(Önceden devam)
Yaklaşık 20 dakika geçmişti. Helin naylona sarılı biçimde yuvarlanarak balkon kapısının yanına gelmişti balkon tarafından. Kapıya naylonların sürtünme sesi geliyordu. Mine oralı olmayan Sabri'ye döndü. "Alsak mı içeri artık?" dedi. "Sormanı bekliyordum" dedi sabri. "Adama bak ya, biz söylemesek kızı bırakıp gidecek orada..." dedi Mine biraz alaycı bir tavırla. "Bana kalsa sarıp biraz da kömürlükte dikerim kapının arkasına" dedi Sabri yine alaycı bir tavırla, aslında o da içinden Mine'nin demesini sabırsızlıkla bekliyordu, o kadar da sadist değildi.
"Eh madem istiyorsunuz, gel buraya Umut..."
Sarılı şekilde çamur dökmemeye dikkat ederek içeri aldılar, banyoya kadar taşıdılar, küvette çözdüler. Sabri Helin'in hafif kilolu vücudunun her köşesini tatlı ılık suyla kendisi yıkadı çamurarından arınıncaya kadar. Helin'in pek hali kalmamıştı kımıldayacak, çamur insanın enerjisini adeta emiyordu.
Zincirleri halka halka anüsünden çekti yavaşça, bu kadar çok zincir baklasını nasıl sokabilmiş olduğuna kendi de hayret etti. Sonra kollarını çözdü. Helin kendine gelmeye başlayınca Sabri banyonun kapısını kilitledi, küvette yüzüstü yatmakta olan Helin'i küvetten çıkarttı, yine banyonun zeminine yüzüstü yatırdı ıslak ıslak. Yıkadığı zincirler ile Helin'in el bileklerini birbirine bağladı, uzun parçanın uçlarını ayak bileklerine bağladı banyonun iki tarafındaki kalorifer borularından geçirip uçlarını eline aldı. Güçlü bedeniyle çekebileceği kadar çekip Helin'in bacaklarının iki yöne neredeyse tam açılmasını sağladı, iyice gerilince ortadan bir kilitli bakla ile zinciri gergin şekilde bağladı. Usulüdür, "ah, ah.." dedirtene kadar biraz daha da gerdirdi. Ardından Helin'in açılmış yumuşamış anüsüne boşalana kadar girip çıktı. Bitince Helin'e bir sigara verdi, kendisi mutfaktan getirdiği birayı açtı yudumladı. 10 dakika sonra Helin'e baktı sigara yerdeki ıslaklığa değip sönmüştü yarıda. Sabri yaklaştığında Helin belirli belirsiz bir küfür savurdu. Sabri Helin'in çenesini tutarak araladı, izmariti Helin'in ağzına tıktı yer kirlenmesin diye ve eliyle çenesini kapattı. İkinci bir posta daha gitti. İşi bitince Helin'in kulağına eğilip, çok kibar bir sesle, "teşekkür ederim pis kaltak" diye fısıldadı ve bırakp salona gitti. Mine "Birşey kaçırdık mı?" dedi. Sabri gülerek "yok, her zamankinden" dedi, "Yoruldum biraz, kız da yorgun, siz çözer misiniz?" diye sordu ve onayını aldı. Bir iki dakika dinlendikten sonra "Bu güzel gün için teşekkür ederim Mine Hanım" dedi, "rövanş için sizi uygun zamanınızda davet etmek isterim, lütfen Umut'u da getirin" dedi ve gitmek üzere ayaklandı.
Kapıyı çekip çıktığında Helin halen banyoda zincirlerle açılmış, çıplak ıslak, ağzından tütün taşarak bitkin şekilde yatıyordu. "Şükür bitti" dedi kendi kendine.
(Fin)
Bu hikayedeki kişiler gerçektir ancak gerçek isimleri ile anılmamışlardır. Olaylar ise tamamen kurgudur. Asıl rollerdeki kişilerden rızaları alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder