(Önceden devam)
Mine karşısına Helini aldı, Helin hafifçe gülümsedi. Mine şefkat dolu sesle kalkıp kendisine yaklaşmasını istedi. Kulağına fısıldamak için "yaklaş" işareti yaptı ve kulağına birşeyler fısıldadı. Helin ayakta Mine'ye iyice yaklaştı, göğsünü Mine'nin yüzüne yaklaştırdı. Mine dişleri ile Helin'in göğüs başını yakaladı, Helin ensesinden tutulmuş kedi yavrusu gibi donup kaldı, yüzünde pek bir ifade yoktu, ta ki Mine göğüs başını dişiyle iyice sıkıştırana kadar. Yüzünde bir acı ifadesi belirdi ama daha fazlasını da pek yapmadı. Mine bir kadına bunu sık yapıyor gibi görünmüyordu ancak Helin'in göğüs ucunu dişlerinden de hiç kaçırmıyordu. Hafif bir sızıntı diline gelmişti. Sızıntının metalik bir tadı vardı. Helin hafifçe geriye çekildi. Mine göğüs başını bırakmamıştı, tam tersine iyice ısırmaya devam etti. Mine çekildiğinde dudaklarında kırmızı bir iz kalmıştı. Sabri birşey dememesine rağmen Mine bunu hissetti. Sabriye dönüp "ben sevdim" dedi, "tam tadında".
Sabri Helin tarafından ikici plana konuluyormuş gibi hissetti, biraz kızgın görünmeliydi, kendisi de burada bir efendiydi. Helin tekrar Sabri'nin önüne geldiğinde Sabri ona ayakta dururken bacaklarını açabildiği kadar açmasını söyledi... Helin'in bunu göstermelik ciddiyetsiz yaptığını hissederek biraz daha aralamasını sert bir sekilde tekrarladı ve ayakları ile bileklerine vurarak iki tarafa açmak üzere teşvikte bulundu. Daha sonra Mine'den izin isteyek Umut'u çağırdı ve asağıdan kokusunu ve temizlik durumunu diliyle kendisine durması söylenene kadar kontrol etmesini istedi. Umut şu penis tutucu külotlardan giyiyordu. Penisinin kalkması ona acı veriyordu. Ama efendisinin komutuna karşı koyamazdı.
Sabri Helin'e de işlem sırasında yüzünde en ufak bir belirti olmaması gerektiğini hatırlattı, Sabri bu oyunu çok severdi, Mine de bunu çok iyi biliyordu. Umut aşağıdan dili ile çalışırken Helin pek renk vermedi ancak bir sure sonra refleks olarak gözlerini kapadı, kapaması ile birlikte Sabri'den sert bir tokat yedi. Kendini saldığı durumdan uyanıp gözlerini hemen açtı, bir süre sonra gözleri donuklaştı, bu uzun sürmedi, gözlerini ayırdığı gibi Sabri'den tokadı yedi. Bir süre sonra her iki yanağı da iyice kızarmıştı ve sızladığı belliydi. bu şekilde kaza sonucu iki şiddetli tokat daha yedikten sonra uzunca bir sure donuklaştı. Birşeylerin birikimi sonucu bir anda yumdu gozlerini ve iri bir zevk çığlığı attı, gözlerini yumup tokat beklemeye başladı. Sabri bu andaki rastgele bekleme durumunu tokattan daha acı verici görmüştü. gözlerinin kapalı oluşu Helin için daha sıkıntılıydı. Tokadın ne zaman ineceğini bilmiyordu, sadece bekliyordu. Yirmi saniye kadar sonra şiddetli bir tokat geldi. Umut görevini bitirmişti. O da sancıyan organından dolayı ızdırap içindeydi.
Sabri ve Mine, Helin ile Umut'un daha iyi ceza hakkettiği konusunda hemfikirdi, ikisine verilecek ceza konusunda kendi aralarında konuştular ve anlaştılar. Helin ve Umut dizleri ve elleri üstünde çıplak olarak sehpa olarak hizmet edeceklerdi. Umut'u sehpa yapınca çayları getirmek Sabri veya Mine'ye kalmıştı. Aslında Mine içgüdüsel olarak bu işi Sabri'ye yıkmak isterdi ama aralarında ast üst efendi köle ilişkisi olmadığından ev sahibi olarak yoldan gelen Sabri'ye ve kendisine çay ve kahvaltılıkları getirmeyi fazla görmedi. Sabri acıkmıştı, Mine'ye teşekkür etti. Sabri Helin'in sırtına konulan sıcak çayın ve kahvaltılığın tadını çıkarmaya başladı. Helin her ne kadar sırtına bardak altlığı ile konulmuş dahi olsa sıcak çaydan dolayı biraz ürktü. Sabri onun saçlarını okşayarak yatıştırdı, çay kadının üzerine boca olmasın diye eliyle sağlama aldı. Umut'un ise canı o kadar tatlı değildi, doğrusu pek tınmadı Mine'nin kendi sırtına koyduklarını.
Yaklaşık yarım saat kadar sohbetle geçirdiler kahvaltı keyfini. Kahvaltı bitince Sabri tereyağın erimişini biraz reçelle karıştırdı ve kahvaltı bıçağı ile Helinin saçlarına sürmeye başladı. Mine bu şekilde bir eylem beklemiyordu, ama ilgisini de çekmişti, seyretmeye başladı. Sabri Helinin saçlarını güzelce batırdıktan sonra beklenmedik birşey daha yaptı, bir yeşil zeytini* aldı ve Helin'in anüsünden içeri itti*, sonra bir tane daha, bir tane daha, birkaç dakikada zeytin dolu çay tabağı boşalmıştı. Kalmış olan kaşar peyniri de olması gereken yere gönderildikten sonra iki parmağı ile güzelce yerleştirdi, Helin'in bundan rahatsız olduğunu sezdi ve inadına birkaç dakika iki parmağını deliğini esnete esnete içeride tuttu. Sabri yemiş olduğu zeytinlerin çekirdeklerini avucuna aldı ve Helinin ağzına yaklaştırdı, Helin kıçından parmağı çıkartmanın bir teşekkürü olarak sanki kendisine söylenmiş gibi bunları ağına aldı ve ağzında tuttu ve emmeye başladı. Sabri Helin'in üstünde kalan kırıntı ve damlaları bolca ıslak mendil ile temizledi ve ıslak mendilleri Helin'in anüsünden içeri gönderdi.
Sabri Helin'in ağzındaki çekirdekleri çıkarmasına izin verdi. Daha sonra bir barda sütü ağzına doldurmasını ama yutmamasını istedi. Ağzına aldığı sütü takiben Helin'in ağzını paket bandı ile bantladı. Helinin üzerindekileri aldı ve ayağa kalkmasını ve kendisine yaklaşmasını istedi. Helin yaklaştığında suratına çok sert bir tokat attı. Bunu bir dizi tokat daha takip etti. Bu sırada her tokata ağzındaki süt Helin'in burnundan çıkıyordu. Tek hava yolu olduğundan burnundan çıkan sütten dolayı hem genzi ıslanmıştı hem nefes alışverişi zorlaşmıştı. Birkaç tıksırıktan sonra Sabri Helin'in ağzındaki bandı açtı ve tuvalet banyo faslı için banyoya gönderdi. Helin'in saçından dökülenleri ve yere damlayan sütü yalayarak temizleme görevi Mine tarafından çok geçmeden Umut'a verildi.
Birazdan Sabri kalkıp banyoya gitti, Helin'i saçlarından çekiştire çekiştire, ite kaka çıplak ve ıslak olarak salona getirdi. Kadını halının ön tarafına getirdi ve zorla öne doğru eğdi, ellerini arkasında havlu ile birleştirdi ve gerileyip kıçına çok şiddetli bir tekme attı. Helin bir anda kendini bir boşlukta buldu ve yüzüstü yere düştü. Helinin balıketi vücudu pelte gibi bir iki dalgalandı. Helin kendine gelince yerden kalkamadan yüzünü çevirip Sabri'ye baktı. Sabri görüş alanından çıkmadan hemen önce elinde bir zincir vardı.
(Devamı var)
* Dikkat: Anüsten içeri herhangi bir küçük cismin sokulup içeriye gönderilmesi tehlikelidir. Bu kısmı tamamen fantezidir, denemeyiniz!
Blogunuzu bugün keşfettim ve her satırı okudum. Bu hikayenizi de soluksuz okuyorum. Umarım kısa sürede tamamlanır.
YanıtlaSilarkadasım bence hıkayeyi tek yani bütün yayınla bir sonraki bölüm üstte kalıyor . nacizane fikir . cafedeyim okuyamıyorum az çok fikir sahibiyim :))) kalemine sağlık
YanıtlaSil:-) Teşekkürler Kadın Efendi...
YanıtlaSilBu hikaye flash-back'lidir, bilgisayarınızın ayarları ile oynamayınız :-) Tek bölüm yaparsam herhalde Pulp Fiction'a döner...:-D