12 Kasım 2016 Cumartesi

7/24 Muleta

"Bu nasıl bir başlıktır" diyen olabilir, burada Muleta'nın potansiyel bir kölem olması ip ucunu verirsem 7/24'ün bir sıfat olduğunu fark edecek olanlar olacaktır.

Daha önce kölelerime zaman zaman "gün içinde herhangi bir zamanda" yerine getirmelerini istediğim emirlerim oldu. Ancak bunu bütün günü için isteyen biri ile ne diyeyim, ilk defa karşılaşmıştım.

Köleliği çok kısa sürdü, ilk birkaç gün ısınma sürecinden sonra bir gece sadece. O gece de benim klasiklerimden olan "cinsel anlamda teslimiyet" ve tabuların yıkılması konulu geceydi.

Öğrendiğim bir konu benim cinsellik ve grinin 50 tonu tipi bir adam olmadığım halde aslında 7/24 efendilik standardında da bir adam olmadığım oldu.

7/24 nedir?

Bu 7 gün 24 saat demek aslında. Haftanın 7 günü, günün 24 saati mutlak itaat, BDSM teknik jargonunda 7/24 güç değişimi (7/24 Power Exchange).

Köle yatar kalkar, köledir, bunun dışında bir hayat şekli yoktur. Bir fantezi teşkil etmez aslında bu yaşam biçimi, direkt olarak bir ruh halidir.

Muleta da bu gereksinim içindeydi, kendi ifadesi ile zaman zaman ona yazıp, istediğim zamanlarda onu kullanmam ona yetmiyor, bu daha çok onu bir sokak köpeği yerine koyamama benzetiyordu bunu, o evcil köpek olmak istiyordu, sürekli baskı altında.

Ben BDSM konusunda kararlı bir yapıda olmama rağmen aslında cinsellikle de ne kadar iç içe olduğumu fark ettirdi bu yaklaşımı.

Kölelik standardı o kadar yüksekti ki, daha ilk geceden benim "tabusal baskı" aracım olan cinsel ekspozasyon ona az bile gelmişti. Bu kadar çabuk teslim olmuş olan bir köle adayı daha hatırlamıyorum.

Ancak ne kadar hızlı adapte olduysa o kadar da çabuk bıraktı bu işi, saygılı bir köle olarak azadını istedi. Daha sonra kısaca yazıştık, kendisinden bu yazıyı yayınlamak için izin istemek için, sanki bir şekilde tekrar havaya girdi ancak yine koptu, ne istediğini bilen ancak çok da kararlı olmayan bir izlenim verdi açıkçası.

En zor anlayabildiğim ruh hali oldu bu benim için şimdiye kadar. Onun açısından baktığımda, aslında işsiz güçsüz olsaydım, hayatımı dolduracak başka bir şeyler olmasaydı, hayatımda vakit ayırmam gereken insanlar  var olmasaydı acaba BDSM havuzuna kendimi bu kadar sürekli ve bu kadar geniş şekilde nasıl salardım. Bana bile zor görünüyor bu şekli. Umarım aradığını bulabilir.

İş hayatı, günlük kişisel hayat derken hakikaten 7 gün 24 saat dominant kalmanın ne kadar zor olabileceğini de kavradım. Kendimi sorguluyorum acaba artık BDSM nosyonumu kaybetmeye mi başladım diye. Eskisine göre tecrübem fazla ama sanırım enerji konusunda artık o kadar savurgan olamıyorum gibi.

Çok daha uzun yazabilirdim, klavyeme geldikçe yazıyorum şimdi. Hadi burada keseyim bari, biraz farklılık olsun...

5 yorum:

  1. Merhaba

    Birkaç aydır -yaklaşık 10 ay kadar- sizi takipteyim. Okunması zevkli bir bloğa sahipsiniz. Bu başlığa yazmanın sebebi de hep merakla okuduğum "BDSM'yi yaşam felsefesi" olarak kabul gören bir kadın merakıdır. Fakat bunun üzerine konuşacak değilim. Varlığımı bilmenizi isterim ve yazılarınızın devamını beklerim.

    YanıtlaSil
  2. Yorum için teşekkürler.

    YanıtlaSil