3 Haziran 2012 Pazar

Acımasız Aitlik

Çok açık ve net olarak şunu diyebilirim ki aitlik sadece köleye ait bir olgudur, efendi için bi sikim önemi yoktur, yeter ki aitlik açık açık yapılıp afişe edilmesin, efendisi bilinen bir köle isyan durumuna ermesin.

Her efendi köle ilişkisinde genellikle köleler duygudurumu yaşar, eğer duygudurumu yaşayacak olsaydı efendinin efendiliği kalmazdı. Efendini yaşadığı şey çok daha kabadır,adeta temel bir "mağara adamı" duygu durumunu yaşar, aslında efendi dediğiniz öküzün tekidir. Ha bazen yaratıcıdır falan (benim yaklaşımımda ise), ama asla üstün insan değildir. Sadece kölesinden aldığı güçle bir narsizm sergiler.


Yaşadığı aitlik hisleri genellikle köleye öyle bir duygudurumu yaratır ki efendisinin kendisi için kaçınılmaz, vazgeçilmez olduğunu düşünür, bir bakıma aşk denilen şeydir bu. Aşk ota da konar boka da. Kendi yaptığı şeylerin sonucu doğrudan etkilediğini düşünür köle, halbu ki olay çok daha basittir, kölenin para eden bir güzelliği varsa efendi için harcanılmaya, kullanılmaya değerdir, bunları kaybederse artık aitlik maitlik vız gelir, kapının önüne koyuverir, köle fazlasıını vereceğini taahhüt ettiğinde fazlasını almaya çalışır.

Başka bir ifade ile her köle kendi efendisini yaratır. Bu konuda bir efendiden daha yaratıcı ve hissiyatlı olduğu kesindir. Buna o kadar inanmıştır ki başka efendilere hakarete götürmeye kadar da yolu vardır, bu açıdan köleliğin bildiğimiz saygı kökenli aşk ilişkilerinden de hiç bir farkı bulunmamaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder