Empati; "Kendini karşındakinin yerine koyma" eskiden beri sosyal psikoloji ve psikoloji konusunda aşina olduğum ama açıkçası beni en fazla BDSM konusunda meşgul etmiş bir konudur. Sosyal hayatta empatik olmak sizi yere götürebilir: (1) karşındaki ile daha iyi bir iletişim kurmaya, (2) karşındaki kişinin maymunu olmaya, yani kendinizi iyi niyetiniz ile başkalarının doğrularına programlayıp kendi doğrularından ve çıkarlarından (aslında hayatınızın gerçek gerçeği doğa kuralları olması nedeniyle karşınızdakinden daha önemli olandan) vazgeçmeye.
BDSM ilişkilerinde efendilik/kölelik ile sadistlik/mazoşist'lik ayrı yerlere konulmalıdır, arada mutlak ilinti vardır (eden/bulan ilişkisi, başka bir ifade ile dom/sub ilişkisi) ama şart değildir. Arada empati konusunda kesin bir paralellik olmasından yola çıkarak bu konu başlığında efendi/köle kavramını her ikisini de içerecek şekilde, gerçekte dom/sub yerine kullanacağım, isteyen istediğini istediği yere koysun. Ben bugüne kadar mazoşist bir efendi görmediğim gibi sadist bir köle de görmedim (SAM*'ler hariç).
Görüşümce tıpkı sosyal ilişkilerde iletişimi kolaylaştırmasının hedeflenmesi gerektiği gibi BDSM'de empati sadece ölçülülük ve karşılıklılık sağlamayı hedeflemeli. Burada bir doğru soru "Bir efendinin köle isteklerini, bir kölenin efendi isteklerini anlaması gerekir mi?" olabilir.
Püf..., zor bir soru... Öncelikle efendinin köle gibi kölenin de efendi gibi hissedebileceğini hiç sanmıyorum. Zaten empatinin tanımı da bu değil. Empati; bir kişinin başkası gibi davranmasını değil, onun nasıl düşünebileceğini, değerlerini anlamasını içerir, bir çocukla empati sağlarsanız bu çocuğun nasıl düşüneceğini anlamak gibi olur, çocuk gibi düşümek değil. Yani kısaca değerleri anlama sürecidir empati, bu yaklaşımda "kendini başkasının yerine koyma" tanımı bir miktar anlamsız kalıyor.
Bir efendi kölesinin isteklerini dikkatle dinleyip bunları (aslında bunlar kölenin sınırlarıdır) her zaman dikkate alırsa kendisi de bir köle olmak zorunda kalmaz, zira kölenin beklentisi de güven ve kendi istekleri ile uyumdur aslında. Kendisi dikkate alınacaksa köleliğe razıdır ve isteklidir, yoksa neden bu oyunu oynasın, at yoldan geçen bir arabanın altına kendini, aynı şey. Kontrolü verecekse kontrolün sınırlarına uyulacağını bilmek ister. Bu güven ilişkisi gerçekleştiğinde kendi kontrolünü tam olarak (kölelerin özlemi) verebilecektir. Bu kadar basit birşeyi bilmek (öncelikle sorarak) ve buna prensip olarak her zaman (iletişim sırasında da, BDSM ilişkisi sırasında da) uymak yeterlidir ve gereklidir bir efendi için, köle olmaya gerek yok. Yoksa efendi adamı bozar kölelik :-) Tabi burada "efendi adam" sözün gelişi, bir cinsiyet belirtmiyor, ne dişi efendilerimiz var Anadolu anasından, kadın ağalardan az olmasın).
Bir köle içinse durumun benzer olduğunu söyleyebilirim ama bundan ötesi, empati duyması gerekenin nasıl empati duyacağı konusunda empati kurmak gibi karmaşık hal aldığı için beni aşıyor :-). Ancak diyeceğim şudur ki; Köle karşısındakinin kontrolü istediğini bilmelidir ve efendisine her durumda uyum gösterebilir olmalıdır.
*SAM: Smart Assed Masochist: Kurnazlık, fettanlık vb. her türlü yolla sadisti yoldan çıkarıp emeline ulaşmak (sadistin ilgisini çekmek) isteyen mazoşist. Sinirlendirme ve kızdırma ana araçlarıdır denilebilir. Her sadistin harcı değildirler, özellikle ayarı kaçırdıklarında kendileri ve ilişki için tehlikeli olabilirler. Görüşümce; her şeyi naza alıp karşıdakini azdırmayı ve kendisine daha çok yöneltmeyi hedefleyen Kezban kızlarımızın yaptığına paralellik kursak yanlış olmaz, ama benzerlik için sadece, Kezbanlarımızın bir tür mazoşist olduğunu falan söylemiyorum, hatta tersine bazen sadist olduklarını düşünüyorum diyebilirim :-).
Kezbanlarımızın bir tür mazoşist olduğunu falan söylemiyorum, hatta tersine bazen sadist olduklarını düşünüyorum diyebilirim :-).
YanıtlaSilburayı sevdim :)) dogru teshiş .. ellerine sağlık
Teşekkürler Kadın Efendi, nedense naza karşı özel bir antipatim var aslında, hiç katlanamıyorum...
YanıtlaSilgüzel bir konu ve güzel bir anlatım. Empati bana göre de Efendilerin sahip olması gereken önemli bir özellik. BDSM ilişkilerinde kölenin ne düşünebileceğini, nasıl hissedebileceğini kestirebilmek Efendilerin yetenekleri arasında olmalı. Sonuçta BDSM ilişkileri fiziksel bir olgu olduğu kadar psikolojiye de dayanıyor.
YanıtlaSilHadi bu konuyla ilintili bir soru sorayım. İyi bir Efendi olabilmek, kölenin her şart altında ne hissedebileceğini anlayabilmek için o Efendinin daha öncesinden bir süre kölelik yapması gerektiğini savunan bir çok yorum okudum, Siz ne dersiniz??
Yorumunuz için teşekkürler.
YanıtlaSilBaşka bir benzerlik; Kadınlara karşı empati oluşturmak için kadın olmak gerekmiyor, erkeklere karşı empati kurabilmek için erkek olmak gerekmiyor. Bİr şeyi tecrübe etmek başka birşey empati kurmak başka birşey. Yani öyle düşünenlere katılmıyorum, empatik hassasiyete sahip olmak yeterli.
Merhaba, bloğunuzu yeni keşfettim, 3 seneyi aşkındır bu hayat tarzının içindeyim, dolayısıyla oldukça yeni sayılırım. Özellikle D/S ilişkisinde bir Sub'ın (biat eden kişi tanımını kullanmayı tercih ediyorum, köle-slave tanımı hala kanımı donduruyor) kendisine Dom'u tarafından verilen düzenli bir eğitim ve disiplinle onun isteklerini öğrenebileceğini ve aradaki güven ilişkisi tamamıyla kurulduktan sonra sadece ve sadece Dom'unu mutlu etmek için sorgusuz onun isteklerini yerine getireceğine ve bunun da Sub'a tanımlanamayacak bir tatmin ve mutluluk getirdiğine inanıyorum. Bunun empatiden ziyade bir Sub'ın eğitimi ve Dom'un ona verdiği güven ile gerçekleştiğine inanıyorum. Zira kanımca BDSM sadece bir cinsellik tarzı değil aynı zamanda bir yaşam tarzı ve düşünce biçimi. Bir Sub'ın Dom'unu mutlu etmek için onunla empati kurmasının değil, Dom'unun verdiği eğitim ile onu mutlu etmek için neler yapması gerektiğini öğrenmesi ve onu mutlu etmenin Sub'ın mutlak gayesi olması gerektiğini düşünüyorum. Dom'lar açısından ise Empati yerine Sub'ının sınırlarını hem konuşarak hem de test ederek belirlenmesi gerektiğine inanıyorum (gerçi Dom'lar için söyleyebileceklerim temenniden öteye geçemiyor). Bunun için empatiden ziyade iki tarafın da birbirine mutlak derecede dürüst olması gerektiği kanısındayım. Bir Sub nasıl ki Dom'unu mutlu etmek gayesi ile yaşıyorsa, bir Dom'unda, Sub'ını güvende hissettirmek, kendisine ait olduğunu ona bildirmek ve Sub'ının öz güvenini yükselterek- Dom'una hizmet etmek şansına erişmiş olmakla ne kadar özel ve değerli olduğunu (gerek disiplin gerek ceza gerekse yeri geldiğine bir oyundan sonra aftercare ile) ona öğretmek gayesinde olduğunu düşünüyorum. Karşılıklı bu güven ve birlikteliğin ise empati ile değil sadece doğru iletişim ile gerçekleştirilebileceği kanısındayım. Bu konuda sizin görüşünüzün de ne yönde olduğunu öğrenebilirsem minnettar olurum.
YanıtlaSilÖncelikle güven olmadan BDSM olamaz ve bu güvenle başlar, tamamen katılıyorum.. Empaati daha çok BDSM oyununun işleyişi ile ilgili. İletişim de bunun kaçınılmaz, çok önemli ve doğru devam etmesi gereken bir parçası.
YanıtlaSilSonra, bu kadar uzun yazmışsınız teşekükr ederim, keşke bunu kendi blogunuzun bir parçası olarak yazmış olsaydınız.
Sonra.. "Adsız" yazanlar bence biraz amaçsız yazıyor, özellikle de cevap bekliyorsa :-) Daha uzun bir görüş bekliyorsanız bu yorum kısmını aşar.. Mail ile iletin...