Bir iş yerine cinsellik, dinsellik veya siyaset karıştığında işin boku çıkar. Ne iş yerleri duydum, gördüm sanki kerhane. İş yapabiliyorlar mı diye merak ettim. Evet.. "İş" yapabiliyorlarmış...
Kerhane benzetmesinde bulunurken genelevlerde çalışan zavallı kadınları benzetmekten utanıyorum tabi. Bahsettiğim yerlerde iş parayla olmuyor, kariyer kavgaları, patronun cazibesi, cinsellik kokuları ile birleştiğinde iş yerinde bir defa cinselliğin, cinsel gösterilerin başlaması diğerleri için de bir tetikleme oluşturur ve iş yeri oldukça seksi bir mekana dönüşüverir.
Bu arada bir iş yerinde mini etek giyiliyor olması bu iş yerinin böyle bir yer olduğu anlamına gelmiyor. Peşin söyleyeyim.
Buradaki hikaye bu türden bir yerde geçmiyor. Daha masum, başkalarının izlenmesinden uzak gizli bir hikaye.
Uzun bir aradan sonra soğuyan ilişkilerinin ardından efendinin daveti üzerine tekrar bir araya gelmek için can atıyordu genç kadın. Efendinin de bir istediği vardı ki tekrar "bu aradan sonra tekrar başlayalım mı" diye sormuştu. Diyalog başladı, eski havalarını buldular kısa bir sürede.
Yeliz efendisini evine davet edemiyordu, bekardı ve ailesi ile yaşıyordu, sürekli bir aradaydılar. Efendinin durumu da bundan pek farklı değildi, tek farkı bekar olmamasıydı.
Son zamanlarda kiralık mekanlar artık BDSM için pek güvenli değildi. Otel odaları BDSM için çok sıradan yerlerdi. Sürekli bir mekan bulundurmak pahalı bir işti ve ne yazık ki yine güvenli sayılmazdı. Yeliz o denli özlemişti ki efendisi Sabri'yi fırsatı kendisi yarattı. O dönemler iş yeri Yeliz'in yalnızlığını paylaşacağı kadar tenha oluyordu, ofisini paylaştığı arkadaşı bile tatildeydi, o oradaydı ve yalnızdı ve birlikte olacak yer yoktu... Bu nasıl bir saçmalık diye düşündü. "Ah keşke o burada olsaydı şu an" diye iç geçirdi.
Bir gün bunu efendisine çıtlattı. Yeliz'in ofisi komşu bir şehirdeydi, efendiden araba yolculuğu ile yaklaşık 3 saat kadar uzaktaydı. Gelir misin? diye sordu. Sabri "kimsenin olmayacağına, bir süpriz yaşamayacağımıza emin olamıyorum pek" dedi. Ancak boş da durmadı, mekanın resimlerini çektirtti ve inceledi ve acil bir durumda toparlanılacak önlemleri alabileceğini hissetti. "Peki, günü söyle o zaman" dedi...
devam edecek....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder