Öte yandan teslimiyetçi kişiler, yani ihtiyaçları ve arzuları olanlar olacaktır. (“Arzu” ve “ihtiyaç” arasında fark görmekteyim. Arzu, benim için lüks bir kelime, bir özlem kelimesi, “çikolata arzusu”nda olduğu gibi. Hiç kimsenin yemek "arzulamakta olduğunu" duymadım, ama yemek ihtiyaçları vardır. Teslimiyetçi ne kadar sunmaya ihtiyaç duyarsa (sadece arzu etmek yerine), ölçekte o kadar fazla ileride olur, köleliğe o kadar yaklaşır.
Son cümlemin son ifadesini oldukça bilinçli seçtim: “Köleliğe o kadar yaklaşır”, gerçek bir kölelik yoktur ve bu ülkede var olamaz (Ç.N. Yazar ülke için ABD'yi belirtmemekle birlikte, bunun bizim ülkemizde de geçerli olduğunu düşünüyorum, bütünlüğü bozmamak için yazarın dilinden devam edeceğim).
Bir birey köleliği akla gelebilecek her şekilde kabul etse bile, Birleşik Devletler'de köleliği, rızaya dayalı veya başka türlü geçerli bir statü olarak tanıyan bir mahkeme yoktur. Bir köle bir gün köle olmayı bırakmaya karar verirse, onlarca noter onaylı belge imzalamış ve sahibinin adını kıçlarına markalamış olsalar bile onları kölelik durumlarına geri dönmeye zorlamak için yasal bir yol yoktur. Eğer ayrılmak bir seçenekse, bu gerçekten bir “kölelik” midir? Yaşam tarzında kölelik dediğimiz şey, "gerçek" ihtiyaçlar tarafından meydana getirilse ve kontrol ve itaat altında 7/24 yaşansa bile, aslında özenle hazırlanmış ve sürdürülen bir fantezidir.
Aşırı duyarlı olduğumu veya insanların her zaman (gerçekten her zaman) düşünebildiği gibi abartılı olduğumu düşünüyorsanız her tespitimizde, ne kadar geniş ve kapsamlı olmaya çalışırsam çalışayım tartışacak bir şeyler bulabilirsiniz. Bundan dolayı önceki paragrafımla ters düşen birilerinin var olduğunu açıkça belirtebilirim. Neden? Çünkü köleliğin bu ülkede (Ç.N. yazar ABD'yi kastediyor) olmadığını ve olamayacağını söyledim . Bana yasadışı ücretler ile çalıştırılan yasadışı göçmenlerle ilgili (ki köle olarak tutuluyorlar), şantaj, şiddet, sahtekarlık ve aldatma suçları gibi yasadışı koşullarda çeşitli makalelere bağlantılar gönderildi. Saygılı bir şekilde, bu tür şeyler olsa da, hala yasadışı olduklarını ve bu ülkenin yasaları veya hükümeti tarafından onaylanmadığını belirtmekteyim.
Kayan ölçek teorisi, ancak siz teslimiyetçiliğin ve dominantlığın "ölçülerini" öznel değil de nesnel bir biçimde ifade etmeye çalışana kadar geçerlidir.
Bir kıstas bir zamanda bir yerde birilerinin kararlaştırdığı ve ifade ettiği ortak bir ölçüt, tıpkı “inç” (Ç.N. ölçü birimi), gibi başkaları tarafından da benimsenir. Ancak yaşam tarzımızın karşılaştırılabilir bir ölçüsü - inç, santimetre, fit veya yarda yoktur.
Bir keresinde efendime, sosyal hizmet uzmanlarının sahada bu durum ile karşılaştıklarında çocuklarını alıkoymamaları umuduyla sadomazoşizm ve eylemleri (yazar kink ifadesini kullanıyor) temeli konusunda bilgilendirmek üzere üniversitede bir sunum hazırlamasına yardım ettim. (Ç.N. ABD'nde bu uzmanlar çocukları aileden alıkoyup devlet himayesine teslim etmeye memurdurlar). Bu çalışmada cinsel ifadenin “geniş spektrumunu” temsil etmek için doğrusal bir ölçek kullanmayı denedik.
PowerPoint sunusunda, bir ucunda "mutlak bekârlık" yazan tatlı küçük bir rahibe resmi kullandım. Diğer tarafa, tamamen deri ve zincirlerle süslenmiş, binici kırbacı sallayan, gösterişli bir adamın fotoğrafını yerleştirdim. Sonra, ikisi arasındaki davranışları ortaya koymaya başladık. Rahibeden sonra "mastürbasyon", ardından "ağır sevişme" ve "oral seks", ardından "ışıklar kapalı şekilde heteroseksüel misyoner pozisyonu" koydum. "Ama herkes tipik ilişkiden önce oral seks yapmaz," dedi efendim, Neden oraya koydun? (Ç.N. Yazıyı okurken benim de aklıma ilk gelen buydu).
"Bill Clinton" dedim kuru bir şekilde, "Bugün bir yerde okudum ki, çoğu genç bir saksofon işinin seks yapmak olduğunu bile düşünmüyor."
Ve... eklediğimiz her cinsel aktivite veya eğilimle daha da sorunlu olmaya devam etti. Anal seks mi? Bunu "tüm Kama Sutra'nın keşfinden" önce mi yoksa sonra mı koydunuz?
Kanlı dayak yemeyi kabul edebilen bazı SM kadınları tanıyorum, ancak kocalarıyla bile anal yapmıyorlar. Gey ve lezbiyen yönelimleri göz önünde bulundurursanız, anal seks, oral seks, yumruk sokma ve yapay penis kullanımı sıralaması “normal” bir heteroseksüelin sıralayabileceğinden farklı olacaktır.
Herhangi bir davranışın diğerinden daha "aşırı" veya "normal" olduğunu ima ederseniz, SM veya eş paylaşanlardan oluşan iki grubu da kızdırmadan yapamazsınız. Çünkü çoğu eş değiştiren, SM'lerin hasta ve sapkın olduğunu düşünürken, Deri Yaşam Tarzı'ndaki pek çok kişi hala tek eşliliği "dürüstlük" için altın standart olarak tutuyor.
Sonunda, cinsel davranışların doğrusal bir çizelgesinin en geniş genellemeden başka bir şey olamayacağını, kelimenin tam anlamla alınamayacağını kabul ettik, çünkü her bir etkinliğin çizelgedeki sıralaması dünyadaki her bir kişi için potansiyel olarak farklıdır. Bir kişiye “müstehcen” olan şey, bir başkası için “normaldir”. Dominantlar ve itaatkarlar için bir ölçek oluşturma girişimlerimdeki ile tamamen aynı sorun.
Ölçeğin uç noktalarını genelleştirebilirsiniz, ancak aradaki dereceleri ölçmenin bir yolu yoktur çünkü yaşam tarzındaki her bir kişi kendi ölçütlerine göre ölçüm yapmaktadır. Bir kişinin santimi, başka bir kişinin milidir.
(Ç.N. Bu yazıya önceki bölümden geldiği üzere sonraki bir bölüm ile devam etmeyi planlıyorum, aslı oldukça uzun).
Bu yazıyı https://www.katekinsey.com/the-difference-between-a-slave-and-a-submissive.html sitesinden yazarın Türkçe'ye tercüme iznini alarak yayınlıyorum.
Bu yazıyı https://www.katekinsey.com/the-difference-between-a-slave-and-a-submissive.html sitesinden yazarın Türkçe'ye tercüme iznini alarak yayınlıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder