15 Mart 2018 Perşembe

Finansal Kölelik



Fiili veya uzaktan beden ve ruhla oynama sanatının ruhsal tarafa yakın olan bu biçimini bunca yıldır ilk defa tecrübe ediyorum.

Kimseyle para ilişkisi kadar pis bir ilişkiye girmek istememekten mi? İşin muhasebesinin ipini ucunu kaçırma korkusundan mıdır bilmiyorum bu çekingenlik. Belki de bu işlere parayı karıştırmak veya bana "paranı vereceksin" demek çok anormal geldiği için de olabilir, belki de bundan hoşlanacak bir köleye veya kölenin buna uygun bir ruh haline denk gelmediğim için...

Güven ilişkisi için belirli bir miktarı hesabıma gönder, geri gönder yapmıştık zamanında bir kölemle, ama bu o değil.

Eski kölelerimden biri ile başladık bir ekonomik kölelik modeline. Onun çevresi ile durumunun buna kısmen olsa da uygun olması bunu uygulanabilir yaptı, D/s konusuna kendisini tamamen adadığını düşündüğüm bir dönemde sadece kaptırıp gittiğimiz bir sözlü fantezi yazışmasında geçti bu fantezi.

Ama sonra... Cinsel basınç (libido yükselmesi) altında hissettiği şeylerin bu basınç geçtikten sonra da hissedilmeye devam edildiği sohbetini yaparken bu konu tekrar açıldı. Bu tür modeller sadece efendinin başının altından çıkmıyor aslında, süsleye süsleye öyle cazip hale getirdi ki kendisi benim sadece teknik kısımlarının kurallarını oluşturmam yetti.

Finansal kölelik modeli uygulanan bir şey ancak gerçekleşme şekli kişiden kişiye değişiyor, kendisini bu türde efendi olarak tanımlayan bazı efendiler kölenin daha ilişki başlangıcı itibarı ile transferlerini talep ediyorlar ve bu miktarlar köleye göre kaldırılabilir ama (tek köleden ibaret olmadıkları için) toplamda yüksek miktarlar edebiliyor.

Çoğunlukla kadın efendi ve erkek köle ilişkisi bu şekilde kurulduğu durum sözkonusu ve bilinen "femdom" ifadesinin çağrışımı ile finansal dominans "findom" olarak tanımlıyorlar. Geçimlerini bu yolla sağladıklarını belirtenler de var. Erkek efendi olanlar kendilerini direkt olarak "Cash Master" olarak nitelendiriyorlar.

Tabi, bütün bunlar bu sürece başladıktan sonra detaylı girdiğim konular oldu. Geçmişteki yazılarımdan anlaşılıyordur. Belirli bir tanım, tür veya teknik yapıya ait olmayı asla sevmedim. "Bu iş böyle yapılıyormuş" diye ansiklopedik bilgi toplamaya asla çalışmadım. Ansiklopedik bilgi bir iki şeye yarar: "beceremediği ilginç gelen şeylere olan merakı gidermeye" ve "başkalarına ne kadar çok bildiğini kanıtlamaya çalışmaya". Burada bir sürecin risklerini araştırmayı bilmeyi ayırıyorum tabi. "Şu güzelmiş deneyelim" dediğim tabi oldu ama "kitabı buymuş, böyle yapalım hadi" hiç demedim. Çeşitli alanlarda bu tartışma vardır ama bu açıdan bu işin bir sanat olduğu görüşündeyim daha çok, bilgi değil. Görüşüm o dur ki; yapmak ve yaşamak, bilmekten daha önemlidir, az bilgi yaratıcılığı destekler, çok bilgi yaratıcılığı köstekler.

Peki biz nasıl yaptık bu finansal kölelik işini?

Öncelikle kölem çok yüksek veya düşük olmasa da maaşı olan ve geçindirme yükümlülükleri nispeten düşük olan biri. Bu konunun önemli olduğunu düşünüyorum, eğer böyle olmasaydı bu işi düzene koymak gerçekten çok zor olurdu.

Maaşını aldığında mecburi rutin ödemelerini (sigorta,kredi kartı, rutin birikim gibi) bana bildirerek kendisi yapıyor. Kalanı bana veriyor, bunu ilk denemede banka üzerinden denedik ama açıkçası sonradan özellikle maaş gibi bir meblağın transferinde böyle bir D/s oyuna maliyeyi de ortak etmek pek istemedik. Efendinin köleye fatura kesmesi falan gibi şeyleri gündeme getirecek komik bir konu olurdu bu...

Haftalık olarak kendisine hayatını devam ettireceği kadar nakit olarak bir harçlık veriyorum. İhtiyat olarak da bir nakit tutmasına izin veriyorum ama mecbur olmadıkça harcamamak koşulu ile. Çünkü bu nakitten harcarsa bu ceza olarak sonraki aya yansıyor ve rutin birikim hakkından düşülüyor.

Bu konuda en zor kararlar kredi kartı konusunda oldu. Bunun için haftalık bir limit tanımladık. Limit dahilinde harcama yapabiliyor, aşarsa yine ertesi dönemin biriktirme hakkından düşülüyor. Zorluk bunun muhasebesini detaylandırmakta oldu, çünkü provizyon var, taksit var, iş biraz karışık bu konuda. Çok şükür ki taksit konusu gündeme gelmedi, onu halen kurgulamış değilim.

Kölem kredi kartı ekstresi ve banka hesap durumunu ben istediğim zaman derhal bana raporluyor (teknik olarak bunlara benim online erişmem banka güvenliği nedeniyle zor).

Bazı toplu ve mecburi alışveriş ve ödemelerin yine izne tabi olduğunu ancak bu sistemin dışında tutulduğunu söylememe sanırım gerek bulunmuyor.

Burada bu modelde çok önemli bir kaç konu var.

- Bana gelenin aylık olması, benden verilenin haftalık olması ve nakit ve kredi kartı harcamalarının sonraki haftaya hiç bir şekilde devredilememesi. Bu çok önemli çünkü biriktirme ve karar verme özgürlüğünü ortadan kaldırıyor. Kendisine ait bir şey olmaması hissini tıpkı bir kölenin etrafına çizilen bir çemberden çıkma yasağında olduğu gibi sağlıyor. Bir merkezin var ve orada durmak zorundasın, bu çember köle iradesi ile genişleyemez. Bu konuyu "kölenin izin verilen birikimi" konusu ile karıştırmamak gerekiyor, o uzun vadeli hayat boyu bir birikim ve köle o birikimi zaten kolay bozulamaz bir hesapta tuttuğundan, harcama hakkını zaten kendi sınırlandırmış durumda. Yapacağı bu birikim gerçek bir cezaya konu oluyor. Bir anlamda dev ekonomik sistemin köleliğini de bu birikim ile yapıyor.

- Özellikle maaş teslim edilmesi konusu ve anı köle için en uyarıcı şeylerden birini oluşturuyor. Tasmasını götürüp efendisinin eline vermek gibi. Teslim ettiği sanki ekonomik bağımlılığı değil de bedeni ve ruhu.

- Teslim edilenlerin ve geri dönenlerin hesabını yapmak efendinin işi. Ancak yine uyarıcı olan ve gerçek teslimiyeti sınayan konu, efendinin bu ödenenleri asla geriye vermeyeceğinin peşin kabul edilmiş olması. Efendini vicdanı belki sadistliğinin ve hükmünün önüne geçer iade edebilir ama ne bir taahhüdü var efendinin ne de bunun için sorumluluğu.

- Harçlığın ne olduğunu ihtiyaçlara ve kölenin kendisine itaatine göre efendi belirliyor. İtaatsizlik veya efendiyi hoşnut edememe durumunda tıpkı bir tasma gibi çekiştirilebilecek ucu efendide bulunan bir sınır.

- Prensipleri açısından bakıldığında köle günlük hayatında da kendisini sınırlandırıyor ama daha da önemlisi, köle günlük hayatında maaşının karşılığı olan mevcut işini efendisine itaat olarak yapıyor. Günlük hayatında da efendisinin bir kölesi işi aracılığı ile. Bu ekonomik kölelik bilinen anlamda BDSM köleliği kavramından pek farkı bulunmuyor.

Bunları yapabilmek için sanırım iki şey gerekiyor ve o olduğu için yapabiliyoruz; kölenin zor durumda kalmayacağına dair efendiye duyacağı güven ve geriye verilmeyeceğini bilerek verebilecek kadar adanmışlık, çünkü köle burada parasını emanet etmiyor, o para zaten verildiği anda gitti, burada emanet ettiği bizzat kendi ruhiyatı ve devamlılığı.

Açıkça söylemeliyim ki bu şekilde bir ilişki özellikle kölemi adeta çıldırtmış durumda, günde herhangi bir anda ekonomik bir ilişkide ıslanabiliyor. Benim içinse kendime bir BDSM ilişkisindeki şekilde sınırlamamın, dur dememin gerekmeyeceği onun maddeleşmiş hali, çünkü asla onda kalıcı bir yara bırakmak istemem (kendi siparişi yoksa), ancak bu oyun onun etindensütünden yararlanmak gibi bir olanak yaratıyor ve bu da bence oldukça zevkli.








6 yorum:

  1. bloğunu uzun süredir takip ediyorum hikayelerini
    anlattığın hangi kölen merak ettim.hikayelerini bir daha okuruz.

    YanıtlaSil
  2. Bu konuda kölemin rızası olmadan paylaşamam ve bu koşullarda yayınladım.

    Ayrıca bu ortamda eğiliminiz ne olursa olsun "siz" formunda hitap etmelisiniz.

    YanıtlaSil
  3. Rızası olsa takma isminden bahsederdim zaten.

    YanıtlaSil
  4. siz konusundaki dikkatin ilginç aynı zamanda güzel.evet sonuçta takma ism olduğu için sorun olmazdı ama belki daha sonra yazarsın.tahmin etme şansımız var mı?

    YanıtlaSil
  5. "Dikkatin ilginç" yine "sen" demektir.agresif biri değilim ama kabalığa izin vermem. eğer tekrarlanırsa yayınlamam, uslubuzu düzeltin. Kendi kendinize sessiz bir şekilde tahmin edebilirsiniz, sizi engelleyemem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lakin düzeltin yine sen demektir. Neyse tabi. Uzun zaman sonra burası yine eğlenceli. İyi günler dilerim.

      Sil