30 Eylül 2012 Pazar

Bir İnsan Neden bir BDSM İlgilisine Dönüşür?

Bu soruyu çok sordum kendime, o kadar ki artık sormaktan vazgeçtim. Bu postu da sadece vazgeçtiğim bilinsin diye klavyeye aldım.

İster köle olsun, ister efendi, ister sadist olsun ister mazoşist bildiğim birşey ar ki herkesin bir provakasyon nedeni var. Kimi kalıcı, yenemediği bir nedenden ötürü, kimiyse hayatında yolunu değiştirebilecek güçte bir travmadan ötürü.

Bildğim birşey varsa, eğer bu dürtü zararsız ise; cinsellikle ilgili bir konudan kaynaklanmaktadır.

Sevgilerimle, saygılarımla...

22 Eylül 2012 Cumartesi

Köle Köpeğin Kuyruk Sallaması Hakkında...

Köle/Efendi ilişkilerinin varlığının edeni bellidir ama nedeni nedir?

Bir efendi olarak bu soruya içim gayet rahat cevap verebilirim... Nedeni köle olmayı kabul eden ve bunu isteyenlerdir. Eğer bu kitle olmasaydı kesinlikle efendiler dayanacak bir mesnet bulamazdı, isteklerini dile getirdiklerinde kendilerine kesin bir "siktir git" çalınırdı.

Bu aslında bir çeşit dilmma (ikilem), zira benzer yaklaşım aşağıdakilerde de vardır;
- Fırıncılar ekmek üretmeselerdi herkes aç kalırdı (evet, ama herşeyden önce fırıncılar aç kalırdı)
- Dişi köpek kuyruk sallamasa erkek köpek dönüp bakmaz (azarsa her deliğe bakar)
- Başkasına bağlı çalışma isteğinde olanlar olmaza hiyerarşi ve patronlar olmazdı (evet, ama çalışacak hiyerarşi, kariyer vb. de olmazdı)

Bu dilemma'lar bize bu işin aslında ala memnun veren memnun bir ilişki olduğunu, ve bundan dolayı da doğal bir ilişki olduğunu söylüyor. En az sosyallik kadar doğal, en az cinsellik kadar doğal... Kaldı ki biz cinselliği de doğal olmaktan çıkartmışız, bir namus meselesine çevirmişiz... Seosyalliği ise ekonomik bir ilişkiye çevirmişiz... Aslında şeytan bizzat biziz... En doğal içgüdüleri hırs haline getirmişiz...

9 Eylül 2012 Pazar

Hikaye: İki Erkek İki Kadının D/S Kavşağında Kesişen Yolları - Bölüm 5 (Son)

(Önceden devam)

Yaklaşık 20 dakika geçmişti. Helin naylona sarılı biçimde yuvarlanarak balkon kapısının yanına gelmişti balkon tarafından. Kapıya naylonların sürtünme sesi geliyordu. Mine oralı olmayan Sabri'ye döndü. "Alsak mı içeri artık?" dedi. "Sormanı bekliyordum" dedi sabri. "Adama bak ya, biz söylemesek kızı bırakıp gidecek orada..." dedi Mine biraz alaycı bir tavırla. "Bana kalsa sarıp biraz da kömürlükte dikerim kapının arkasına" dedi Sabri yine alaycı bir tavırla, aslında o da içinden Mine'nin demesini sabırsızlıkla bekliyordu, o kadar da sadist değildi.

"Eh madem istiyorsunuz, gel buraya Umut..."

Sarılı şekilde çamur dökmemeye dikkat ederek içeri aldılar, banyoya kadar taşıdılar, küvette çözdüler. Sabri Helin'in hafif kilolu vücudunun her köşesini tatlı ılık suyla kendisi yıkadı çamurarından arınıncaya kadar. Helin'in pek hali kalmamıştı kımıldayacak, çamur insanın enerjisini adeta emiyordu.

Zincirleri halka halka anüsünden çekti yavaşça, bu kadar çok zincir baklasını nasıl sokabilmiş olduğuna kendi de hayret etti. Sonra kollarını çözdü. Helin kendine gelmeye başlayınca Sabri banyonun kapısını kilitledi, küvette yüzüstü yatmakta olan Helin'i küvetten çıkarttı, yine banyonun zeminine yüzüstü yatırdı ıslak ıslak. Yıkadığı zincirler ile Helin'in el bileklerini birbirine bağladı, uzun parçanın uçlarını ayak bileklerine bağladı banyonun iki tarafındaki kalorifer borularından geçirip uçlarını eline aldı. Güçlü bedeniyle çekebileceği kadar çekip Helin'in bacaklarının iki yöne neredeyse tam açılmasını sağladı, iyice gerilince ortadan bir kilitli bakla ile zinciri gergin şekilde bağladı. Usulüdür, "ah, ah.." dedirtene kadar biraz daha da gerdirdi. Ardından Helin'in açılmış yumuşamış anüsüne boşalana kadar girip çıktı. Bitince Helin'e bir sigara verdi, kendisi mutfaktan getirdiği birayı açtı yudumladı. 10 dakika sonra Helin'e baktı sigara yerdeki ıslaklığa değip sönmüştü yarıda. Sabri yaklaştığında Helin belirli belirsiz bir küfür savurdu. Sabri Helin'in çenesini tutarak araladı, izmariti Helin'in ağzına tıktı yer kirlenmesin diye ve eliyle çenesini kapattı. İkinci bir posta daha gitti. İşi bitince Helin'in kulağına eğilip, çok kibar bir sesle, "teşekkür ederim pis kaltak" diye fısıldadı ve bırakp salona gitti. Mine "Birşey kaçırdık mı?" dedi. Sabri gülerek "yok, her zamankinden" dedi, "Yoruldum biraz, kız da yorgun, siz çözer misiniz?" diye sordu ve onayını aldı. Bir iki dakika dinlendikten sonra  "Bu güzel gün için teşekkür ederim Mine Hanım" dedi, "rövanş için sizi uygun zamanınızda davet etmek isterim, lütfen Umut'u da getirin" dedi ve gitmek üzere ayaklandı.

Kapıyı çekip çıktığında Helin halen banyoda zincirlerle açılmış, çıplak ıslak, ağzından tütün taşarak bitkin şekilde yatıyordu. "Şükür bitti" dedi kendi kendine.

(Fin)

Bu hikayedeki kişiler gerçektir ancak gerçek isimleri ile anılmamışlardır. Olaylar ise tamamen kurgudur. Asıl rollerdeki kişilerden rızaları alınmıştır.

6 Eylül 2012 Perşembe

Komşunun Karısı Komşuya Kız Görünür

Burada konunun sadece komşu olmadığını, sadece mecazen komşu kelimesinin geçtiğini söylememe sanırım ki gerek yok... Ama gerçekten dosdoğru komşudan da bahsedeceğim.

Bu iş hep böyle olmuştur. Genelde tavuğun, pardon, kadının ne kadar güzel olduğu falan da önemsenmez, sonuçta satın almıyorsunuz, evlenmiyorsunuz. Her yaşın bir fantezisi vardır. Biraz eline yüzüne bakılır olsun, hepten çökmüş olmasın yeterli. Aslında öyle tiplerin bile müşterisi var. Başkasının olsun yeterli :-). Bu aslında sadece erkekler için değil, kadınlar içinde etkili bir faktör. Alınmışsa vardır bir nedeni. Ortadaysa kimse beğenmemiştir...

