20 Mayıs 2015 Çarşamba

Favori Siteler

Bu özet kullanılabilir değil. Yayını görüntülemek için lütfen burayı tıklayın.

BDSM Hikayesi: İlk Teslimiyet - V

Bu acı faslının sonu yine geldi. Artık sızıları kadını uyarıyordu. Birden sızlayan kalçalarında bir ıslaklık hissetti, ıslak bir sünger geziyordu cildinde özellikle de canı acıyan yerleri seçtiği de belliydi.

Kadının bu durumun tadını çıkarması da gerekiyordu, biraz önce hakkında pek de emin olmadığı efendi şimdi onunla ilgileniyordu. Kendisini daha çok ait hissetmeye başlamıştı. Bedeninin artık onun malı olduğunu kabul ettiğini düşünüyordu.

Kulaklık kulağından çıktığında bir müzik dinlemekte olduğunu hatırladı. Birden sessizlik basmıştı ortalığı. Çok geçmeden gözleri de çözüldü, ortalık çok da aydınlık değildi, ne zaman olduğunu fark etmemişti ama perdeler kapatılmıştı, kapalı gözlere göre daha aydınlıktı ama çok da gözleri kamaşmamıştı.

Efendisi ona yüzünü gösterdiğinde az öncekine göre ne hissettiğini sorguladı kendi kendine. Aslında sanki o bir başkasıymış hissine de kapıldı ama elindeki spatulanın sapı ile burnunun ucundan dudaklarına inip araladığında gerçekliğin biraz farkına vardı. Dahası vajinasına dokunduğunda geldi, kadın yutkundu. Bir süre oyundan sonra efendi hassas olan bölümlere odaklandığında gözleri bir refleks olarak kapandı. Bu keyfi takiben saniyeler içinde yüzüne inen bir ve canını acıtan şaplak ile bölündü. Bunu hiç bir şekilde tereddüt içermeyen yüksek ve tok bir ses takip etti.

- Gözünü kapatmayacaksın, gözlerimden de ayırmayacaksın!

Kadın maillerinden hatırladığı tek şeyi söyledi.

- Emredersiniz efendim!

Bunu bilinçli olarak söylememişti, öylece dökülmüştü dudaklarından. Gözleri sürekli efendisinin gözlerini takip ediyordu artık gördüğü sürece. Menzilinden uzaklaşınca tekrar yakalamak üzere başına doğru bakıyordu. Efendi durumu biraz zorlaştırıyordu, artık klitoris civarına daha sertçe çalışmaya başlamıştı parmakları ile. Gözlerini açık tutmak çok zor oluyordu ama bu duruma da alışmaya başlamıştı bir yandan da. İnsan bu, her şeye alışıyordu... Efendi yüzüne gözler açık durumdayken bir şaplak daha indirdi, gözleri hareketten dolayı biraz kırpılmıştı ama tekrar açması an meselesi olmuştu, efendi bunu görmüştü, kadın da gördüğünü görmüştü ama efendisi görmezlikten geldi. Efendinin kendisini hataları ile de çok fazla sorgulamadan kabul ettiğini düşünüyordu kadın.

- Gözlerini kapatabilirsin
dedi efendi sakin bir sesle. Sanki bir seçenek değildi bu, emir telaki etti ve hemen kapandı. Kadın dudaklarında efendisinin önce soluğunu sonra kendi dudaklarını ayıran dilini hissetti, bunu klasik ama teni zorlayan bir öpüş takip etti. Efendisi bunu çok uzatmadı, böyle olması kadına çok alışılmamış geldi, pek de memnun değildi, ama efendisi böyle istemişti, böyle olacaktı, yapabileceği onun tercihlerine uymaktı o da bunu yapıyor olmakta kendisine bir mutluluk yarattı.

Efendi kadının arkasında ellerini birleştiren giysiyi çekti ve kadının elleri serbest kaldı.

- Yatağa uzan

dedi efendi yine bas bir ses tonu ile. Kadın yatağa yattı, nasıl yatacağı konusunda inanılmaz bir acemilik yaşıyordu.

- Böyle mi efendim?

dedi.

- Kendini bırak, ben nasıl olmasını istiyorsam öyle yaparım

Efendi kadının ellerini kadının başının üstünde yastıkta duracak şekilde elleri ile yönlendirdi. Bacaklarını birleştirdi, kadını öylece bırakıp odadan çıktı. İçeriden gelen sesleri duyuyordu, kapılar açılıyor kapanıyordu. Her türlü mahremiyetine giriliyordu. Bu durum kadını rahatsız etmiyordu pek. Normalde bir kişi bunları yapacak olsa, peşinden gidip en azından ne yaptığına bakardı. Burada her seste kendisini daha çok teslim olmuş hissediyordu. Bu da ona çok garip bir mutluluk yaşatıyordu. Tek endişesi efendisinin umulmadık bir soru sormasıydı. Bu konuda kendisini çalışmadığı yerden soru çıkmış bir öğrenci gibi hissetme olasılığı vardı ama her ne sorulursa her açıklamayı olduğu gibi yapmaya da hazırladı. Hoşgörüsü konusunda da bir güven hissediyordu artık.

Önceki bölüm | Sonraki bölüm

9 Mayıs 2015 Cumartesi

BDSM Hikayesi: İlk Teslimiyet - IV

Kadın, göğüs başlarında bir soğukluk hissetti, metalik bir soğukluktu, efendi bir şey gezdiriyordu. Bu gezen şeyin ne olduğunu, efendinin ne yapacağını merak ediyordu.

Bunun göğsünü kıstıracak bir şey olduğunu meme başında acıyı hissedince anladı, kıstırılan göğsünün acısı nedeniyle inlemesi tamamlanmadan bu diğer göğsünde de tekrarladı. Ellerinin arkasında, harekete izin vermeyecek şekilde bağlı olması göğsündeki acımaya karşı çaresiz oluşu ile birleştiğinde çok garip bir his haline geliyordu.

Kadın dudaklarını ısırıyordu, bunu bilinçsiz bir şekilde yapıyordu, acıdan mı, yaşadığı çaresizlikten mi yoksa cinsel uyarımdan mı kaynaklandığını o da bilmiyordu.

Ama bu umurunda da değildi... Bu hissi başka şekilde yaşayamazdı.

Sağ göğsünde sızı değil ama  baskı bir anda biraz rahatladı, bağlı şeyin çıkartılmış olduğunu tahmin ediyordu, zira halen diğerinden farksız olarak, hatta belki de daha fazla acıyordu. Ta ki, efendisinin ıslak dilinin meme ucu etrafında döndüğünü hissedene kadar...

Bu rahatlık tıpkı ileri derecede idrarına sıkışıp tuvalete gitmeye benziyordu. Efendisi dilinin ucu ile meme başının ezilen yerleri takip ediyordu. Dudaklarına değen metal şeyi hissettiğinde sıranın diline veya dudaklarına geleceğini düşünmüştü, ama yanılıyordu, efendisi ağzına serbest şekilde bırakıp ağzını kapattığında dili ile bunun bir kağıt kıskacı olduğunu anladı. Efendi bilerek, kıstırmadan ağzı ile tutmasını, hissetmesini, ne olduğunu bilmesini istemişti. Kadın ağzında dili ile çevirmeye başlamıştı kıskacı. Diğer göğüs ucundakinin canını daha çok yaktığını efendi bunu gevşettiğinde anladı. Halen acıyordu, efendinin dilini hissediyordu ama göğüs başının kenarını dişiyle ısırıp kanatmış olduğunu hissetmemişti.

Birden vajinasına umulmadık bir şaplak ile sıçradı, çok sert değildi ama bunu hiç beklemiyordu. İkincisi gelir diye bekledi, kendisini hazırladı. Herhangi bir şey gelmedi. Herhangi bir gölge görmediği herhangi bir ses duymadığı için hiç bir fikir de yürütemiyordu.

Kadın ayakta durmaktan yorulduğunu hissediyordu ama bunun asıl nedeni, ne olacağını bilmediği için psikolojik durumundan dolayı dizlerinin titremesiydi, dizlerinin bağı gevşemişti,ayakta durmak için çaba sarf ediyordu. Aradan ne kadar geçtiğini bilmiyordu ama kalçasına şaplayan şeyi hisetmişti ve bu sefer gerçekten acıtmıştı, bu bir tokat olamazdı, acıyordu. Artık beklemek garip bir acı haline gelmeye başlamıştı. Sızlaması devam ediyordu.

Efendi gidip yatağa uzandı, ellerini ensesinde birleştirdi ve yarı oturur şekilde çıplak kölesini  izlemeye başladı. Mutfaktan getirdiği mutfak spatulasını biraz acımasız kullanmış olduğunun farkındaydı ama etkisi görülüyordu. Neresine ne geleceğini bilmeyen kölesinin artık dizleri titremeye başlamıştı. Kölesi kendi sesini taktığı kulaklık nedeniyle duyamadığı için inlemeleri de doğal bir şekilde ağzından dökülüyordu. Kölesi garip sesler çıkartıyor, arada bir kafa sesi çıkıyordu dudaklarından, bu sızan sesler efendiye doğru yolda olduğunu söylüyordu. Çok net değildi ama sonuncusu açıkça "yapsın artık ne istiyorsa, yapabileceği her şey hiç bir şey yapmamasından daha güzel olacak, bir bok hissetmeyeceğim" demişti. Efendi kölesinin bu durumunu büyük bir zevkle bir süre izledi. Sıkıldığında ayağa kalktı ve nefesini hissetmesine izin vermeden, kendini hissettirmeden kölesinin bedeninin detaylarını inceledi.

Spatulanın göğsüne inmesi ile canı yanmasına rağmen kadın çok rahatlamıştı, Üzerinden bir yük kalkmış gibiydi. Dizlerinin titremesi bile kesilmişti artık. Bu sefer farklı olarak o kadar beklemeden, bir kaç saniye aralıklarla sağlı sollu iniyordu o şey, bir kaç defadan sonra kalçaya da rastgele iniyordu arada. Bu hali canını daha çok yaksa da kendini çok daha iyi hissediyordu beklemeye göre. Dili dolaşır şekilde "elinize sağlık efendim, lütfen benden temasınızı esirgemeyin" dedi. Ancak efendisi o beklenmediklik durumunu kısa süreli olarak yaratıyordu, aksak bir aralıklarla düzensiz olarak kadının göğüs ve kalçalarına iniyordu.

Önceki bölüm | Sonraki bölüm

4 Mayıs 2015 Pazartesi

Neden 25+ Yaş

Cinsellik ve benzeri bedensel paylaşım aktiviteleri için yasal sınır 18'ken ben neden 25+ diyorum. Bunu anlatmaya çalışacağım. Bazen kendi kendim sorarım, insanların önemli bir bölümü ilişkide neden yaşıtları civarını tercih eder diye? Prensip olarak "genç, taze daha iyidir" diye manav usulü bir tercih çok basit bir mantıkla geçerli olabilirdi.

Bedeni körpecik "huriler" aslında daha çok bizim çakma dindarların konusu, adamlar "cennette çıtırlar bize verecek" gibi bir kafayla ibadet ediyorlarsa vah zavallı açlar vah... derim. Ha, işlerini öbür dünyaya bırakmayanları da var tabi.

Ama bende öyle değil. İstatistikle sabit, itiraf edeyim, şimdiye kadar 25 yaş altı kimse ile BDSM konusunda dikiş tutturabildiğim söylenemez. Bir Yeliz vardı en genç, tanıştığımızda 26 yaşındaydı, ben de 39 falandım sanırım.

Galiba benim favorim hep 26-35 arası oldu.

Bu bence sosyal ve iletişim boyutu olan bir konu, beklentiler ve geçmiş tecrübeler hayata bakış şeklini ve diğerini anlama şeklini değiştiriyor tarafların.

Biraz genelleme dolu olacağını şimdiden söyleyebilirim.

Genç olduğunda karşı cinse biraz daha arayış odaklı bakıyor insanlar, önünde uzun bir gelecek oluyor ve çoğunlukla "cinsellik ve ilişki" konusunda ne aradıkları konusunda çok da emin olmuyorlar. Bu arayış yaşıtları ile ilişkilere de yansıyor tabi, kısa ve arayış dolu. Bu arayış sırasında yolu BDSM'den geçenler oluyor, muhtemelen bu yazıyı okuyan siz de bunlardan biri olabilirsiniz.

Bu yaşlarda kişilerin evlilik hayatına bakışı da olduğundan fazla mükemmelleştirilmiş veya en azından idealleştirilmiş olduğundan, bu kavramı eskitmemiş olduklarından benim hem nasıl evli hem de BDSM'yi dışarıda yaşamakta olduğumu anlamakta güçlük çekiyorlar. Bu konuda bazen onlar beni suçlamakta, bazen hakaret edip fırça bile atmaktan çekinmezken ben onları suçlamıyorum. Orson Welles'in bir şarkısı vardı; "Ben genç olmanın ne olduğunu bilirim ama sen yaşlı olmanın ne demek olduğunu bilmezsin" gibi. Hani o kadar da yaşlı değilim ama idealist olup da BDSM konusunda bana yazmalarını da ben anlayamıyorum...

25+ tercihimde etkili bir konu da BDSM'den önce insanların normal bir cinsellik sürecini tatmış olmaları, buna rağmen bir arayışa girmiş bulunmaları gerektiğini düşünmem. Varsaymak zorundayım ki bana yazan insanlar 18'leri civarında cinsellliği aktif yaşayabilmişler ve 25'lerine geldiklerinde bu işin öyle veya böyle alternatiflerini aramak durumuna gelmişler.

Cinselliğim daha yeni bir olgu olduğu gençler için BDSM'ye ilginin sadece bir merak konusu olduğunu düşünüyorum. Bence aslında biraz da yanlış bir merak, sert seks ile BDSM bu konuda biraz birbirine karışmış oluyor bu yaşlarda.

İlerleyen yaşlarla insanlar cinsellikte bazı eksiklikleri veya yeni heyecanları aramak için yelken açıyorlar (bir genelleme daha). Çocuğunun olması, cinsel partnerlerin birden fazla olabilmesi hayatın bazı unsurları olarak kabul edilebiliyor. En azından "vardır bir nedeni ve beni de ilgilendirmez" denilebiliyor.

Tabi yaşı 30'ları bulmuş ancak cinsellik konusunda 18'inde gibi taze olanlar da yıllarca böyle taze kalabilenler de var. Bunun tersine 20'sine varmadan hayatın sillesini yemiş olanlar da. Ama ister gecikmiş tecrübe olsun, ister erken gelen tecrübe olsun, yıllar evet, bazı şeyleri değiştiriyor.

Bana 18 altı olarak yazanlara daha çok çocuk muamelesi yaptığımı 18-25 arası olanlara biraz kültürel öğretmenlik yaptığımı (BDSM'nin aslında aradıkları şey olmadığı sonucuna varmaları ile sonuçlanması ile) söyleyebilirim. 25+ üstü için potansiyel bir partner gözüyle baktığımı belirtmeliyim.

2 Mayıs 2015 Cumartesi

BDSM Hikayesi: İlk Teslimiyet - III

İki taraftan çıplak omuzlarına değen parmakları hissetmişti kadın. Yavaş yavaş kollarını izleyerek aşağı doğru iniyordu bu his. Efendi kadının bileklerine geldiğinde durdu, bileklerini sert bir şekilde kavradı ve arkasında kalçalarının üzerinde birleştirdi.

Kadın, üzerindeki ince geceliği zar zor hissetmesine rağmen yukarı kaldırıldığını hissetti, geceliğin geniş dekoltesinin kolaylaştırdığı şekilde boynundan çıkarılıp ellerine kadar geldiğini hissetti. Gecelik, arkasında ellerini bağlar durumdaydı. Efendi geceliği biraz daha sıkıştırdı ve bağ olarak kendiliğinden çıkmayacak halde bıraktı. Kadının elleri arkasında bağlıydı.

Sert bir emirle irkildi kadın; "Bacaklarını arala"... Kadın araladı... Ses boynunun yanındaki ağızdan gelecek kadar yakındı."Dediğimi doğru yap, arala...". Efendinin yeterli bulmadığını anlamıştı, iki yana daha çok açtı kadın. Bu hareket onu uyarmıştı, ıslanıyor olmalıydı. Bunun hayali bile onu titretebilirdi ama gerçeğe geldiğinde durum biraz farklıydı. Merak duygusu cinsel hisleri ile karıştığında farklı bir etki yaratıyordu, neler olacağını merak ediyordu.

Kalçalarının yuvarlıklarında ellerin dolaştığını hissediyordu. Boynunu hafifçe geriye attı kadın, bunu bilinçli yapmamıştı, belki de bilinç dışı bir mesajdı. Öyle görünüyordu ki mesaj alınmıştı, kulak memesine önce dudaklar değdiğini hissetti, sonrasında ise dişlerin arasında kaldığını... Eller bedeninde yukarı doğru kaymıştı, göğüslerine ulaşmış, meme uçlarını parmaklar arasında tutuyordu. Meme uçları pek alışık olunmadık şekilde sıkılıyordu, hiç kimse daha önce burasıyla bu kadar acımasızca oynamamıştı.

O beden nedensizce ani bir şekilde kendisinden ayrıldı... Efendisine bir kusur yapmış olduğu endişesine kapıldı kadın. Neyi yanlış yapmış olduğunu düşünüyordu. Aradan dakikalar geçti, bir süre sonra kulaklarına kulaklık takıldığını hissetti. Arka planında doğadan sesler olan new age türü bir şeyler çalıyordu, daha önceden çok ilgisini çeken bir müzik değildi bu ancak gözlerindeki eşarptan dolayı görememesi ile birleştiğinde bütün mesaj ortamı artık bedeni olmuştu.

Önceki bölüm Sonraki bölüm





BDSM Hikayesi: İlk Teslimiyet - II

Daha önce yatak odasının kapısının gıcırdamakta olduğunu hiç fark etmemişti, kapı gıcırdayarak aralandı. Kadın nefesini tutmuş her sesi dinlemeye çalışıyordu.

Bir süre hiçbir şey olmadı, adam kadının nefesini tutmuş, stres içinde beklediğini iyi biliyordu ve bunun fiziksel ve psikolojik bir dayanma noktasını beklemeye kararlı görünüyordu. Bu aynı zamanda kadının rahatlama ve "tamam, devam edelim" sinyaline kadar; derin nefes alışverişine kadar devam edecekti.

Kadın derin bir nefes aldı verdi, bu bir "hazırım" sinyaliydi. Nefesini verirken "ne olacaksa olsun" diye düşünüp vermişti zaten. Verip aldığı o solukla başka bir dünyaya adım atmıştı sanki... Gerçekten O'na şu anda teslim olduğu geçiyordu aklından.

Sessizliği adamın sert sesi bozdu... "Kalk ve duvara yüzünü ver"... Bu ilk temas sayılabilirdi... Adamın sesi çok yakından geliyordu.

Üzerinde incecik bir gecelik vardı, önceki konuşmalarında çıplak olunmasını istememişti efendi. Ancak üzerinde de tek giysiden başka bir şey olmaması konusunda bilgi vermişti, tek bir takı bile istemiyordu...

Kadın kalktı ve yatağın ayak ucu tarafında boş olan duvara doğru ilerledi. Bir süre sonra yatağın gıcırdadığını duydu, efendisi kendi boşalttığı yatağa oturmuş veya uzanmıştı. Muhtemelen kendisini izliyor olmalıydı.

Kadın ne kadar süre geçtiğini bilmiyordu, kalbinin temposu sakinleşmiş ve düşüncelere dalmıştı. Arkasında kendisini birinin sürekli olarak izliyor olması fikri ona çok normal gelmeye başlamıştı.

Bir ara yatakta bir hareket sesi duydu ama bunu bir şey takip etmedi. Sanki efendi yataktan kalkmıştı. O ise artık nerede olduğu konusunda endişesiz sadece normal bir merak duyuyordu.

Boynunda bir nefes sıcaklığı hissetti. Efendi yakındı, hem de çok.

Kendi üzerine ne düşerse koşulsuz yapması gerektiğini düşündü...

Önceki bölüm Sonraki bölüm

1 Mayıs 2015 Cuma

BDSM Hikayesi: İlk Teslimiyet - I

Genç kadın ilk defa BDSM partnerle buluşacaktı. Daha önce bu adamla yapmış olduğu yazışmalar ve telefon görüşmeleri yanında bu gelişmeler kendisine çok ama çok daha canlı geliyordu. Çok uzun süredir BDSM konusunda araştırmış, bir bölümü porno olan çok sayıda filmden bunu öğrenmeye çalışmıştı. Bilgi, izleme ve hayaller ona artık yetmiyordu; BDSM'yi zihninde canlandırmak hoştu, sınırsızdı, her şey istediği gibi oluyordu seçimleri tesadüfi olmadığından. Gerçekten bunu yapabilmek ise hep bir mit olmuştu ve bir yandan biraz ürpertici, bir yandan da komik ve suni geliyordu. Henüz yaşamamış olduğundan buna dışarıdan bakarak bu şekilde algıladığının da farkındaydı.

Kafasından bu düşünceler geçerken dairesinin kapısı apartmanın girişinden çalındı... Gelen o olmalıydı... Kapı açma düğmesine bastı. Zor duruma düşürecek kötü bir tesadüf yaşanmaması için kapıyı çaldıktan sonra mesaj da atacaktı. Daha önce konuşulmuş olduğu üzere cep telefonuna gelen SMS'in sinyalini duydu genç kadın, heyecandan içeriğine bile bakmadan daire kapısını araladı. Asansörün sesini dinledi, kendi katında açıldığında kapıyı aralık bırakarak hızlı bir şekilde yatak odasına koşturdu. Kılık kıyafet ile uğraşmadı, onları yarım saat önceden giymişti bile. Yatak odasında gözlerini siyah eşarp ile bağladı ve sırt üstü olarak yatağa upuzun uzandı.

Kadının yapacağı, yapması gereken bir şey yoktu. Bu saatten sonra artık başına gelecekleri kendisinin belirleyemeyeceğini, belirlemeye kalkarsa beklediği tatmini tam tersine olumsuz hale getireceğini biliyordu. Kaderi başkası, o adam çizecekti artık.

Yatak odasına giden koridordan sakin sakin yürüyen ayak sesleri gelirken yatağına uzanmıştı... Bekliyordu...

Sonraki bölüm