Kadın, göğüs başlarında bir soğukluk hissetti, metalik bir soğukluktu, efendi bir şey gezdiriyordu. Bu gezen şeyin ne olduğunu, efendinin ne yapacağını merak ediyordu.
Bunun göğsünü kıstıracak bir şey olduğunu meme başında acıyı hissedince anladı, kıstırılan göğsünün acısı nedeniyle inlemesi tamamlanmadan bu diğer göğsünde de tekrarladı. Ellerinin arkasında, harekete izin vermeyecek şekilde bağlı olması göğsündeki acımaya karşı çaresiz oluşu ile birleştiğinde çok garip bir his haline geliyordu.
Kadın dudaklarını ısırıyordu, bunu bilinçsiz bir şekilde yapıyordu, acıdan mı, yaşadığı çaresizlikten mi yoksa cinsel uyarımdan mı kaynaklandığını o da bilmiyordu.
Ama bu umurunda da değildi... Bu hissi başka şekilde yaşayamazdı.
Sağ göğsünde sızı değil ama baskı bir anda biraz rahatladı, bağlı şeyin çıkartılmış olduğunu tahmin ediyordu, zira halen diğerinden farksız olarak, hatta belki de daha fazla acıyordu. Ta ki, efendisinin ıslak dilinin meme ucu etrafında döndüğünü hissedene kadar...
Bu rahatlık tıpkı ileri derecede idrarına sıkışıp tuvalete gitmeye benziyordu. Efendisi dilinin ucu ile meme başının ezilen yerleri takip ediyordu. Dudaklarına değen metal şeyi hissettiğinde sıranın diline veya dudaklarına geleceğini düşünmüştü, ama yanılıyordu, efendisi ağzına serbest şekilde bırakıp ağzını kapattığında dili ile bunun bir kağıt kıskacı olduğunu anladı. Efendi bilerek, kıstırmadan ağzı ile tutmasını, hissetmesini, ne olduğunu bilmesini istemişti. Kadın ağzında dili ile çevirmeye başlamıştı kıskacı. Diğer göğüs ucundakinin canını daha çok yaktığını efendi bunu gevşettiğinde anladı. Halen acıyordu, efendinin dilini hissediyordu ama göğüs başının kenarını dişiyle ısırıp kanatmış olduğunu hissetmemişti.
Birden vajinasına umulmadık bir şaplak ile sıçradı, çok sert değildi ama bunu hiç beklemiyordu. İkincisi gelir diye bekledi, kendisini hazırladı. Herhangi bir şey gelmedi. Herhangi bir gölge görmediği herhangi bir ses duymadığı için hiç bir fikir de yürütemiyordu.
Kadın ayakta durmaktan yorulduğunu hissediyordu ama bunun asıl nedeni, ne olacağını bilmediği için psikolojik durumundan dolayı dizlerinin titremesiydi, dizlerinin bağı gevşemişti,ayakta durmak için çaba sarf ediyordu. Aradan ne kadar geçtiğini bilmiyordu ama kalçasına şaplayan şeyi hisetmişti ve bu sefer gerçekten acıtmıştı, bu bir tokat olamazdı, acıyordu. Artık beklemek garip bir acı haline gelmeye başlamıştı. Sızlaması devam ediyordu.
Efendi gidip yatağa uzandı, ellerini ensesinde birleştirdi ve yarı oturur şekilde çıplak kölesini izlemeye başladı. Mutfaktan getirdiği mutfak spatulasını biraz acımasız kullanmış olduğunun farkındaydı ama etkisi görülüyordu. Neresine ne geleceğini bilmeyen kölesinin artık dizleri titremeye başlamıştı. Kölesi kendi sesini taktığı kulaklık nedeniyle duyamadığı için inlemeleri de doğal bir şekilde ağzından dökülüyordu. Kölesi garip sesler çıkartıyor, arada bir kafa sesi çıkıyordu dudaklarından, bu sızan sesler efendiye doğru yolda olduğunu söylüyordu. Çok net değildi ama sonuncusu açıkça "yapsın artık ne istiyorsa, yapabileceği her şey hiç bir şey yapmamasından daha güzel olacak, bir bok hissetmeyeceğim" demişti. Efendi kölesinin bu durumunu büyük bir zevkle bir süre izledi. Sıkıldığında ayağa kalktı ve nefesini hissetmesine izin vermeden, kendini hissettirmeden kölesinin bedeninin detaylarını inceledi.
Spatulanın göğsüne inmesi ile canı yanmasına rağmen kadın çok rahatlamıştı, Üzerinden bir yük kalkmış gibiydi. Dizlerinin titremesi bile kesilmişti artık. Bu sefer farklı olarak o kadar beklemeden, bir kaç saniye aralıklarla sağlı sollu iniyordu o şey, bir kaç defadan sonra kalçaya da rastgele iniyordu arada. Bu hali canını daha çok yaksa da kendini çok daha iyi hissediyordu beklemeye göre. Dili dolaşır şekilde "elinize sağlık efendim, lütfen benden temasınızı esirgemeyin" dedi. Ancak efendisi o beklenmediklik durumunu kısa süreli olarak yaratıyordu, aksak bir aralıklarla düzensiz olarak kadının göğüs ve kalçalarına iniyordu.
Önceki bölüm | Sonraki bölüm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder