale edin ve terkedin.
- Sadece ilk defada değil, her oturumunuzda mutlaka bir güvenli kelime (safeword) kararlaştırın. Bazen kasıtlı olmasa da BDSM oturumunda partnerin ne istendiği anlaşılmayabilir. Bu kelime aşırıya gidildiğinde partneri durduracak kelimedir. Eğer ağız balı ise bu kelime sözlü bir kelime değil, rahat sergilenebilecek bir davranış da olabilir.
- Önlem alacağım diye aday ilişkinizi de batırmayın, mantık sınırları içinde kalın, içinde olduğunuzu aday partnerinize açıkça belirtin.
BDSM tehlikeli mi?
BDSM'nin tehlikeli olduğu doğru, bunun doğru yapılması gerekiyor, iyice araştırmadan bir eylemi gerçekleştirmemek gerekiyor ki internet üzerinde hakikaten çok kaynak bulmak mümkün, bugün yabancı dil bilen biri için bilgiye erişmenin sorun olmayacağını düşünüyorum. Tehlikelilik konusunda kendine çok fazla güvenmeme temkinini sabit tutmakla birlikte insanın zaman içinde neyin ne kadar tehlikeli olabileceği konusundaki görüşünün de geliştiğini görüyorum. Bazı şeylerin yerine göre tehlikeli olabileceğini bildiğim için blog okuyucularını uyararak başlamakta yarar gördüm. Atölye'de blog kayıtlarını yazarken de mümkün olduğu ölçüde yerinde uyarmanın da yararlı olacağını düşünüyorum, can sıkmam umarım.
BDSM hakkında görüşler
Ben, Sabri, günlük hayatımda pek çoğu insana göre çok daha ılımlı, çok daha makul, sevgi dolu, saygı dolu bir insanım, normal cinsel hayat ile alıp veremediğim yok. Diğer tarafta, bir alternatif yaşam biçimi olarak sadist bir efendi (sahip) rolüm var. Bu şekilde davranış sergilemek, (partnerimin kabul sınırları dahilinde kalmak üzere) beni rahatlatıyor, bundan heyecan duyuyorum. Bunun çook önceki atalarımından bana miras kalmış olduğunu düşünüyor, çevrelerimi birbiri arasında gizlemek zorunda kalmakla beraber, varolmasından da kendimden utanmıyorum. Olumlu açıdan bakılırsa birbiri ile ilgisiz iki hayatım olmasını da zenginlik olarak kabul etmek mümkün.
BDSM'nin, ucu ruhun bilinmeyen derinliklerine ulaşan bir eli var, temelinde insan doğası ve psikolojisi yatıyor. Etkileşimin önemli olduğu bu şey sizin en ilkel yerinizden partnerin en ilkel yerine bir köprü işlevi görüyor.
Burada insanın içgüdüleri, vahşi zamanlarından gelen ancak bastırılan dürtüleri, bunun üzerine karmaşıklaşmış hayatımızın getirdiği gerginlikler ve tatminsizlik var. BDSM ile ilgilenmeyen (belki sadece bir espri konusu yapan) kişiler de dahil, gerçekte pek çok insanın sosyal nedenlerle bu konudan uzak durduğunu (utanma, ayıp sayma, sapıklık olarak görme) düşünüyorum.
Nasıl uzak durmasın ki, alenen gerçekleştirilmesi toplumumuzdaki neredeyse bütün değerlerimiz ile ters düşüyor. Ama diğer taraftan da adam karısına kızıp gözünü başını şişiriyor ve bu bazı değerler çerçevesinde daha normal kabul ediliyor ki burada karısının bu işten hoşlanıp hoşlanmayacağı dikkate bile alınmıyor. Tabi burada BDSM ile karısını dövme işini sadece toplumsal değerlerin ikisine bakışı açısından karşılaştırıyorum, yoksa hissiyat alışverişi açısını bir köşeye bırakın bunun BDSM ile biçimsel olarak dahi pek bir ilgisi yok.
Bazı nedenlerle içimizdeki "şey'in" bir şekilde açığa çıkmasına izin verildiğinde aslında çoğu insanın içindeki "sapmalar"dan da çok farklı olmadığını, daha doğrusu bu farkın eylemden çok kişiliğe bağlı olduğunu hissediyorum, tıpkı alkol gibi, eğer biri kişiliğinde olumsuzsa alkol aldığında kavgacı oluyor, olumlu ise bol bol neşeleniyor.
BDSM'nin, ucu ruhun bilinmeyen derinliklerine ulaşan bir eli var, temelinde insan doğası ve psikolojisi yatıyor. Etkileşimin önemli olduğu bu şey sizin en ilkel yerinizden partnerin en ilkel yerine bir köprü işlevi görüyor.
Burada insanın içgüdüleri, vahşi zamanlarından gelen ancak bastırılan dürtüleri, bunun üzerine karmaşıklaşmış hayatımızın getirdiği gerginlikler ve tatminsizlik var. BDSM ile ilgilenmeyen (belki sadece bir espri konusu yapan) kişiler de dahil, gerçekte pek çok insanın sosyal nedenlerle bu konudan uzak durduğunu (utanma, ayıp sayma, sapıklık olarak görme) düşünüyorum.
Nasıl uzak durmasın ki, alenen gerçekleştirilmesi toplumumuzdaki neredeyse bütün değerlerimiz ile ters düşüyor. Ama diğer taraftan da adam karısına kızıp gözünü başını şişiriyor ve bu bazı değerler çerçevesinde daha normal kabul ediliyor ki burada karısının bu işten hoşlanıp hoşlanmayacağı dikkate bile alınmıyor. Tabi burada BDSM ile karısını dövme işini sadece toplumsal değerlerin ikisine bakışı açısından karşılaştırıyorum, yoksa hissiyat alışverişi açısını bir köşeye bırakın bunun BDSM ile biçimsel olarak dahi pek bir ilgisi yok.
Bazı nedenlerle içimizdeki "şey'in" bir şekilde açığa çıkmasına izin verildiğinde aslında çoğu insanın içindeki "sapmalar"dan da çok farklı olmadığını, daha doğrusu bu farkın eylemden çok kişiliğe bağlı olduğunu hissediyorum, tıpkı alkol gibi, eğer biri kişiliğinde olumsuzsa alkol aldığında kavgacı oluyor, olumlu ise bol bol neşeleniyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)