25 Ağustos 2014 Pazartesi

Efendisinin Nostaljik Ezgisi

2012'de ilişkimiz online devam etmiş olan bir ex kölemle yazıştık dün. Aslında bu kadar süreden sonra kendim kaşıdım diyebilirim, facebook'ta öylece arama yaparken esti yazdım ismini, gitti buldu.

Ezgi, zamanında çok mutedil şekilde, iznimi saygıyla istemişti hayatını bir gözden geçirmek için. Bu sürede hayatını, işlerini biraz yoluna koymuş ancak D/s konusundaki boşluğu biraz sert cinsellikle doldurabilmiş, ona da "sadece biraz" diyebiliyor. Halen istekli ama hayat düzeni buna pek izin vermiyor.

 Lütfen diğer sub'larım alımasın, kimseyi sıralamaya koymuyorum ama yine de Ezgi'ye "en iyi sub"ım diyebiliyorum, sadece kriterler açısından. Buradaki "en iyi sub" sıfatı özellikle bir sub olarak hangi kriterlerin D/s ilişkisinde önem taşıdığını sınıflamada bana yardımcı oldu. En güzeli, en seksi olanı veya en iştahlısı, bana en açık olanı değil. Bu konuda sub özelliklerini nitelendirebilmem açısından da bilmeden yardımcı oldu.

Sub mı desem köle mi desem diye düşündüm biraz. Burada köle ve sub (teslimiyetçi) aynı anlamda gibi düşünülebilir, ikisinin arasındaki fark, köle ifadesinin bir statü teşkil etmesi, sub ifadesinin ise psikolojik bir ruh durumunu ifade etmesidir. Burada geçen sub, efendiye köle olan bir sub'dır. Açıkçası köle kelimesinin "zorla kölelik" veya "Kunta Kinte (Bkz. Roots, Kökler)" türü bir eski afro-amerikan kölelik belirtmesi nedeniyle burada birden fazla gerçek kişiden bahsederken "Sub" ifadesini kullanmayı daha uygun gördüm, aynı zamanda bu kişiler halen sub olabilirler ama bir efendiye halihazırda köle de olmayabilirler.

Sub için konu ettiğim beklenen özellikler şöyle. En azından kendim bunlara çok dikkat ettiğimi söyleyebilirim.

Kusursuz şekilde yerini bilme
D/s'nin samimi sohbetlere gittiği yerlerde dahi, içtenliği devam ettirirken dahi bir defa bile eşit olduğu havasını vermemesi, daima yerini hatırlaması.

Hiç bir emre "Hayır" demeden sınırları biçimlendirme
Efendinin emirlerine karşı gelmeden nasıl sınırlara yakın olunur? Bir sub olarak "Ben sub'ım kendimi teslim ederim biter, bana yapacakları efendinin derdidir" diyorsanız ya tecrübeniz yok ya da efendi konusunda şansınız fazla yaver gitmiş. Sub'ın hayır dememesinin sanatına başka bir blog yazımda girmiştim. Ancak bunun "bir sub yeteneği" olduğunu, genele vurarak sosyal bir yetenek olduğunu söyleyebilirim.

Emirlerdeki tüm detaylara dikkat etme
Bir D/s emrinin karşılığı, bir resmi bunu veren efendinin kafasında vardır. Efendinin memnuniyetini bunu ona uygun olarak yerine getirilmesi belirler. Efendinin belirtmediği, bazen aralardan veya onun mizacından kaynaklanan şeylerin sezinlenmesi yine sub'ın yeteneğidir ancak efendi detaylarda bir konu söylemişse ve o yerine farklı getirilmiş veya hiç hiç getirilmemişse bu doğrudan puan düşüren bir konudur. Efendinin her kelimesi okunmalı ve anlaşılmalıdır. Efendiler "kahveniz şekerli mi sade mi olsun" türü soruları negatif olarak karşılamazlar (eğer canı özel olarak bunu negatif karşılamak istemiyorsa). Detaylar konusunda sorulan açık, net ve cevabı kesin olabilecek sorular sevindirir.

Kusurlu durumlarda veya cezalarda telafi istekliliği
Eğer bir emir yanlış yerine getirildiyse tekrar edilmesi istenebilir, eğer sub'ın net bir hatasından kaynaklanıyorsa tekrarla birlikte ceza da verilebilir. Bu tekrarı hatasını düzelterek yapması ve özellikle efendisinin emrini tam olarak yerine getirene kadar bunu defalarca tekrarlamaktan kaçınmayacağını belli etmesi (gerektiğinde bunu bu şekilde uygulaması da) sub'ın değerini çok arttıran bir konudur. Cezalar zaten istemeyeceği şekilde verilmiş olan emirlerdir.

Efendisine uymak için gönüllü olduğu duygusunu belli etme
Emirlerin yerine getirilmesi kadar emirlerin istekle kabulü de önemlidir, hatta neredeyse eşit öneme sahiptir denilebilir. Çünkü efendi vereceği emirlerde bir şekilde isteksizlik gösterilmesi riskinden çekinir. Tabi istekli görünüp teyit edilmiş bir emrin yerine doğru şekilde getirilmemesi durumunda bu teyidin nasıl verilmiş olduğunun bir önemi yoktur.

 Efendisinin cesaretini arttırmak, efendiye sponsor olmak
Efendi güçlüdür ama asılnda gücünü sub'larından alır. Sosyopsikolojik bu süreçte efendiyi efendi yapanın sub olduğunu söylemek çok iddialı olabilir ancak önemli bir sponsor olduğunu söylemek mümkün.

Efendinin penceresinden bakabilmek
Bu belki de en önemli ve hepsinin özeti olan bir konu. Bu konuyu masaya yatırmadan önce sadece efendi açısından bir empatik duyarlılık olması gerektiğini düşünürdüm. Hal bu ki efendisinin açısından bakabilmek, onu anlayabilmek, ona kusursuz olarak hizmette bulunmak için çok önemli bir araç. Bir sub'ın efendisinin kendisini gördüğü pencereden bakabilmesi kusursuz oluşunun bir aracıdır.

Güven ve tam aitlik
Güven efendiyi sub'ı gözünde efendi yapan ana unsurlardan biridir, ancak güvendiğiniz bir insana ait olmak tutumunuzu perçinler. Güven duyuluyor olmasını her hücresinde söyleyebilen bir sub bu konuda gösterdiği samimiyet ile aslında aitliğin nedenidir.

İşte Ezgi benden bu konularda benden neredeyse tam puan almasının dışında bunları sınıflandıracak düşünsel altyapımı da arttırdı. Tabi bu asla diğer sub'larımı sub olarak görmediğim, iletişimden ve ilişkiden hazda eksiklik duyduğum anlamına kesinlikle gelmiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder