Herkesin bir Turn-On noktası vardır cinsellik için. Ama BDSM için bunlar ne kadar ortaktır, bunu bir düşünmek lazım. Bende çok yakın olduğunu söyleyebilirim. BDSM'ye eğiliminiz varsa aşağıdakiler sizi tetikleyecektir;
- Bir süre cinsellikten uzak durmak, bunun sonucu olarak öncelikle cinsel olarak azmak
- Yeni, daha önce görülmemiş BDSM videoları seyretmek.
- Yeni bir partner edinmek
- Patronunuza veya müşterinize kızmak :-D
Hepsi birden varsa ne ala, değmeyin BDSM'nin keyfine...
10 Aralık 2011 Cumartesi
2 Aralık 2011 Cuma
Fantezi: Çantada Köle
Bavul fantezisi benim en eski fantezilerimden biridir. Gerçekleştiremediğim bir fantezi olmakla birlikte çok da olmaz birşey değil, ama şu var ki uygulanabilmesi için kölenin biraz ufak tefek olması gerekiyor, şansım bu konuda pek yaver gitmedi açıkçası, partnerlerim ya boylu posluydu, ya da biraz enlice, kısacası her durumda 50kg'dan ağırdı ki buna Samsonite özel boyutlu bavul lazım uygulamak için.
Fantezi şöyle;
Kölemle bir mekanda buluşuyoruz, emrediyorum üzerindekileri çıkartıp, güzelce katlayıp kenara kaldırması için. Kızcağız özenle kusursuzca yapıyor ama tatmin olmamış olmam lazım, yanlış yere koyduğunu bahane edip kızıyorum. Açık olan bavulu gösteriyorum.
- Gir içine
Bavula bakıyor, içine sığacağı ölçülerde, tereddüt etmiyor ve içine giriyor.
- Katlanıp uzan diyorum, bavulu kapatacağım.
Kıvrılıyor içine. Ufak bir delik açıyorum ve bir hava hortumu sokuyorum bavulun içine, hassas tarafına şu elektrikli bızırtılardan bağlayıp tellerini de başka bir delikten çıkartıyorum, sonra kapatıyorum, kapağını dışarıdan. Biraz keyif yapıp öylece bekliyorum oturup, TV vb. seyrediyorum. Arada çalıştırıyorum bızırtıyı, bavuldan sesler geliyor, oynuyor hafifçe sonra kapatıyorum. Öyle defalarca açıp kapatıyorum aleti.
Sonra bavulu yükleniyor arabaya götürüyorum, bagaja atıyorum. Biraz uzakta bir otele sürüyorum. Resepsiyondan ödemeyi yapıp bavulu alıp odaya çıkıyorum. İçinden çıplak kölemi çıkartıp güzelce beceriyorum. Pencereyi açıp kapatmamasını emrediyorum. Odada öylece giysisiz bırakıp restoranda yemeğe iniyorum. Güzelce yedikten sonra tekrar odaya çıkıp soyunup buz gibi odada çıplak titremekte olan kölemi yatağa yatırıp üzerine uzanıyorum. Banyoya sokup su ona temas etmeyecek şekilde fıskiyeden sonuna kadar sıcağı açıyorum. Duşakabinin içindeki buhar ile o ısınıyor, ben de tabi. İyice terleyince kurulanmasını istiyorum ve tekrar bavula girmesini...
Araba yolculuğundan sonra bir tarlanıın ortasına getiriyorum, bavulu aralayıp bulunduğu yeri gösteriyorum. Orada bırakıp arabaya dönüyorum. Bızırtının kumandası ile tarlada bavulun öylece hoplayıp zıplamasını kontrol ediyorum. Birilerinin yaklaştığını hissediyorum ve bavul tekrar bagaja, ama kumanda halen elimde, bağırta çağırta gidiyoruz öylece.
Bundan sonraki durağa kadar...
Fantezi şöyle;
Kölemle bir mekanda buluşuyoruz, emrediyorum üzerindekileri çıkartıp, güzelce katlayıp kenara kaldırması için. Kızcağız özenle kusursuzca yapıyor ama tatmin olmamış olmam lazım, yanlış yere koyduğunu bahane edip kızıyorum. Açık olan bavulu gösteriyorum.
- Gir içine
Bavula bakıyor, içine sığacağı ölçülerde, tereddüt etmiyor ve içine giriyor.
- Katlanıp uzan diyorum, bavulu kapatacağım.
Kıvrılıyor içine. Ufak bir delik açıyorum ve bir hava hortumu sokuyorum bavulun içine, hassas tarafına şu elektrikli bızırtılardan bağlayıp tellerini de başka bir delikten çıkartıyorum, sonra kapatıyorum, kapağını dışarıdan. Biraz keyif yapıp öylece bekliyorum oturup, TV vb. seyrediyorum. Arada çalıştırıyorum bızırtıyı, bavuldan sesler geliyor, oynuyor hafifçe sonra kapatıyorum. Öyle defalarca açıp kapatıyorum aleti.
Sonra bavulu yükleniyor arabaya götürüyorum, bagaja atıyorum. Biraz uzakta bir otele sürüyorum. Resepsiyondan ödemeyi yapıp bavulu alıp odaya çıkıyorum. İçinden çıplak kölemi çıkartıp güzelce beceriyorum. Pencereyi açıp kapatmamasını emrediyorum. Odada öylece giysisiz bırakıp restoranda yemeğe iniyorum. Güzelce yedikten sonra tekrar odaya çıkıp soyunup buz gibi odada çıplak titremekte olan kölemi yatağa yatırıp üzerine uzanıyorum. Banyoya sokup su ona temas etmeyecek şekilde fıskiyeden sonuna kadar sıcağı açıyorum. Duşakabinin içindeki buhar ile o ısınıyor, ben de tabi. İyice terleyince kurulanmasını istiyorum ve tekrar bavula girmesini...
Araba yolculuğundan sonra bir tarlanıın ortasına getiriyorum, bavulu aralayıp bulunduğu yeri gösteriyorum. Orada bırakıp arabaya dönüyorum. Bızırtının kumandası ile tarlada bavulun öylece hoplayıp zıplamasını kontrol ediyorum. Birilerinin yaklaştığını hissediyorum ve bavul tekrar bagaja, ama kumanda halen elimde, bağırta çağırta gidiyoruz öylece.
Bundan sonraki durağa kadar...
29 Kasım 2011 Salı
Dönemsel Azmanlıklar
Nedir BDSM isteğini tetikleyen şey? Cinsellik desem çok da yanlış olmaz, ama benim merak ettiğim; neden azınca vanilya seks değil de BDSM?
Ruhunda şeytanlığın yerleştiği bir kişilikte değilim, tam tersi çaresizce meraktan BDSM'ye saracak kadar bu konuda yeniyetme falan da değilim, 60'ını devirip internetin geç gelen bir tren olduğu durumu da yok. Ha deseniz ki 40 yaş sendromudur, ama sevgili izleyenler o da değil, ben 25-30'larımdan bu yana bunu uyarıcı buluyorum.
Şu soruyu sormak bana mantıklı geliyor: Ben nesini seviyorum bu BDSM'nin?
Önce kendime dürüst olarak cevapları;
Kadını bir et parçası gibi görmeyi, belki cinselliğin gelişiminde uzun süre (ergenlik civarında) ulaşılamaz olmuş olandan (klasik, cinsellik istemez görünüşündeki Türk kızından) ne kadar çektiysek sanırım o, onu bu kadar ucuza bulmak hoşuma gidiyor. Çene yormadan, empati falan göstermeden, pişmanlık da duymadan, en önemlisi bağlanma durumu olmadan o etten yararlanmak, aşağılamak hoş geliyor. Açık söylemek gerekirse bu hissi vanilya ilişkide bulmak zor.
Diğer tarafta bu işin mühendisliği, yaratıcılığı, "acaba böyle olur mu? Şöyle yapsak..." konuları eğlenceli geliyor, sanırım genel yaratıcılığımın sosyal bir uygulaması :)
Kontrol etmek, bir diğer kişinin ruhunu koşulsuz ele geçirmek hissi veriyor. Bu bana neden hoş geliyor bilmiyorum ama cinsel olarak hoş, karşımdakini oyuncağım yapmak güzel geliyor.
Bu gecelik artık bu kadar psikolojik geyik yeterli... Yarın için eyleme bakalım...
Ruhunda şeytanlığın yerleştiği bir kişilikte değilim, tam tersi çaresizce meraktan BDSM'ye saracak kadar bu konuda yeniyetme falan da değilim, 60'ını devirip internetin geç gelen bir tren olduğu durumu da yok. Ha deseniz ki 40 yaş sendromudur, ama sevgili izleyenler o da değil, ben 25-30'larımdan bu yana bunu uyarıcı buluyorum.
Şu soruyu sormak bana mantıklı geliyor: Ben nesini seviyorum bu BDSM'nin?
Önce kendime dürüst olarak cevapları;
Kadını bir et parçası gibi görmeyi, belki cinselliğin gelişiminde uzun süre (ergenlik civarında) ulaşılamaz olmuş olandan (klasik, cinsellik istemez görünüşündeki Türk kızından) ne kadar çektiysek sanırım o, onu bu kadar ucuza bulmak hoşuma gidiyor. Çene yormadan, empati falan göstermeden, pişmanlık da duymadan, en önemlisi bağlanma durumu olmadan o etten yararlanmak, aşağılamak hoş geliyor. Açık söylemek gerekirse bu hissi vanilya ilişkide bulmak zor.
Diğer tarafta bu işin mühendisliği, yaratıcılığı, "acaba böyle olur mu? Şöyle yapsak..." konuları eğlenceli geliyor, sanırım genel yaratıcılığımın sosyal bir uygulaması :)
Kontrol etmek, bir diğer kişinin ruhunu koşulsuz ele geçirmek hissi veriyor. Bu bana neden hoş geliyor bilmiyorum ama cinsel olarak hoş, karşımdakini oyuncağım yapmak güzel geliyor.
Bu gecelik artık bu kadar psikolojik geyik yeterli... Yarın için eyleme bakalım...
Etiketler:
BDSM felsefesi,
cinsellik,
eziyet,
fantezi,
güvenli BDSM,
Kölelik,
Sahiplik
19 Ekim 2011 Çarşamba
Zevk Halkası
Kimisi tasmayı sever, kimisi basit bir küpeden bile haz alır. Bende ikisi de yok.
En çok haz aldığım partnerimin saçına taktığım bir halkaydı. Anlatayım ne menem bir şeydi;
Kölemin saçını (tepeden bir kısmını tabi) Bauhaus'tan aldığım yaklaşık 5 cm çaplı bir halkadan geçirdim ve geldiği yöne kıvırıp plastik kablo bağları ile sıktım. Aslında bir tanesi yeterdi ama ben en az iki üç tane ile sıktım ki iyice çaresiz olunsun.
Sonra bunun ne kadar sağlam bir bağ olduğunu fark ettim. Çekince hiçbir şekilde ele gelmiyordu ve bu kölenizin adeta bir sapı oluyordu. Saçı çekiştirdiği için acıtan (muhtemelen) ve istediğiniz yere sürükleyebildiğiniz bir sap... Kölem kapkara saçlı bir esmer olduğundan ve jöleyi eksik etmediğinden dolayı daha da akılda kalır bir aksesuar oldu (jöleyi ve esmer saçı pek sevmememe rağmen).
Bunu zincir veya halatla istediğiniz yere bağlamakta da serbestsiniz.
Eğer bir köleniz varsa mutlaka deneyin derim, efendiniz varsa isteyin derim, siz veya o çok seveceksiniz.
En çok haz aldığım partnerimin saçına taktığım bir halkaydı. Anlatayım ne menem bir şeydi;
Kölemin saçını (tepeden bir kısmını tabi) Bauhaus'tan aldığım yaklaşık 5 cm çaplı bir halkadan geçirdim ve geldiği yöne kıvırıp plastik kablo bağları ile sıktım. Aslında bir tanesi yeterdi ama ben en az iki üç tane ile sıktım ki iyice çaresiz olunsun.
Sonra bunun ne kadar sağlam bir bağ olduğunu fark ettim. Çekince hiçbir şekilde ele gelmiyordu ve bu kölenizin adeta bir sapı oluyordu. Saçı çekiştirdiği için acıtan (muhtemelen) ve istediğiniz yere sürükleyebildiğiniz bir sap... Kölem kapkara saçlı bir esmer olduğundan ve jöleyi eksik etmediğinden dolayı daha da akılda kalır bir aksesuar oldu (jöleyi ve esmer saçı pek sevmememe rağmen).
Bunu zincir veya halatla istediğiniz yere bağlamakta da serbestsiniz.
Eğer bir köleniz varsa mutlaka deneyin derim, efendiniz varsa isteyin derim, siz veya o çok seveceksiniz.
Etiketler:
aşağılama,
BDSM malzemeleri,
BDSM Tasarımı,
eziyet,
fantezi,
halka,
Kölelik
Evli bir sadist olmak
Gençlik zamanlarını atıl olarak geçirmiş bir sadist olarak, evlendikten sonra çıkan fırsatlarda bir iç çatışma yaşamak hakikaten sıktı artık.
Genç bir bekarken;
Kendi mekanınız var, kaybedecek birşey olmazken kaybedecek (kendimi kaptırıp gidilebilecek bir ilişki gibi) şeyler olduğunu düşünme zaafı içindesiniz. Her kadından sizi evlilik için kafalayabileceği korkusu içinde kaçıyorsunuz. Zamanınızın önemli bir kısmını internette BDSM videoları arayarak ve hayal kurarak geçiriyorsunuz.
Evlendikten sonra;
Sevimli, mutlu bir evlilik ama bırakın BDSM'yi, vanilya sekste bile istek sıkıntısının olduğu bir birliktelik. Bunun yanında işten artakalan zamanınızın neredeyse %99'u eşin sorgusu ve çocukların istekleri ile doldurulmuş durumda. Kendinize ait bir mekanınız yok, kiralık alanların riskini almak ve bahane uydurmak zorundasınız, garsoniyer almayada gücünüz yetmiyor. Partneriniz (illegal olan) eziyetinize hazır olsa bile siz her seferinde adeta hayatınızı, geleceğinizi riske atmaktasınız. İşyerinde bile birilerinin sizin aradaki faaliyetlerinizden haberi olduğundan, hiç değilse şüphelendiklerinden eminsiniz.
Şimdiki aklım olsaydı;
Gençken sanırım son derece acımasız, duygusuz bir bekar efendi olurdum. Bugün ise sadece kendi imkanları olan, hiç değilse mekan riski olmayan bir köle sizi paklayabilir. Dişi köle bulmanın bu kadar zor olduğu bir enlemde işiniz zor, dostum zooooorrr...
Aklımdan türlü aşağılama geçerken bunları yazmak daha da zooor, dostum zoor....
Genç bir bekarken;
Kendi mekanınız var, kaybedecek birşey olmazken kaybedecek (kendimi kaptırıp gidilebilecek bir ilişki gibi) şeyler olduğunu düşünme zaafı içindesiniz. Her kadından sizi evlilik için kafalayabileceği korkusu içinde kaçıyorsunuz. Zamanınızın önemli bir kısmını internette BDSM videoları arayarak ve hayal kurarak geçiriyorsunuz.
Evlendikten sonra;
Sevimli, mutlu bir evlilik ama bırakın BDSM'yi, vanilya sekste bile istek sıkıntısının olduğu bir birliktelik. Bunun yanında işten artakalan zamanınızın neredeyse %99'u eşin sorgusu ve çocukların istekleri ile doldurulmuş durumda. Kendinize ait bir mekanınız yok, kiralık alanların riskini almak ve bahane uydurmak zorundasınız, garsoniyer almayada gücünüz yetmiyor. Partneriniz (illegal olan) eziyetinize hazır olsa bile siz her seferinde adeta hayatınızı, geleceğinizi riske atmaktasınız. İşyerinde bile birilerinin sizin aradaki faaliyetlerinizden haberi olduğundan, hiç değilse şüphelendiklerinden eminsiniz.
Şimdiki aklım olsaydı;
Gençken sanırım son derece acımasız, duygusuz bir bekar efendi olurdum. Bugün ise sadece kendi imkanları olan, hiç değilse mekan riski olmayan bir köle sizi paklayabilir. Dişi köle bulmanın bu kadar zor olduğu bir enlemde işiniz zor, dostum zooooorrr...
Aklımdan türlü aşağılama geçerken bunları yazmak daha da zooor, dostum zoor....
Etiketler:
BDSM felsefesi,
BDSM Mekanı,
cinsellik,
eziyet,
fantezi,
güvenli BDSM,
Kölelik
28 Nisan 2011 Perşembe
Günlük hayattaki kişilerle fantezi kurmak
Bunu yapmayan var mıdır acaba, kendinize dürüst olun. Size cazip gelecek birtakım kişileri çıplak hayal etmekten, onlarla BDSM'ye kadar varan hayaller kurmak, çevrenize zararınızın sıfır olduğu iç dünyanızda ne kadar da masumdur. Bazıları ise sanki bir belayı defedermiş gibi bu düşünceyi aklından uzaklaştırmaya çalışır. Şeytanın bir oyunudur bu onlara göre.
Ama bana en ilginç gelen bir arkadaşımın gençlik yıllarımda kampüsteki bir kızı düşünerek otuzbir çekmiş olduğu ve bu yüzden utanıp toplu yerlerde kızın yüzüne dahi bakamadığı... Bu da pek normal değil aslında. Anormal olan kendisini suçlu hissetmesi bence.
Konu BDSM olunca iş biraz karışık oluyor, çünkü biliriz ki kim ne kadar inkar ederse etsin, cinsellik her iki türün (normal olanlarının) istediği bir şeydir, hatta mastürbasyonlar bile bazen karşılıklı olabilir. Ancak iş BDSM olunca biraz karışık, yetişkin olup gerçek ilişki olunca hepten karmaşık, çünkü BDSM çok özel bir alan, herkesin hoşlanmayacağı bir şey.
Ancak yine de bana çekici gelen hatunlarla fantezi kurmuşluğum hiç az değildir. Eğer bunu okuyan bir kadınsanız gerçek ismimle bir yerlerde karşılaşılıp BDSM fantezilerime katılmış da olabilirsiniz, kim bilir?
Ama bana en ilginç gelen bir arkadaşımın gençlik yıllarımda kampüsteki bir kızı düşünerek otuzbir çekmiş olduğu ve bu yüzden utanıp toplu yerlerde kızın yüzüne dahi bakamadığı... Bu da pek normal değil aslında. Anormal olan kendisini suçlu hissetmesi bence.
Konu BDSM olunca iş biraz karışık oluyor, çünkü biliriz ki kim ne kadar inkar ederse etsin, cinsellik her iki türün (normal olanlarının) istediği bir şeydir, hatta mastürbasyonlar bile bazen karşılıklı olabilir. Ancak iş BDSM olunca biraz karışık, yetişkin olup gerçek ilişki olunca hepten karmaşık, çünkü BDSM çok özel bir alan, herkesin hoşlanmayacağı bir şey.
Ancak yine de bana çekici gelen hatunlarla fantezi kurmuşluğum hiç az değildir. Eğer bunu okuyan bir kadınsanız gerçek ismimle bir yerlerde karşılaşılıp BDSM fantezilerime katılmış da olabilirsiniz, kim bilir?
BDSM efendisine nasıl güvenebilirim?
Bu konuda kanımca özellikle dişi köleler bayağı ciddi bir refleks geliştirmiş durumdalar. Her nasıl işliyorsa da bu altıncı his (muhtemelen kadınlara özgü) iyi işliyor. Bu sorun aklıma gelmiştir hep, benimle beraber olan, benim ellerime kendini teslim eden (üstelik de BDSM için) kadınlar nasıl oluyor da bana güveniyorlar. İstemediklerini yaptığımı hiç hatırlamıyorum (çok can atsam bile). Sanki erkek aptallığı ile bir yerden açık veriyorum :-)
Ya herkese güveniyorlar da bana denk geldiklerinden kendimi bildiğimden güvenmeyi bildiklerini sanıyorum ya da gerçekten bu işi biliyorlar. BDSM yaşayıp da ayrıldığım kadınlara bakıyorum, ilişkim bittikten sonra pek de görüşmem, ama sonraki ilişikilerinde hüsrana veya direkt tehlikenin kalbine gitmişler midir diye merak ederim. Kim bilir? Belki yanlış adrese gitmişlerdir ve yaşam dahi artık bitmiştir. Umarım bu sözkonusu olmamıştır kimse için...
Ya herkese güveniyorlar da bana denk geldiklerinden kendimi bildiğimden güvenmeyi bildiklerini sanıyorum ya da gerçekten bu işi biliyorlar. BDSM yaşayıp da ayrıldığım kadınlara bakıyorum, ilişkim bittikten sonra pek de görüşmem, ama sonraki ilişikilerinde hüsrana veya direkt tehlikenin kalbine gitmişler midir diye merak ederim. Kim bilir? Belki yanlış adrese gitmişlerdir ve yaşam dahi artık bitmiştir. Umarım bu sözkonusu olmamıştır kimse için...
Etiketler:
BDSM felsefesi,
güvenli BDSM,
Kölelik,
Sahiplik
BDSM Caiz midir?
Ortalıkta o caiz midir, bu caiz midir diye kılı kırk yarmaya çalışıp özü falan kaybedip ayrıntıyla boğulan o kadar çok kişi ve yorum var ki ben de burada bu başlığı eksik gördüm. Biraz da google'da bu ikisini birlikte arayıp buraya gelen çıkar mı diye merak edip konu ettim.
Birileri bu içeriğe abuk subuk laflarla saldırırsa (kimseye fayda olsun diye değil, sırf kendinden olmayana bir saldırı için yapacaklardır) sanırım ki inadına kapatmayabilirim :-). Seviyesiz yorum olursa doğrudan sileceğim.
Boşuna aramayın, BDSM caiz falan değildir, eğer BDSM'nin din ile en ufak bir ilgisi varsa o da Allah'ın verdiği bir bedene biraz kaba davranmaktır, ancak pek çok günlük anormallikle karşılaştırıldığında bu solda bir sıfır sayılır. BDSM'de ilişki alışverişi karşılıklı rıza ile ve ölçü dahilinde yapılır. Bu nedenle sokaktaki kediye ayağı ile tekme atmak, kalabalık yerde hapşırmak bile BDSM ile kıyaslanamayacak kadar büyük günahlardır, insanı açıdan zararı da BDSM'ye göre çok çok daha büyüktür.
BDSM'yi sapkınlık olarak tanımlayanlar var, aslında çok da yanlış değiller, alışılmış yoldan farklı yoldan gitmek, taşmak sapmaktan sapkınlık eylemi olarak düşünülebilir, ancak bu sapma bir diğer insanı aynı düşünce ve dinden olmadığı için yaralayıp öldürmeye (savaş, cihat vb. adı altında) kıyasla hiç sapkınlık değildir. Cinsel yönelimin farklılığını düşünecek olursanız evet biraz farklıdır, ama bu rüştüne ermemiş kızcağızları cinsel isteklerine alet eden bazı dini bütün (onlar için bunun ne demek olduğunu da görüyoruz) kişilere göre çok masumcadır. Sanırım ki bu kişiler bildiklerinden farklı herhangi bir şeyi (ne olursa olsun; farklı bir yemek yemek, yeşil ayakkabı giymek, erkek için saçlarını uzatmak, kadın için saçlarını kısa kestirmek ...) bir sapkınlık olarak düşüneceklerdir.
BDSM olmasaydı daha iyi olurdu, orası kesin, ama psikolojik açıdan BDSM bir neden değil sonuçtur. Zararı olmayan bir alternatif dışavurum şeklidir.
Birileri bu içeriğe abuk subuk laflarla saldırırsa (kimseye fayda olsun diye değil, sırf kendinden olmayana bir saldırı için yapacaklardır) sanırım ki inadına kapatmayabilirim :-). Seviyesiz yorum olursa doğrudan sileceğim.
Boşuna aramayın, BDSM caiz falan değildir, eğer BDSM'nin din ile en ufak bir ilgisi varsa o da Allah'ın verdiği bir bedene biraz kaba davranmaktır, ancak pek çok günlük anormallikle karşılaştırıldığında bu solda bir sıfır sayılır. BDSM'de ilişki alışverişi karşılıklı rıza ile ve ölçü dahilinde yapılır. Bu nedenle sokaktaki kediye ayağı ile tekme atmak, kalabalık yerde hapşırmak bile BDSM ile kıyaslanamayacak kadar büyük günahlardır, insanı açıdan zararı da BDSM'ye göre çok çok daha büyüktür.
BDSM'yi sapkınlık olarak tanımlayanlar var, aslında çok da yanlış değiller, alışılmış yoldan farklı yoldan gitmek, taşmak sapmaktan sapkınlık eylemi olarak düşünülebilir, ancak bu sapma bir diğer insanı aynı düşünce ve dinden olmadığı için yaralayıp öldürmeye (savaş, cihat vb. adı altında) kıyasla hiç sapkınlık değildir. Cinsel yönelimin farklılığını düşünecek olursanız evet biraz farklıdır, ama bu rüştüne ermemiş kızcağızları cinsel isteklerine alet eden bazı dini bütün (onlar için bunun ne demek olduğunu da görüyoruz) kişilere göre çok masumcadır. Sanırım ki bu kişiler bildiklerinden farklı herhangi bir şeyi (ne olursa olsun; farklı bir yemek yemek, yeşil ayakkabı giymek, erkek için saçlarını uzatmak, kadın için saçlarını kısa kestirmek ...) bir sapkınlık olarak düşüneceklerdir.
BDSM olmasaydı daha iyi olurdu, orası kesin, ama psikolojik açıdan BDSM bir neden değil sonuçtur. Zararı olmayan bir alternatif dışavurum şeklidir.
27 Nisan 2011 Çarşamba
Internet Sınır Tanımıyor ya BDSM?
Bu başlığı görüp sınır tanımayı BDSM sınırları olarak yorumlayacaklar olabilir. Biraz açmalıyım, burada ifade ettiğim düpedüz ülke sınırlarıdır.
Eğer İngilizceniz varsa Internet üzerinden o kadar çok insana ulaşabilirsiniz, o kadar çok insanla tanışabilirsiniz ki artık ülke kavramı kalmaz, aslında zaten bunların yarısından çoğu da Amerikalıdır. Bunun dışında en çok bir Avrupalıya, Japona, Koreliye de rastlayabilirsiniz bir yerlerde. Ama size fiziksel olarak yakın birine rastlamanız için kısıtlı kaynaklarla tamamen yerel oynuyor olmanız, Türkçe sitelerde dönüp duruyor olmanız gereklidir.
Sözü nereye getireceğimi anlayanlar olmuştur. Eğer BDSM konusunda uluslararası takılıyorsanız BDSM etkinliklerine ancak çok çok geziyorsanız uluslararası boyutta devam edebilirsiniz.
Bu blog'u açarken acaba Türkçe mi yapsam İngilizce mi yapsam diye çok düşündüm. İngilizce yapsaydım kesinlikle çok daha fazla ziyaretçi alacağımı biliyordum, ancak bana fiziksel olarak yakın olacak, büyüklüğü bilinmeyen bir kitleyi de uzak tutmuş olacaktım. Aslında cevabın "bu blogu ne için yapıyorum" sorusundan geçtiğini farkettim. Cevap, bildiklerimi diğerleri ile paylaşmak (bu biraz karakter ile ilişkili, niçin diye sormanın pek anlamı yok) ve bu konu ile ilgilenen dom olsun, sub olsun yeni arkadaşlar bulabilmekti.
Yani bu blogu Türkçe yazacaktım.
Peki Türkiye'de beni bekleyen potansiyel neydi? Bugüne kadar olan tecrübemi aktarayım, hatta sadece Türkiye değil, birkaç ülke daha vereyim karşılaştırma için,
BDSM için belirttikleri internet kimliklerinde çoğunluk kendi içinde sırayla;
Rusya: Kadın efendi
İsviçre: Kadın efendi, kadın ve erkek köle
İngiltere: Kadın köle, kadın efendi
Türkiye: Kadın efendi, erkek efendi ve erkek köle
Yani, eğer Türkiye'de bir efendi isen kadın köle konusunda sürekli kriz dönemi politikası :-) uygulaman gerekiyor. Bunun pek çok nedeni olabilir, ancak en başında kimliğini açıklamak konusunda sosyal baskıdan kaynaklanan zorluk var diyebilirim.
Türkiye dışında bir sürü ülkede BDSM barlar, kulüpler var. Afedersiniz ama Türkiye'de sadece Gay'ler işin bu lüksüne haiz, bunu da onların marjinalliğine ve dışavurumculuktaki başarılarına bağlıyorum. Toplum içinde bulundukları statüde sosyal ilişkileri çok sınırlı zira.
BDSM için sınırları kaldıracak sanal seçenekler var mı? Aslında az da olsa var, eğer yurtdışında kafanıza uygun birini kafalayabilirseniz denenebilir ama bir süre içinde sınırlı kalır. Bunu yaparken paid (ücretli) olarak hizmet edecek servislere ve sizi kafalayıp sizi ziyaret etmek için bilet parası göndermenizi isteyenlere dikkat! Kuruş göndermeyin, illa istiyorsanız, parasıyla diyorsanız bir şekilde biletini alıp göndermeye çalışın, ama nakit değil. Bu söğüşlemeciler sanal ortamda çoğunluğu oluşturuyor kanımca.
Eğer İngilizceniz varsa Internet üzerinden o kadar çok insana ulaşabilirsiniz, o kadar çok insanla tanışabilirsiniz ki artık ülke kavramı kalmaz, aslında zaten bunların yarısından çoğu da Amerikalıdır. Bunun dışında en çok bir Avrupalıya, Japona, Koreliye de rastlayabilirsiniz bir yerlerde. Ama size fiziksel olarak yakın birine rastlamanız için kısıtlı kaynaklarla tamamen yerel oynuyor olmanız, Türkçe sitelerde dönüp duruyor olmanız gereklidir.
Sözü nereye getireceğimi anlayanlar olmuştur. Eğer BDSM konusunda uluslararası takılıyorsanız BDSM etkinliklerine ancak çok çok geziyorsanız uluslararası boyutta devam edebilirsiniz.
Bu blog'u açarken acaba Türkçe mi yapsam İngilizce mi yapsam diye çok düşündüm. İngilizce yapsaydım kesinlikle çok daha fazla ziyaretçi alacağımı biliyordum, ancak bana fiziksel olarak yakın olacak, büyüklüğü bilinmeyen bir kitleyi de uzak tutmuş olacaktım. Aslında cevabın "bu blogu ne için yapıyorum" sorusundan geçtiğini farkettim. Cevap, bildiklerimi diğerleri ile paylaşmak (bu biraz karakter ile ilişkili, niçin diye sormanın pek anlamı yok) ve bu konu ile ilgilenen dom olsun, sub olsun yeni arkadaşlar bulabilmekti.
Yani bu blogu Türkçe yazacaktım.
Peki Türkiye'de beni bekleyen potansiyel neydi? Bugüne kadar olan tecrübemi aktarayım, hatta sadece Türkiye değil, birkaç ülke daha vereyim karşılaştırma için,
BDSM için belirttikleri internet kimliklerinde çoğunluk kendi içinde sırayla;
Rusya: Kadın efendi
İsviçre: Kadın efendi, kadın ve erkek köle
İngiltere: Kadın köle, kadın efendi
Türkiye: Kadın efendi, erkek efendi ve erkek köle
Yani, eğer Türkiye'de bir efendi isen kadın köle konusunda sürekli kriz dönemi politikası :-) uygulaman gerekiyor. Bunun pek çok nedeni olabilir, ancak en başında kimliğini açıklamak konusunda sosyal baskıdan kaynaklanan zorluk var diyebilirim.
Türkiye dışında bir sürü ülkede BDSM barlar, kulüpler var. Afedersiniz ama Türkiye'de sadece Gay'ler işin bu lüksüne haiz, bunu da onların marjinalliğine ve dışavurumculuktaki başarılarına bağlıyorum. Toplum içinde bulundukları statüde sosyal ilişkileri çok sınırlı zira.
BDSM için sınırları kaldıracak sanal seçenekler var mı? Aslında az da olsa var, eğer yurtdışında kafanıza uygun birini kafalayabilirseniz denenebilir ama bir süre içinde sınırlı kalır. Bunu yaparken paid (ücretli) olarak hizmet edecek servislere ve sizi kafalayıp sizi ziyaret etmek için bilet parası göndermenizi isteyenlere dikkat! Kuruş göndermeyin, illa istiyorsanız, parasıyla diyorsanız bir şekilde biletini alıp göndermeye çalışın, ama nakit değil. Bu söğüşlemeciler sanal ortamda çoğunluğu oluşturuyor kanımca.
Etiketler:
BDSM felsefesi,
BDSM Mekanı,
BDSM randevusu,
güvenli BDSM
26 Nisan 2011 Salı
Alt.Com için Yasaklama
Uzunca bir süredir ilk defa yazıyorum. Umarım izleyiciler terkedip gitmemiştir :-).
Alternatif yaşam stili (Fetiş) dünyasının önemli dating sitelerinden biri olan ALT.COM'a Türkiye'den giriş yapılamıyor. Bazı mahir arkadaşlar (kendimi de dahil etmeliyim) için pek farketmemekle birlikte bilgisayar ile ilişkisi BDSM ile ilişkisi kadar olmayan bir kitlenin dışarıda kalması nedeniyle dolaylı olarak vurduğunu söyleyebilirim.
Potansiyel partnerleri görmenin bile ücretli olduğu bu sitede kalite pek hoş olmasa da bu yöntemle sağlanıyordu (en azından Türkiye'de), niyeti ciddi olup bu işe para ayıranlar geliyordu ama ücretin pek de az olmadığı, birilerinin buradan köşe oldukları da açık, tabi bu asıl konumuzu oluşturmuyor.
