Kahve bir simgedir, misafire önem verildiğini, hürmet edildiğinin sosyal bir göstergesi. Bununla ilgili bir adap bile gelişmiştir, kahveye tuz koymalar, kül dökmeler, yarım bırakmalar, telvesini de içmeler vb. ama detayına burada girmeyeceğim.
Artık kahvelerin yanında çikolata, kurabiye vb. ya yeni adet oldu ya da hortladı, ben gençliğimde bilmezdim böyle bir adedi.
Efendi köle ilişkilerinde de bu geleneğin hücrelerimize işlemiş bu seremoninin, hatta bir çeşit ritüelin bir parçası olarak girmesi çok hoş olurdu, şimdiye kadar nedense pek aklıma gelmemişti.
Öyle ki;
Benim kahvem acı olsun, yanında da iki soğuk bitter çikolata alayım derim. Öyle masaya falan da koyulmasın sakın, ben bitirinceye kadar önümde diz çökmüş olarak tepsi kölemin elinde tutulsun, gözünü bile kırpmamalı. Ben de yavaş yavaş yudumlayacağım kahvemi, o buz gibi bitterlerin de (yani koyu kahverengi göğüs başlarının da) tadına bakarım arada, bu arada gözler de kesinlikle kapatılmayacak, kırpılmayacak bile, kahvem de çalkalanıp dökülmeyecek, dökülen olursa saçlarıyla temizlerim, fazlasını. Bitince sudan bir yudum aldıktan sonra telvesnin üzerine bırakırım, o da onu içer.
Mukemmel
YanıtlaSilTeşekkür ederim...
YanıtlaSil