Bunun en basit haliyle "mantık" ile"ilkellik" çatışması, iletişim şekli farklılığı nedeniyle olduğunu düşünüyorum, "ilkellik" yerine "çocukluk" veya "hayvanlık" demek de mümkündü elbet, hiç yanlış da olmazdı.
Bedensel ilişki aslında kesinlikle mantıklı bir şey değildir, içgüdüsel bir şeydir. Katı mantık denince tekrar moda olmanın eşiğinden dönmüş olan eski Uzay Yolu dizisinin Mr. Spock'u geliyor aklıma, adamı düşünüyorum, kesin bir "mantık adamı", hatta o kadar mantıklı biri ki bir çeşit "ulaşılmaz hayranlığı" oluşturacak düzeyde adamın seksapeli de var, belki kesinlik ve kararlılık bir karizmatik yön verdiği içindir. Bu adamın çılgınlık yapması adeta imkansız olduğundan evli barklı olsa bile nasıl bir bedensel birliktelik yaşayacağından emin değilim, hayır, aslında çok eminim, aslında şöyle olacaktı, duyabiliyorum: "Evet Mrs. Spock, şimdi ileri geri yapıyoruz, içinize tam girilip çıkılacak; toplam yüz yirmi defa saniyede tam iki defa olacak şekilde, ben karar verdiğimde elimi kaldıracağım ve boşalacağım". Tabi bu bir genç Vulkanlı için geçerli, orta yaşlı (400-500 yaşlarındaki) Vulkanlılarda toplam adet dört kat, süre ise iki saniyede bir olur ve bu yaş ile düz ve ters orantı ile hesaplanmalıdır. Tıpkı bir deney tüpünde malzeme karıştırır gibi.
Ya, tamam! adam bir uzaylı, pardon, bir Vulkanlı ama bu şekli bizim uzaylı kavramımızı bile aşıyor. Cinsellik tabanlı işlerin içinde bir hayvanlık, ilkel benlik olmazsa bu ileri derecede bir Sopck'lık (yazım hatası yok) olurdu herhalde. Yine de bu adamın alkol almış halini bir görmek isterdim doğrusu! Sanırım önceden belirlenmiş giriş çıkış sürelerine eş zamanlı olarak evrenin ve etiğin kuralları konusunda konuşur dururdu, off tam bir fuck-machine, hız ayarlı değil ama idare eder işte...
Konudan uzaklaşıyorum fark ettim, panik yok.
Günlük hayattan bir kişi ile günlük hayatın kuralına uygun bir amaç ile iletişime geçeriz, seksapeline kapılsak da, beğensek de, genelde bunu gizli tutmayı tercih ederiz, muhtemelen o ortamda üçüncü kişilerin olmasını veya olabileceğini de dikkate alarak, kimse konuşmasın isteriz bu ilkel dürtümüz hakkında, hatta mümkünse birinci ve ikinci kişi de konuşmasın. Bazen o kadar beğenmiş oluruz ki onu oracıkta çekip vururuz... Kastettiğimi anladınız, araya öyle sosyal bariyerler sokarız ki bir bedensellik artık mümkün olmasın, "havalar da ısınıyor ama" ve hatta hatta "çocuklarınız var mı?" veya "eşim/babam/annem/abim de şöyle demişti bu konuda" gibi bir şeyler bile demek mümkün, ikisi de bekar olsa yine biter bunlardan biri denildiğinde...
Bazen bunlardan hiç biri olmaz ama o kişi gözümüzde "bir başkası" kılığına girer ve yine onu dünyanın öbür ucuna kadar götürür. "O iyi kızdır tuvalete bile gitmez o" gibi bir yaklaşım veya "İşinde çok ciddi, her zaman öyledir" algısı başlar. Karşı taraftaki adına düşünüp onu aslında onun nasıl bir "oyma delme makinası" olabileceğini veya "profesyonel inleme kabiliyetli olan gündüz orospusu" olabileceğini düşünemeyiz, asla. O zaman bitmiştir, bir başkasının becerdiğini duyuncaya veya açık oluncaya kadar susarız, bazen yıpratır, bazen kabul ederiz, ama umursarız gizliden gizliye.
Bir anlamda reddedilme korkusunu gizlemek içindir arkasına sığındığımız bu sağlam bariyerler, duvarlar, bazen de karşılıklı olarak korunan ve kafamıza sokulan bir terbiyelilik, mollalık fikridir.
Ancak bunun tersi, eğer karşımızdaki ile o işin olacağı üzerine bir senaryo üzerine bir araya gelinmişse artık neler olacağı tamamen tarafların tecrübelerine kalmıştır. Reddedilme korkusu yoktur. Eğer "ilk defa" korkunuz yoksa geçmiştekileri örnek alırsınız, bu aşamada işler kötü giderse karşı tarafın kabahati olarak görme olanağınız vardır. "Biliyordun niye tersledin?" veya "biliyordun niye davranmadın?" yükünü karşı tarafa atmak kolaydır çünkü, haklısınızdır. Ama bunda bile kendini suçlayıp kaçacak nitelikte olanlar var ve bu daha çok durumun "ilk olması" veya "unutulmuş olması" ile ilgilidir. Blog yazarı olarak kendisine kolaylıklar ve iyi yolculuklar dilerim her kim ise.
Bunlar olmadı ve heyecanı sıçratacak şeyler oldu veya standart cinsellik öncesi prosedür (üstünü başını çıkartma) başladı. O zaman hiçbir engel kalmaz iki beden arasında. Tabi iki taraftan birinin buraya kadar bir iç savaş ile getirilmiş bir içsel engeli olmama şartı ile. Burada daha sonra geçecek olanları şimdilik geçiyorum, bu blogdaki herhangi bir şeyi buraya sokabilirsiniz. Bittiğinde ise birinin eli diğerinin vajinasında veya memesinde, diğerinin bacakları aralık bir manzarada birbirlerine felsefi yorumlar yaptıkları bir senaryo ile bitebilir.
İşte bu son anı daha önceden biliyor olsaydınız önceki durumda kaçar mıydınız? Zannetmiyorum ama zamandaki o bariyer öyle büyük ve sağlamdır ki bunu zihninizden geçirmeniz belki sadece sonrasında yapabileceğiniz ve tükettiğiniz olasılıklardan en sol kalan ümitsiz bir mastürbasyon ile sınırlı kalırdı, bazen o bile kalmaz.
Bazı cevvaller vardır, "ben istediğimi yatağa atarım" diyecek, ancak belki de sadece kolay kişileri, muhtemelen de diğer cevvalleri seçiyordur. Bu gibilerin konusu skordur adeta, çünkü cinsellikte bedensel ilişkinin başladıktan sonraki hali ile aynı şekilde yaşarlar, özetle, beyinsizce, o nedenle çok kolaydır, sizi frenleyen bir organınız yoktur. Bu nedenle çok da karışmayacağım bu çeşitlere. Bunun adayların "seçmece" olmadığı durumda mümkün olmadığını sanıyorum. Bazı kitap ve filmler bunun tersinin mümkün olduğunu, bir playboy'un veya playgirl'ün kontrolü iki taraf adına ele geçirmesini anlatırlar. karşı tarafı bedensel katılıma itebilmenin bir "bilim" veya "sanat" falan olduğunu ima ederler. Eğer "bilim"se teorinizi, deneyinizi bir görelim, eğer sanatsa tuvali veya sahneyi ben seçeceğim, bakalım eserini konuşturabilecek misin? Tarafsız olacağımı kimse söylemedi ama, hatırlatırım.
Bu işin başlangıç noktası "amaç birliğidir", bunun görünür halde olması ve şüphenin olmamasıdır. Bu kadar basit. Ancak bu konuda da "güven" en önemli kıstastır. Güven için günlük rutininde yaşayan üçüncü kişilerle ilişkiler ve olası anormal kişilik riski genelde halen bir baş ağrısıdır çünkü.
BDSM'nin de bu kuralları cinsellikle hemen hemen aynıdır, çünkü paylaşım şekli cinselliğe çok yakındır. BDSM'de en önemli fark cinselliğin karşı taraftan içgüdüsel olarak istendiğini biliyor olmanız ama BDSM'de bunu bilmenin günlük hayatta çok zor olmasıdır. Eğer bu konuda geniş bir toplumda yaşamıyorsanız, işaretler taşıyıp bu amaçla yapılan barlar falan yoksa, bir işareti de yoktur.