Şimdiye kadar bende gerçek komşu ile olmadı ama aslında komşu da kiracı değilseniz fantezisinden kaçılması çok da kolay olmayan bir cephe :-) Hele hele komşunun karısı bakımlı, sarışın, endamı yerinde, sub tabiatlı, çeşitli güzel yerlerini ortada bırakan ve asansörde binadaki erkekler ile anında derin sohbetten çekimeyen biriyse kaçınılmaz bir fantezidir. Hani öyle kıro, her gördüğü açıklıkta cinsellik arayan biri değilim. Ama sanırım benim pek de konuşmadığım komşumun güzel karısının beni etkilemiş olduğunu söylememe gerek yok. Çaktırmadan aranıyor gibi kaltak :-). Alacaksın altına, yatağında gacır gacır becereceksin... Ha BDSM işi midir, değil, bana yaramaz...

5 Eylül 2012 Çarşamba

Hikaye: İki Erkek ve İki Kadının D/S Kavşağında Kesişen Yolları - Bölüm 4

(Önceden devam)

Sabrinin elindeki zincir iki üç parçalı ara baklalar ile birbirine eklenmiş uzun bir zincirdi.

Sabri yerde ıslak yatan Helin'in yanında yere oturdu. Sabri kadının ıslak bedeninde bacaklarında elini biraz gezdirdi, bacaklarında ve kalçalarındaki selülitleri kadının makyajsız yaşı hakkında fikir veriyordu. Selülitleri kilosuna oranla biraz fazlacaydı. "Anlaşıldı, portakal kabuğu sikeceğiz bu akşam" dedi hafif mırıldanarak ama Helin'in duyabileceği sert bir sesle. Sonra da "seni sokaktan it toplayıp onlara siktirtmek lazım" diye devam etti "onlara layıksın". İçinden "N'apalım, başlıadık bir defa, erkeklik bizde kalsın" dedi. Mine'ye döndü baktı canı sıkılıyor mu diye... Mine "hadi hadi" anlamında bir işaret yaptı. İlgiyle izliyordu. Sabri kıpırdanmaya başlayan, ellerinden destek alarak kalkmaya çalışan Helin'in kollarını tuttu arkasında birleştirdi. Kollarının etrafını kablo bağı ile bağladı ve zinciri birkaç tur attırdı, sıkıca bağladı. Zinciri Helin'in kafasındaki halkadan geçirip boynundan dolandırdı ve tekrar halkadan geçirip Helin'e zarar vermeden gerebileceği kadar çekti. Helin biraz inledi, Sabri "Sus kahrolası pislik, iş yapıyoruz şurada" diye bağırdı. Sabri bir kilitli bakla ile zinciri Helin'in kolundaki tura sabitledi. Zincir bayağı bir artmıştı. Sabri Helin'in belinden tutarak domalmış duruma getirdi. Anüsüne biraz şampuan sıktı, ardından zincirin baklalarını içeri göndermeye başladı. Bir bakla... İki bakla...

Zincirin fazlası artık tamamen Helin'in bağırsaklarındaydı. Sabri elini alta sokup Helin'in göbeğini sertçe tuttu ve Helin'i sırtüstü çevirdi. Böyle uygun olmayan bir yerinden kavranmak Helin'in canını yakmıştı ama Sabri bunu çok çabuk yapmıştı, Helin tepki vermekte gecikmişti, kendini sırtüstü kışında zincir doldurulmuş buldu. Biraz ağırlaşmıştı. Sabri Helin'in ayak bileklerine de 8 biçiminde zindir doladı. Bu zincirden tutarak sürüklemeye başladı. Mine'ye bir işaret yaparak balkon kapısına yaklaşmasını belirtti. Mine kapıya doğru yürüdü.

Sabri Helin'i tutup balkona çıkarttı. Balkon başka bir daireyi görmüyordu ancak dizin biraz üstü hizasındaydı. Helin balkonda çıplak görünmemek için olabildiği kadar eğiliyordu, adeta yere yapışmıştı. Sabri içeri gitti ve elinde bir kova çamurlu su ile geldi, olduğu gibi Helin'in üzerine boşalttı, kovanın kıvamlı dibini özellikle Helin'in kafasına ve yüzüne boşalttı. Kirli bir boyacı naylonunun kirli tarafına sardı ve iplerle etrafından sıkıp balkona öylece yere bıraktı. İçeriden Umut'u çağırdı, kendisi naylona sarılmış gövdeye oturdu, umutu da yanına oturttu. Umut bir sigara yaktı, Sabri Umut'un sigarasını istedi, aldı ve naylonun ucundan Helin'in açık ağzına sigarayı verdi, Helin derin bir nefes çekmiş olmalı ki baca gibi duman çıktı nylonun ucundan, Umut sigara izni için Sabri'ye bakıyordu, Sabri "yak" dedi, bu senin olsun. Helin'in sigarasını aldı orası burası yanmadan. Sigara da çamur içindeydi, Sabri iğrenerek balkonda ıslak bir köşeye attı, içeri giderek daha kıvamlı bir çamur getirdi kovada, Umut'a bacak tarafından Helin'i kaldırmasını emretti, kalkan boru gibi naylona bir kova kıvamlı çamuru hızlıca boca etti, çamurun bir kısmı naylonun diğer tarafından çıktı gitti. Sabri Umut'u alarak içeri girdi, balkon kapısını kilitledi.

(Evet, öyle veya böyle devam edecek)


4 Eylül 2012 Salı

Hikaye: İki Erkek ve İki Kadının D/S Kavşağında Kesişen Yolları - Bölüm 3

(Önceden devam)

Mine karşısına Helini aldı, Helin hafifçe gülümsedi. Mine şefkat dolu sesle kalkıp kendisine yaklaşmasını istedi. Kulağına fısıldamak için "yaklaş" işareti yaptı ve kulağına birşeyler fısıldadı. Helin ayakta Mine'ye iyice yaklaştı, göğsünü Mine'nin yüzüne yaklaştırdı. Mine dişleri ile Helin'in göğüs başını yakaladı, Helin ensesinden tutulmuş kedi yavrusu gibi donup kaldı, yüzünde pek bir ifade yoktu, ta ki Mine göğüs başını dişiyle iyice sıkıştırana kadar. Yüzünde bir acı ifadesi belirdi ama daha fazlasını da pek yapmadı. Mine bir kadına bunu sık yapıyor gibi görünmüyordu ancak Helin'in göğüs ucunu dişlerinden de hiç kaçırmıyordu. Hafif bir sızıntı diline gelmişti. Sızıntının metalik bir tadı vardı. Helin hafifçe geriye çekildi. Mine göğüs başını bırakmamıştı, tam tersine iyice ısırmaya devam etti. Mine çekildiğinde dudaklarında kırmızı bir iz kalmıştı. Sabri birşey dememesine rağmen Mine bunu hissetti. Sabriye dönüp "ben sevdim" dedi, "tam tadında".


Sabri Helin tarafından ikici plana konuluyormuş gibi hissetti, biraz kızgın görünmeliydi, kendisi de burada bir efendiydi. Helin tekrar Sabri'nin önüne geldiğinde Sabri ona ayakta dururken bacaklarını açabildiği kadar açmasını söyledi... Helin'in bunu göstermelik ciddiyetsiz yaptığını hissederek biraz daha aralamasını sert bir sekilde tekrarladı ve ayakları ile bileklerine vurarak iki tarafa açmak üzere teşvikte bulundu. Daha sonra Mine'den izin isteyek Umut'u çağırdı ve asağıdan kokusunu ve temizlik durumunu diliyle kendisine durması söylenene kadar kontrol etmesini istedi. Umut şu penis tutucu külotlardan giyiyordu. Penisinin kalkması ona acı veriyordu. Ama efendisinin komutuna karşı koyamazdı.

Sabri Helin'e de işlem sırasında yüzünde en ufak bir belirti olmaması gerektiğini hatırlattı, Sabri bu oyunu çok severdi, Mine de bunu çok iyi biliyordu. Umut aşağıdan dili ile çalışırken Helin pek renk vermedi ancak bir sure sonra refleks olarak gözlerini kapadı, kapaması ile birlikte Sabri'den sert bir tokat yedi. Kendini saldığı durumdan uyanıp gözlerini hemen açtı, bir süre sonra gözleri donuklaştı, bu uzun sürmedi, gözlerini ayırdığı gibi Sabri'den tokadı yedi. Bir süre sonra her iki yanağı da iyice kızarmıştı ve sızladığı belliydi. bu şekilde kaza sonucu iki şiddetli tokat daha yedikten sonra uzunca bir sure donuklaştı. Birşeylerin birikimi sonucu bir anda yumdu gozlerini ve iri bir zevk çığlığı attı, gözlerini yumup tokat beklemeye başladı. Sabri bu andaki rastgele bekleme durumunu tokattan daha acı verici görmüştü. gözlerinin kapalı oluşu Helin için daha sıkıntılıydı. Tokadın ne zaman ineceğini bilmiyordu, sadece bekliyordu. Yirmi saniye kadar sonra şiddetli bir tokat geldi. Umut görevini bitirmişti. O da sancıyan organından dolayı ızdırap içindeydi.

Sabri ve Mine, Helin ile Umut'un daha iyi ceza hakkettiği konusunda hemfikirdi, ikisine verilecek ceza konusunda kendi aralarında konuştular ve anlaştılar. Helin ve Umut dizleri ve elleri üstünde çıplak olarak sehpa olarak hizmet edeceklerdi. Umut'u sehpa yapınca çayları getirmek Sabri veya Mine'ye kalmıştı. Aslında Mine içgüdüsel olarak bu işi Sabri'ye yıkmak isterdi ama aralarında ast üst efendi köle ilişkisi olmadığından ev sahibi olarak yoldan gelen Sabri'ye ve kendisine çay ve kahvaltılıkları getirmeyi fazla görmedi. Sabri acıkmıştı, Mine'ye teşekkür etti. Sabri Helin'in sırtına konulan sıcak çayın ve kahvaltılığın tadını çıkarmaya başladı. Helin her ne kadar sırtına bardak altlığı ile konulmuş dahi olsa sıcak çaydan dolayı biraz ürktü. Sabri onun saçlarını okşayarak yatıştırdı, çay kadının üzerine boca olmasın diye eliyle sağlama aldı. Umut'un ise canı o kadar tatlı değildi, doğrusu pek tınmadı Mine'nin kendi sırtına koyduklarını.

Yaklaşık yarım saat kadar sohbetle geçirdiler kahvaltı keyfini. Kahvaltı bitince Sabri tereyağın erimişini biraz reçelle karıştırdı ve kahvaltı bıçağı ile Helinin saçlarına sürmeye başladı. Mine bu şekilde bir eylem beklemiyordu, ama ilgisini de çekmişti, seyretmeye başladı. Sabri Helinin saçlarını güzelce batırdıktan sonra beklenmedik birşey daha yaptı, bir yeşil zeytini* aldı ve Helin'in anüsünden içeri itti*, sonra bir tane daha, bir tane daha, birkaç dakikada zeytin dolu çay tabağı boşalmıştı. Kalmış olan kaşar peyniri de olması gereken yere gönderildikten sonra iki parmağı ile güzelce yerleştirdi, Helin'in bundan rahatsız olduğunu sezdi ve inadına birkaç dakika iki parmağını deliğini esnete esnete içeride tuttu. Sabri yemiş olduğu zeytinlerin çekirdeklerini avucuna aldı ve Helinin ağzına yaklaştırdı, Helin kıçından parmağı çıkartmanın bir teşekkürü olarak sanki kendisine söylenmiş gibi bunları ağına aldı ve ağzında tuttu ve emmeye başladı. Sabri Helin'in üstünde kalan kırıntı ve damlaları bolca ıslak mendil ile temizledi ve ıslak mendilleri Helin'in anüsünden içeri gönderdi.

Sabri Helin'in ağzındaki çekirdekleri çıkarmasına izin verdi. Daha sonra bir barda sütü ağzına doldurmasını ama yutmamasını istedi. Ağzına aldığı sütü takiben Helin'in ağzını paket bandı ile bantladı. Helinin üzerindekileri aldı ve ayağa kalkmasını ve kendisine yaklaşmasını istedi. Helin yaklaştığında suratına çok sert bir tokat attı. Bunu bir dizi tokat daha takip etti. Bu sırada her tokata ağzındaki süt Helin'in burnundan çıkıyordu. Tek hava yolu olduğundan burnundan çıkan sütten dolayı hem genzi ıslanmıştı hem nefes alışverişi zorlaşmıştı. Birkaç tıksırıktan sonra Sabri Helin'in ağzındaki bandı açtı ve tuvalet banyo faslı için banyoya gönderdi. Helin'in saçından dökülenleri ve yere damlayan sütü yalayarak temizleme görevi Mine tarafından çok geçmeden Umut'a verildi.

Birazdan Sabri kalkıp banyoya gitti, Helin'i saçlarından çekiştire çekiştire, ite kaka çıplak ve ıslak olarak salona getirdi. Kadını halının ön tarafına getirdi ve zorla öne doğru eğdi, ellerini arkasında havlu ile birleştirdi ve gerileyip kıçına çok şiddetli bir tekme attı. Helin bir anda kendini bir boşlukta buldu ve yüzüstü yere düştü. Helinin balıketi vücudu pelte gibi bir iki dalgalandı. Helin kendine gelince yerden kalkamadan yüzünü çevirip Sabri'ye baktı. Sabri görüş alanından çıkmadan hemen önce elinde bir zincir vardı.

(Devamı var)
* Dikkat: Anüsten içeri herhangi bir küçük cismin sokulup içeriye gönderilmesi tehlikelidir. Bu kısmı tamamen fantezidir, denemeyiniz!

2 Eylül 2012 Pazar

Hikaye: İki Erkek ve İki Kadının D/S Kavşağında Kesişen Yolları - Bölüm 2

(Önceden devam)

Mine içerideki Umut'u çağırdı. Umut salona gelince "çocuğum kızımızı içeri götür, yardımcı ol, o da hazırlansın, sen de hazırlan" dedi. Helin ve Umut içeri geçtiler, biraz sonra döndüklerinde boyunlarında deri tasma vardı, Umut üstü sadece bir şort ve kolsuz ince bir tişört ile gelmişti. Helin ise getirdiği geceliği, saten bir kombinezonla gelmişti, daha durumuna tam alışamadığı için kendisini çıplak gibi hissediyordu. Helinin hatları oldukça belirgindi çünkü üzerindeki iç çamaşırlarını da çıkartmıştı. Helin, "Şimdi sırada ne var?" der gibi ancak sessiz sedasız duruyordu ayakta Umut'un yanında. Umut ise duruma alışıktı. İkisi de tıpkı bir içtimada olduğu gibi, oturakta olan iki efendinin önünde ayakta hareketsiz dikiliyorlardı.


Mine alışılmış ve mesafeli olan sohbetlerinin konusunu aniden değiştirirerek Sabri'ye "canınız ne yapmak ister zevkdaşım, sen söyle" dedi. Sabri kibarca "rica ederim, lütfen" dedi. Mine, "yaratıcılığınızdan örnekler verirseniz sevinirim" dedi. Sabri biraz düşündü, "Umut'u siz biliyorsunuz, ancak Helin ile ikimiz de ilk defa karşılaşıyoruz", (sanki kendisi için Mine ve Umut çok eskiydi de...), "bir köle için genel kalite kontrolunu yapalım derim". "Lütfen buyrun" dedi Mine, "Kızımız sizindir". Sabri başıyla teşekkür etti ve bir parmak işareti ile Helin'i kendisine çağırdı. Helin Sabri'ye hiç bir efendi gözüyle bakmamıştı, garip geldi ama duruma uyum gösterdi.

Helin yaklaşınca Sabri sert ama mesafeli bir eda ile önünde iki dizinin üstüne çökmesini söyledi. Helinin saçlarını topladı, çantasından çıkarttığı yaklaşık 5 cm'lik parlak metal halkadan geçirip altta topladı ve bir kablo bağı ile sıktı, artık Helinin başında tutulabilecek sağlam bir halkası da vardı, Sabri bu enstrümanı çok severdi. Helinin saçlarını bu halkadan tutup Helin'in başını geriye yatırdı, ağzını açıp dişlerini inceledi, elini Helin'in ağzına sokup dişlerini yokladı, dilini bastırıp gag deme refleksine baktı. Eh, çıtır gibi değildi ama bir kadın köle için idare ederdi... Helin'e sert bir emir ile ayağa kalkmasını söyledi. Helinin kombinezonun askılarından birini düşürüp göğüslerinden birini çıkardı eliyle bir tarttı, göğüs ucunun sertliğine baktı. Bunları yaparken aslında tetkikten ve zevk almaktan çok Helin'i aşağılamak amacı ile yapıyordu. Ona bazı yerleri et olarak değerli, gerisi önemsiz bir mal gibi davranıyordu. Sabri Helinin göğüs dipleriden teker teker halka yaptığı elleri ile kuvvetlice sıktı, sonra bıraktı. Göğüsleri yeterince sarkmış olmamasına rağmen neredeyse her türlü meme işkencesine uygun görünüyordu. Mine'ye dönüp gülümseyek, "siz de bakmak ister misiniz, çok sevinirim" dedi. Mine "size güveniyorum ama yine de havaya girmek için iyi olur" dedi.

(Devamı var)

1 Eylül 2012 Cumartesi

Hikaye: İki Erkek ve İki Kadının D/S Kavşağında Kesişen Yolları - Bölüm 1

Sabri yolculuğunu sabahın erken vakitlerinde tamamlamıştı, otobüsten inince daha önceden planlandıkları üzere ortak bir mekanda buluşmak üzere kendisini karşılayacak olan Helin'i otobüs terminalinde görmemek riski konusunda çok kafa yormuştu, aslında bu kadar yoldan sonra halen yiyebileceği bir kazık aklının ucundan geçiyordu, ya oraya kadar gelip kimse ile görüşemezse, ya bir grup genç tarafından işletiliyorsa... Sabri bunları düşünmemeye çalıştı... Sabri'nin otobüsten indiğinde henüz kendisini kimse karşılmamıştı. Otobüsten indiğinde gece yolculuğu sonrasında her seferinde yaşadığı ereksiyondan kurtulup Helin'i aramaya başladı basamaklardan inerken. Açıkçası bulmakta da hiç zorlanmadı, cünkü etraftaki tek kızıl saçlı kadın oydu ve otobüse ilerliyordu.


Taksiye binip yola çıktıklarında standart bir havadan sudan konuşma oldu ve Mine'nin ayarladığı eve doğru ilerlediler (bu konuda çok detaylı konuşmamışlardı, Mine bir kölesinin evi olduğunu söylemişti). Sabri ve Helin sadece birbirlerini degil Mine'yi ve kölesi umut'u da ilk defa göreceklerdi. Tarif üzerine sabah Antalya'da henüz canlanmamış trafik nedeniyle kısa sürede ulaştıkları adreste arabadan indiler ve daireye çıktılar. Kapıyı bir erkek açtı, her halinden onları beklediği belli oluyordu , zira kapıda görür görmez "buyrun" dedi "içeriye geçin" deyip içeri aldı. Tahmin ettikleri üzere bu Mine'nin kölesi Umut'tu. Salona girdiklerinde koltukta oturan Mine ise onları gülümseyerek ancak ayağa kalkmadan karşıladı. Sabri pek alışık olmamasına rağmen doğal haline verdi, o da gülümseyerek karşılık verdi ve koltuğa oturdu.


Umut, "izninizle efendim" diyerek ve Mine'nin onayını bekleyerek odadan ayrıldı, Mine ve Umut'un rollerine başlamış oldukları belli oluyordu. Odada kalanlar oturdu, herkes birbirine temel bir nezaketle bitap ediyordu. Birazdan Umut elinde çay tepsisi ile geldi, misafirlere ikramını yaptı, yanındaki çörek tabaklarını da bıraktı, ancak Helin'e hiç bir şey vermedi. Sabri ve Mine çaylarını yudumlarken Helin buradaki rolünü kavramaya, farketmeye başladı. Artık onunla konuşan da yoktu.

(Devamı var)

Piñata

Piñata Nedir?

Ben bu kelime ile geçenlerde tanıştım. Öncelikle öyle doğa üstü birşey veya bir makarna türü olmadığını belirtmek isterim :-).

Wiki'de her ne kadar Meksika ile özdeşleşmiş olsa da aslında Çin'den gelen bir geleneğin bir eğlenceye dönüşmüş hali olduğu yazılı.

Bazen top şeklinde, bazen de hayvan şeklinde süslemiş, içinde şeker dolu, yüksekçe bir yere asılmış bir pakete verilen isim Pinata. Sopalarla "çok özel" şarkısı eşliğinde patlatılmaya çalışılması da eğlenceyi oluşturuluyor.

Şarkısı ve asılı şeye yapılan şey şöyle birşey;
http://www.youtube.com/watch?v=N9JSJoDQXiQ

Şarkısının sözleri şöyle birşey;

Dale, dale, dale,


no pierdas el tino;

Porque si lo pierdes

pierdes el camino.

Ya le diste una,

ya le diste dos;

Ya le diste tres,

y tu tiempo se acabó

Türkçesi;

Vur ona, vur ona, vur ona (veya "hadi, hadi, hadi")

Hedefini unutma,

Eğer kaybedersen

Yolunu da kaybedersin.

Bir defa vurdun

İki defa vurdun

Üç defa vurdun

veee zamanın bittiii...   Bir de Human Pinata var ki bu buradaki asıl konumuzu oluşturuyor. Buna ilişkin saçma bir sürü şeyi internette bulabiliyorsunuz, çocuklar tavuğa çevrilmiş babalarına sopalarla girişiyorlar vb vb. Ama tabi ki BDSM amaçlı değil. BDSM olarak rastladığım bir videoyu da açıkçası çok tatmin edici bulmadım. Neden bu industry'dekiler bununla ilgili bir yaratıcılık göstermemişler diye sordum kendime. Eğer göstermiş olsalardı sanırım  beni gibi amatör yaratıcılara yer kalmazdı :-)))

BDSM efendisi olarak Pinata şöyle yapılır;

Bir partner alınır...

Üzeri önce ipe geçirilmiş parça parça strafor parçaları ile tamamen sarılır, bunlar o kadar yoğun yapılır ki birden fazla kat oluşturur. Zevke göre kafa, ayaklar göğüs cinsel uzuvlar dışarıda bırakılabilir (benim böylesi daha hoşuma gider). Ancak dahil edilirse tabi ki nefes alacağı da hesaba katılır. Bu straforlar güzelce paket bandı ile çevrelenir, üzerine bir tur streç film sarılır ki oraya buraya kaçmasın.

Çepeçevre kat kat gazete ile kaplandıktan sonra  küçük kesilmiş renkli kağıt parçaları alttakiler görünmeyecek şekilde tavuk tüyü gibi etrafına süslenir.

Bacakları vücuduna doğru toplanarak ipler ile vücuduna doğru bağlanır ve top haline getirilir. Bu şey ipler bacak altından ve kol altından geçirilerek yüksekçe bir yere asılır (işte bu biraz mekanınıza bağlı).

Bundan sonra bir kalın sopa ile yapabilecekleriniz sizin yaratıcılığınıza bağlı. Yalnız o kadar korumaya rağmen yaralamayın, çürük yapmayın. Güle güle kullanın...