22 Kasım 2016 Salı

Kapak Ressamı Aranıyor

"Master of Mileania" (Bin Yılın Efendisi) isimli kitabımı uzunca bir süredir köşede tutuyorum, yayınlasam da biraz bu işten para mı kazansam diye düşündüğüm oldu. Ancak şu da var ki bir kitap yayınlayıp kimliğimi gizli tutmak Türkiye gibi bir yerde gerçekten zor. E-kitap bile bir sancı. Benim gibi ticari her girişimi sorunlu olan biri için bu iş daha da zor.

Sonunda karar verdim, yazmış olduğum bölümleri web üzerinde açık olarak yayınlayacağım. Zira maddi bir beklentim yok.

Ancak bir sıkıntım var ki, o da kapak resmi bulamıyor olmam, biraz "goth" ve "fütüristik" bir kapak resmi düzenleyecek, yetenekli, tercihen köle olan birini arıyorum. Yalnız ücret falan vermeyeceğim, kapağı beğenirsem yayınlarım, beğenmeme zalimliğini de kolayca yapabilirim. Hatta tekrar tekrar yaptırtıp dominasyonun bir yöntemi olarak da kullanabilirim.

Var mı öyle yetenekli, hayalgücü kuvvetli resim yeteneği olan bir köle? Lütfen buraya "Adsız" olarak yorum belirtmeyin, direkt e-mail adresim sabri.yilar@gmail.com adresine aday olduğunuzu belirten mail gönderin. Hedefim soldaki resim tadında bir resim, canlı fotoğrafik çalışmaları pek beklemiyorum ama prensip olarak yaratıcılığa açığım.

Öncesinde bir kölelik sözleşmemiz olur, sonrasında örnek resimler üzerinde çalışırız. Benim pek ümidim yok ama yine de fikri ortaya atayım, kim bilir?

12 Kasım 2016 Cumartesi

7/24 Muleta

"Bu nasıl bir başlıktır" diyen olabilir, burada Muleta'nın potansiyel bir kölem olması ip ucunu verirsem 7/24'ün bir sıfat olduğunu fark edecek olanlar olacaktır.

Daha önce kölelerime zaman zaman "gün içinde herhangi bir zamanda" yerine getirmelerini istediğim emirlerim oldu. Ancak bunu bütün günü için isteyen biri ile ne diyeyim, ilk defa karşılaşmıştım.

Köleliği çok kısa sürdü, ilk birkaç gün ısınma sürecinden sonra bir gece sadece. O gece de benim klasiklerimden olan "cinsel anlamda teslimiyet" ve tabuların yıkılması konulu geceydi.

Öğrendiğim bir konu benim cinsellik ve grinin 50 tonu tipi bir adam olmadığım halde aslında 7/24 efendilik standardında da bir adam olmadığım oldu.

7/24 nedir?

Bu 7 gün 24 saat demek aslında. Haftanın 7 günü, günün 24 saati mutlak itaat, BDSM teknik jargonunda 7/24 güç değişimi (7/24 Power Exchange).

Köle yatar kalkar, köledir, bunun dışında bir hayat şekli yoktur. Bir fantezi teşkil etmez aslında bu yaşam biçimi, direkt olarak bir ruh halidir.

Muleta da bu gereksinim içindeydi, kendi ifadesi ile zaman zaman ona yazıp, istediğim zamanlarda onu kullanmam ona yetmiyor, bu daha çok onu bir sokak köpeği yerine koyamama benzetiyordu bunu, o evcil köpek olmak istiyordu, sürekli baskı altında.

Ben BDSM konusunda kararlı bir yapıda olmama rağmen aslında cinsellikle de ne kadar iç içe olduğumu fark ettirdi bu yaklaşımı.

Kölelik standardı o kadar yüksekti ki, daha ilk geceden benim "tabusal baskı" aracım olan cinsel ekspozasyon ona az bile gelmişti. Bu kadar çabuk teslim olmuş olan bir köle adayı daha hatırlamıyorum.

Ancak ne kadar hızlı adapte olduysa o kadar da çabuk bıraktı bu işi, saygılı bir köle olarak azadını istedi. Daha sonra kısaca yazıştık, kendisinden bu yazıyı yayınlamak için izin istemek için, sanki bir şekilde tekrar havaya girdi ancak yine koptu, ne istediğini bilen ancak çok da kararlı olmayan bir izlenim verdi açıkçası.

En zor anlayabildiğim ruh hali oldu bu benim için şimdiye kadar. Onun açısından baktığımda, aslında işsiz güçsüz olsaydım, hayatımı dolduracak başka bir şeyler olmasaydı, hayatımda vakit ayırmam gereken insanlar  var olmasaydı acaba BDSM havuzuna kendimi bu kadar sürekli ve bu kadar geniş şekilde nasıl salardım. Bana bile zor görünüyor bu şekli. Umarım aradığını bulabilir.

İş hayatı, günlük kişisel hayat derken hakikaten 7 gün 24 saat dominant kalmanın ne kadar zor olabileceğini de kavradım. Kendimi sorguluyorum acaba artık BDSM nosyonumu kaybetmeye mi başladım diye. Eskisine göre tecrübem fazla ama sanırım enerji konusunda artık o kadar savurgan olamıyorum gibi.

Çok daha uzun yazabilirdim, klavyeme geldikçe yazıyorum şimdi. Hadi burada keseyim bari, biraz farklılık olsun...

15 Ekim 2016 Cumartesi

BDSM'de Kişisel Keşifler: Hassas Uçlar

Bu gerçek bir oyun (zamane internet gençliğinin deyişiyle "reel"). Genelde BDSM randevularımın bir parçasında uyguladığım bir şey.

Köle, tamamen çıplak olmak üzere sıkıca streç film (cling film) ile döne döne sarılıyor. Baş ve boyun bölgesi hariç. Bu pozisyona mumyalama da deniyor ve zaten bilinen bir BDSM durumu. Sarma işlemi sırasında düşüp devrilmemesine dikkat etmek gerekiyor çünkü bu şekilde dengeyi kaybetmek çok kolay ve düşerken kendini koruyacak kollar da sarılı oluyor. Eğer köleniz sizden iriyse bunu denemeyin derim veya alternatif bir sarma yolu bulun.

Bu sarma sırasında kölenin vücudunun kuru olmasına ve sağlık açısından da kan dolaşımı konusunda sıkıntı olmamasına dikkat edilmesi gerekli. Eğer ayaklarda veya boyunda soğukluk, morarma hissedilirse derhal durmak ve filmi kesip açmak gerekli. Eğer köle bir yerinin uyuştuğunu söylerse de bu durum önemli. Bundan dolayı kölenin konuşmasını engelleyecek bir şey olmamalı ve safe word mutlaka kullanılmalıdır.

Tamamen sarılı ve hareketsiz durumdayken kölenin göğüs uçları dışarı çıkabilecek şekilde göğüs kısmından dikkatlice kesilerek açılır ve streç filmde 2-3 cm'lik iki delik yapılır.

Bundan sonrası göğüs uçlarının küçük vurmalarla uyarılmasından ibarettir, ben en etkili yöntemi parmaklarla küçük fiskeler vurmak olarak buldum. Bu uyarım köleyi adeta çılgına çeviriyor, sarılı olduğu için hareket kabiliyeti kısıtlı da olsa çılgın şekilde kıvranıp durması bunun etkisinin açık bir göstergesi. Ne kadar devam edeceğiniz sizin insafınıza kalmış. Mandal vb. biraz fazla durağan kalıyor. Bunu etkileşimli bir şekilde yapmak işin püf noktası.

Bunun pek istisnasını görmedim, köle tarafından oldukça sevilen bir şey. Zorlaya zorlaya streç filmin kayarak çıktığına ve tekrarı için yalvarıldığına da rastladım.

3 Ekim 2016 Pazartesi

BDSM'de Kişisel Keşifler: Gece Bağlantısı

Bu sanal bir oyun, köleye emrediliyor ve bu oyunu oynuyor. Oyundan önce köleyi kıvama getirecek bir giriş faslı gerekebilir.

Tercihen gece uyku vakti. Efendi köleye ayaklarını bağlayacağı bir kemer veya kayış buldurur. Köle efendisinin emri ile ayak bileklerini birbirine bağlar, yatağına uzanır.

Efendisi gerekli talimatları verir;
- Köle çıplak yatacaktır.
- Her 15 dk'da bir kendi bedensel resmini (yaratıcı) içeren bir e-mail gönderecektir. İçinde bulunduğu durumu, neler istediğini anlatacaktır.
- Bunu 2 veya 3 saat (efendinin keyfine göre uzayabilir veya uzun da olabilir) boyunca yapacaktır.
- Efendi kendi istemedikçe bu maillere cevap vermeyecektir. Köle efendinin, diğer hattın ucunda varlığından haberdar olmayacaktır.

Efendi birkaç şeyden birini yapabilir. Tamamen efendiye kalmış. Ben ne yaptığımı açıklamayacağım, zira efendi için bunun bir önemi de yok.
1- İşiyle gücüyle uğraşıp arada bir gelen maillere bakabilir veya bakmayabilir.
2- Yatağına gidip mışıl mışıl uyuyabilir.
3- Önceki maillerle vakit geçirebilir, geldikçe okur.

Bu oyunda genellikle köle (dişi ise) bu süre boyunca sırılsıklamdır. Erkeklerde ne olur bilemiyorum.

Neden etkili olduğunu kesin olarak ifade etmem zor. Sanırım belirsizlik, emirle yapılan görev ve cinsel olarak kendini ifade etme zorunluluğu üçlü ve güçlü bir bağ kuruyor. 15 dakika ise gayet uygun bir zaman. Eğer köleniz bu sürede uyuyup kalmışsa ertesi buluşmaya bir ceza da ayarlayabilirsiniz.

Ancak bu oyunu ertesi gün tatil olacak, kölenin uykusunu alabileceği bir günün arifesinde yapmanız önemli, günlük hayatını olumsuz etkilememek için. Unutmayın, üçüncü kişilerle ilişkileri ve kölenizin sosyal ve ekonomik hayatını olumsuz etkilemek hoş değil, en azından bu şekli benim sınırlarımın dışında.

2 Ekim 2016 Pazar

BDSM'de Kişisel Keşifler: Başlangıç

Şimdiye kadar kölelerimin en çok zevk aldığı konuları "BDSM'de Kişisel Keşifler:" başlığı ile yayınlamayacağım. Biçimi, koşulları, algılayabildiğim nedenleri ve kendimce bir analizinden oluşacak bu başlıklar.

7 Nisan 2016 Perşembe

Gözden Düşmüş Köleler

Bazen öyle ilişki düzeyleri olur ki; bir köle veya köle adayı efendisinin gözünden düşer ama efendinin kendisine olan etkisi veya çaresizliği altında kalmaya devam eder. Bu durumda efendi olsa da olur olmasa da olur konumundadır, köle ise çaresiz konumdadır.

Kendimi ve insanlığımı en çok sorguladığım durum budur. Köle aslında resmi olarak kabul ettiğim köleliğin dışındadır ama beni bırakamaz ve kötü davranışıma uğrar, her türlü sadistliğime tanık olur. İlişki bir küfür ve sadistlik, buna karşı kendine yedirememe ve tamamen kaybetmekten korku trafiğine döner.

Bu durum benim için bir etik efendi/köle ilişkisinin dışına çıkar, ancak sonuçlanamaz, çünkü köle çaresizdir, efendi ise çareli... Efendi bu durumda konumunun her türlü tadını çıkartma durumundadır, bu lezzet benzersizdir, isyankar köleyi parmağının ucunda hissetmektedir, adeta ezer. Köle ise kendi konumuna göre bütün çaresizliğin ve hakaretin tadına bakar. Eğer bu işten aldığı zevki de hissetmişse bu konumu ona benzersiz bir lezzet verir.

Bu duruma düşmüş sadece iki sub oldu, çok da arzu ettiğim bir hal değildir aslında, ama güzel midir? evet, güzeldir..


1 Nisan 2016 Cuma

Bir Kölenin Efendiye Teslimiyet Aşamaları


Sub'lar için teslimiyet gözlemlerime göre aşağıdaki akış ve detaylarla gerçekleşiyor. Hem sub hem de dom'lara bilgi olsun. Aşamaların sırası kendi aralarında birbirine geçmiş ve iç içe durumda olabilir, bazı aşamalar hızlı geçilebilir ancak akış sırası genellikle aynıdır.

1- Teslimiyet ihtiyacı farkındalığının ortaya çıkması

Bu süreç genellikle sub'ın kendi başına yaşadığı süreçtir, cinsellik ile karıştırılma olasılığı ile karıştırılabildiği bir aşamadır, bu aşamada bir dom ile temas ediliyorsa dom öncelikle sub'ın bu konuda nelere hazır olduğunu anlamalıdır.

2- Psikolojik altyapının oluşması

Bu aşama dom'un varlığını gerektirir, ilk güvenin oluşturulması bu aşamada gerçekleşir. Eğer sub'ın ihtiyacı teslimiyet değil de cinsellik ise bu aşama sub tarafından "tamamlanmış" izlenimi oluşturulmaya ve acele ile geçilmeye, dikkatsizce hatalara (önemsememekten) meyillidir. Gerçek teslimiyet isteyen bir sub bu süreçte mümkün olduğunca dikkatli ve konsantredir. Gerçek teslimiyet güven gerektirir, cinsellik ise sınırlı bir güvenle gerçekleşebilir. Bundan dolayı sub'lar bu süreçte bulunmaktan daha memnundur, fantezistler değildir. Ancak bu durum sürecin çok uzun olmasını gerektirmez, efendinin algı ve yeteneğine ve sub'ın durumuna göre değişebilir. Eğer sub cinsel açıdan deneyimli değilse bu aşamada sub eğilimi olmasa da cinsellik ile karıştırma eğiliminde olduğundan bu durumdan memnun gibi davranabilir, yaşına ve tecrübesine göre muamele edilmelidir.

3- Görsel bedensel teslimiyet

Sub'ın görsel olarak teslimi özellikle toplumsal etkilerle tabu olarak kabul edilen bölgelerin efendiye görsel olarak sunulmasıdır. Bunlar genital ve kadınlığa özgü bölgeler ve yüz'dür. Güven aşaması tamamlanmış olmasını gerektirir ama güven bazı durumlarda yeterliyken bazı durumlarda yeterli olmaz. Genellikle bir defa gerçekleştiğinde bu bariyer kırılır, ancak sub'ın psikolojik sakınmaları ve endişeleri çok yüksek ise geçilmesi mümkün olmayabilir veya gerçekleştiği halde pişmanlık hissi kalmışsa D/s ilişkinin bitiş noktası da olabilir. Bu aşamada her iki taraf da risk alır, efendi sub'ı korkutma riski ile karşı karşıyadır, sub ise dom kılığında cinsel istek güdümlü kişilere hizmet ediyor olma riski ile karşı karşıyadır. Kolay geçilmesi her iki tarafın geçmiş cinsel deneyimi fazlaysa kolaylaşır. Bu aşamada efendi de kendini görsel olarak (özellikle yüz) deşifre edebilir, ancak bu konuda ilk hamleyi koşulsuz olarak sub atmalıdır.

4- Psikolojik teslimiyet

Günlük sözlü temaslarla gelişir. Sub'un doma bağlılığı gittikçe artar. Tekrarlı kurallardan oluştuğu için bazı alışkanlıklar bu aşamada oluşur. Dom burada tekrarlı kesin kural formülizasyonunun dışında yenilikler oluşturmalı ve süreci sıkıcılıktan uzak tutmalıdır. Sub'a yaptığı hatalar açık olarak ifade edilmelidir. Başlangıçta affedildiği açıkça belirtilmeli, gelişme aşamasında ise cezasız bırakılmamalıdır. Eğer cezalar da gecikerek veya eksik yapılarak ceza gerektirmeye başlamışsa sub'ın muhtemelen ya brat, ya da SAM olma olasılığı vardır. Bu durum efendinin ilgi alanına göre değerlendirilir, ancak SAM ile uzun dönemli ilişki zordur ve tehlikelidir. Tercihen efendinin uzaklaşmayı tercih etmesinde yarar vardır.

5- Fiili bedensel teslimiyet


Sürecin bu kısmı bazen fiili durum izin vermediği için yaşanamayabilir. Güvenlik ve mahremiyet iyi organize edildiğinde, geçmişteki roller de netleşmişse bu kısım çok zor olmayacaktır. Bu ilk buluşma ile hayat bulur ancak ilk buluşma öncesi kişisel yumuşak temas (bir kahve içelim, önce romantik yemek yiyelim gibi, yüz yüze sizli bizli konuşma) olmuşsa bu aşama çok zorlaşabilir. Rollerin kesin olarak başlaması rollerin devamının da kolay gelmesini sağlayacaktır. Dom'un bu aşamada sevecen-otorite kimliğini daima koruması sub'a da çok karmaşık olmayan bir durum sağladığı için rahatlatır, eğer varsa suçluluk duygusunu köreltir (emreuyduğu için).

6- Koşulsuz itaat

Bu aşama gittikçe gelişen ve sürekli bir aşamadır. Sub genellikle sevmediği şeyleri de kabul edebilir durumdadır, bunları da efendinin otoritesi hizmetine teslim eder. Efendiye hizmet ön plandadır. Kendi istemediklerinin efendisi tarafından bilindiğine ve buna göre istendiğine emindir. Sınırlarını zorlayan şeylere fiziksel mukavemet gösterebilir ancak genellikle sözlü olarak kesin ve kati bir karşı koyuş olmaz. Bu aşamada zaten efendisinin yenilikleri azalmıştır (aslında kendisi için artık yeni olmadığından), bu nedenle sınırlarını genişletme, kendinde de yenilik arama, yenilik yapma ihtiyacı duyar. Efendisini de tanıdığı için öneriler de oluşturur, ancak bunları aktarma şeklini de artık iyi bildiğinden D/s iletişimin pasif ama etken bir parçası durumuna gelir.



Nisan 2016 Balığı



Bugün eski/yeni bütün kölelerime gönderdiğim mesaj şöyleydi;


Bugün, bütün kölelerimi azat edip ilişkimi bitirmeye ve artık bir sub olarak rol değiştirmeye karar verdim. Bu güne kadar çektirdiğim dertlere katlandığın için çok teşekkür ederim.




Muhtemelen sub olma kısmı özellikle günün anlam ve önemini çabuk anlamayı sağladı. Bu post'umun tarihine bakmadan cevap verenler sanırım kötü muamele edilmeyi hak ediyordur :-)