Tabi her yerde olduğu gibi Türkiye'den bir sürü erkek ve çok az sayıda kadının olduğu bir ortam. Türkiye'de havasından mıdır suyundan mı bilinmez ama mevcut Türk fetiş sitelerinin neredeyse tamamı, kadınların dominant olduğu çoğu da ayak fetişizminden başka bir şeyi bilmeyenlere yönelik siteler. Bayan türdaşlarımı (dominantlar) kıskanmıyorum tabi, benim rahatsızlık duyduğum konu aslında ortalıkta bu kadar sub erkek olup sub kadın bulmanın zorluğu :-)
Türkiye'de BDSM ile ilgili olan kişilerin buluşabileceği gerçekten çok az ortam var. Avrupa'daki gibi kulüpler olsa sanırım Türkiye'de ya taşlarlar ya da gay club'a çevirirlerdi.
Küçükleri korumak gerektiğine hele hele BDSM'yi anlamalarının cinselliği anlamaktan bile zor olduğunun farkında olarak, yanlış anlamalarının sonuçlarının daha da vahim olabileceğini düşünerek canı gönülden katılıyorum ama bunu yapmanın yolu ilgili siteleri topluca yasaklamak değil. Bunun için çok sayıda ebeveyn yazılımı var, servis sağlayıcıların bu tür hizmetleri var.
BDSM'yi anlamayı bırakın, merdiven başlarına kadar çıkıp karısını bağrış çağrış, çocuklarının önünde döven adamlar mahallelerimizde yaşıyor. Bu türlü şeylerin nedeninin BDSM etkinlikleri olacağı belki birilerinin aklından geçmiş olmalı. Ancak kadına şiddet (gücünün yettiğini döverek isteklerini yaptırma) çok önceden de var, şimdi de var, bunun bu konuyla ilgisi bir ilgisinin olduğunu düşünmek abesle iştigaldir.
EDIT: Bu ara yeni farkettim, ALT.COM sadece TTNET DNS altyapısını kullananlar için kapalı, TTNET DNS sunucularını kullanmayalı aylar olmuştu, ne kadar süredir bu durumda acaba diye düşünüyorum.
Alternatif yaşam stili (Fetiş) dünyasının önemli dating sitelerinden biri olan ALT.COM'a Türkiye'den giriş yapılamıyor. Bazı mahir arkadaşlar (kendimi de dahil etmeliyim) için pek farketmemekle birlikte bilgisayar ile ilişkisi BDSM ile ilişkisi kadar olmayan bir kitlenin dışarıda kalması nedeniyle dolaylı olarak vurduğunu söyleyebilirim.
Potansiyel partnerleri görmenin bile ücretli olduğu bu sitede kalite pek hoş olmasa da bu yöntemle sağlanıyordu (en azından Türkiye'de), niyeti ciddi olup bu işe para ayıranlar geliyordu ama ücretin pek de az olmadığı, birilerinin buradan köşe oldukları da açık, tabi bu asıl konumuzu oluşturmuyor.
Tabi her yerde olduğu gibi Türkiye'den bir sürü erkek ve çok az sayıda kadının olduğu bir ortam. Türkiye'de havasından mıdır suyundan mı bilinmez ama mevcut Türk fetiş sitelerinin neredeyse tamamı, kadınların dominant olduğu çoğu da ayak fetişizminden başka bir şeyi bilmeyenlere yönelik siteler. Bayan türdaşlarımı (dominantlar) kıskanmıyorum tabi, benim rahatsızlık duyduğum konu aslında ortalıkta bu kadar sub erkek olup sub kadın bulmanın zorluğu :-)
Türkiye'de BDSM ile ilgili olan kişilerin buluşabileceği gerçekten çok az ortam var. Avrupa'daki gibi kulüpler olsa sanırım Türkiye'de ya taşlarlar ya da gay club'a çevirirlerdi.
Küçükleri korumak gerektiğine hele hele BDSM'yi anlamalarının cinselliği anlamaktan bile zor olduğunun farkında olarak, yanlış anlamalarının sonuçlarının daha da vahim olabileceğini düşünerek canı gönülden katılıyorum ama bunu yapmanın yolu ilgili siteleri topluca yasaklamak değil. Bunun için çok sayıda ebeveyn yazılımı var, servis sağlayıcıların bu tür hizmetleri var.
BDSM'yi anlamayı bırakın, merdiven başlarına kadar çıkıp karısını bağrış çağrış, çocuklarının önünde döven adamlar mahallelerimizde yaşıyor. Bu türlü şeylerin nedeninin BDSM etkinlikleri olacağı belki birilerinin aklından geçmiş olmalı. Ancak kadına şiddet (gücünün yettiğini döverek isteklerini yaptırma) çok önceden de var, şimdi de var, bunun bu konuyla ilgisi bir ilgisinin olduğunu düşünmek abesle iştigaldir.
EDIT: Bu ara yeni farkettim, ALT.COM sadece TTNET DNS altyapısını kullananlar için kapalı, TTNET DNS sunucularını kullanmayalı aylar olmuştu, ne kadar süredir bu durumda acaba diye düşünüyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)