5 Eylül 2012 Çarşamba

Hikaye: İki Erkek ve İki Kadının D/S Kavşağında Kesişen Yolları - Bölüm 4

(Önceden devam)

Sabrinin elindeki zincir iki üç parçalı ara baklalar ile birbirine eklenmiş uzun bir zincirdi.

Sabri yerde ıslak yatan Helin'in yanında yere oturdu. Sabri kadının ıslak bedeninde bacaklarında elini biraz gezdirdi, bacaklarında ve kalçalarındaki selülitleri kadının makyajsız yaşı hakkında fikir veriyordu. Selülitleri kilosuna oranla biraz fazlacaydı. "Anlaşıldı, portakal kabuğu sikeceğiz bu akşam" dedi hafif mırıldanarak ama Helin'in duyabileceği sert bir sesle. Sonra da "seni sokaktan it toplayıp onlara siktirtmek lazım" diye devam etti "onlara layıksın". İçinden "N'apalım, başlıadık bir defa, erkeklik bizde kalsın" dedi. Mine'ye döndü baktı canı sıkılıyor mu diye... Mine "hadi hadi" anlamında bir işaret yaptı. İlgiyle izliyordu. Sabri kıpırdanmaya başlayan, ellerinden destek alarak kalkmaya çalışan Helin'in kollarını tuttu arkasında birleştirdi. Kollarının etrafını kablo bağı ile bağladı ve zinciri birkaç tur attırdı, sıkıca bağladı. Zinciri Helin'in kafasındaki halkadan geçirip boynundan dolandırdı ve tekrar halkadan geçirip Helin'e zarar vermeden gerebileceği kadar çekti. Helin biraz inledi, Sabri "Sus kahrolası pislik, iş yapıyoruz şurada" diye bağırdı. Sabri bir kilitli bakla ile zinciri Helin'in kolundaki tura sabitledi. Zincir bayağı bir artmıştı. Sabri Helin'in belinden tutarak domalmış duruma getirdi. Anüsüne biraz şampuan sıktı, ardından zincirin baklalarını içeri göndermeye başladı. Bir bakla... İki bakla...

Zincirin fazlası artık tamamen Helin'in bağırsaklarındaydı. Sabri elini alta sokup Helin'in göbeğini sertçe tuttu ve Helin'i sırtüstü çevirdi. Böyle uygun olmayan bir yerinden kavranmak Helin'in canını yakmıştı ama Sabri bunu çok çabuk yapmıştı, Helin tepki vermekte gecikmişti, kendini sırtüstü kışında zincir doldurulmuş buldu. Biraz ağırlaşmıştı. Sabri Helin'in ayak bileklerine de 8 biçiminde zindir doladı. Bu zincirden tutarak sürüklemeye başladı. Mine'ye bir işaret yaparak balkon kapısına yaklaşmasını belirtti. Mine kapıya doğru yürüdü.

Sabri Helin'i tutup balkona çıkarttı. Balkon başka bir daireyi görmüyordu ancak dizin biraz üstü hizasındaydı. Helin balkonda çıplak görünmemek için olabildiği kadar eğiliyordu, adeta yere yapışmıştı. Sabri içeri gitti ve elinde bir kova çamurlu su ile geldi, olduğu gibi Helin'in üzerine boşalttı, kovanın kıvamlı dibini özellikle Helin'in kafasına ve yüzüne boşalttı. Kirli bir boyacı naylonunun kirli tarafına sardı ve iplerle etrafından sıkıp balkona öylece yere bıraktı. İçeriden Umut'u çağırdı, kendisi naylona sarılmış gövdeye oturdu, umutu da yanına oturttu. Umut bir sigara yaktı, Sabri Umut'un sigarasını istedi, aldı ve naylonun ucundan Helin'in açık ağzına sigarayı verdi, Helin derin bir nefes çekmiş olmalı ki baca gibi duman çıktı nylonun ucundan, Umut sigara izni için Sabri'ye bakıyordu, Sabri "yak" dedi, bu senin olsun. Helin'in sigarasını aldı orası burası yanmadan. Sigara da çamur içindeydi, Sabri iğrenerek balkonda ıslak bir köşeye attı, içeri giderek daha kıvamlı bir çamur getirdi kovada, Umut'a bacak tarafından Helin'i kaldırmasını emretti, kalkan boru gibi naylona bir kova kıvamlı çamuru hızlıca boca etti, çamurun bir kısmı naylonun diğer tarafından çıktı gitti. Sabri Umut'u alarak içeri girdi, balkon kapısını kilitledi.

(Evet, öyle veya böyle devam edecek)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder