Bu aparat hazırlaması çok basit ve hazzı çok güzel bir araç. Hazırladıktan sonra “Aferin bana” demiş olduğum bir tasarım. Resimde gördüğünüz gibi bir görünüşe sahip ve şu malzemeler gerekiyor;
- 1 metre uzunluğunda bir tesisat borusu (bakır, alüminyum veya demir), 1.5-2cm’lik çapta bir boru işinizi görecektir (tesisatçı dili ile 1/2 parmak’tan 1 parmak’a kadar uygun).
- Bir matkap ve 7-8mm metal uç.
- Yaklaşık 3m uzunluğunda 5mm çaplı bir halat, eğer kaygan bulamazsanız oturumdan önce yağlayabilirsiniz.
Şöyle yapılıyor:
Boru malzemesi için benim tercihim olan malzeme, eğer tedarik edebilirseniz bakırdır, hem ağırlığı ve soğukluğu nedeniyle yer doldurucudur hem de kolay delinir. Ama bulamazsanız alüminyum da iş görür, ancak bu boruyu delmeniz gerekeceği için demir evde en zor çalışacağınız malzeme olacaktır. Plastiği denemeyin bile, hiçbir mukavemeti yoktur. Belirtilen boru alınır ve ortası merkez kabul edilerek resimde belirtilen aralıklarla delikler delinir, matkabın ucunun borunun diğer tarafından çıkması sorun yaratmayacaktır.
Deliklerden halat dikkatlice dikiş yapar gibi geçirilir, halat deliklerden girip çıkacağı için kılavuz veya pens kullanmanız gerekebilir, eğer öncesinde bir tel veya sağlam ipi halka yapıp her bir delikten geçirirseniz işiniz kolaylaşacaktır, ancak bu aparatın muhtemelen en zor bölümü bu ipi geçirmek olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta halatın kesilmemesi, tek parça olarak borunun bir ucundan girip deliklerden çıkıp girdikten sonra öbür ucundan çıkmasıdır, çünkü bacakların oluşturacağı kuvvetle boyun ve bilekler sıkıştırılmaktadır. Kölenin (nesnenin) boynu ortadaki ilmekten geçirilmeden önce bir mezura ile boyun çevresi ölçülür ve ilmeğin üzerine boynundan çok dar hale gelemeyecek şekilde düğüm atılır (bu bir önlemdir ve nesnenin boynunu sağlığını tehlikeye sokacak kadar fazla sıkılmaması için çok önemlidir, denerseniz lütfen bu bölümünü ihmal etmeyiniz). Nesnenin kolları el bileklerinden geçirilir (bilekleri için bir önleme gerek yoktur, sıkışabildiği ölçüde sıkışması daha fazla haz vericidir). Borunun iki ucundan çıkan ipler ayak bileklerine tur atılarak bağlanacaktır ve nesne, cinsel organı sergilenecek şekilde ayak bilekleri başına doğru itilerek gerilecektir. Bu esneklik nesneye göre değişebilir, eğer nesneniz kilolu ise çok yaklaştıramayabilirsiniz. Aksine eğer zayıf ve esnek bir nesneniz varsa sıfıra kadar sıkabilirsiniz.
Gerginlik aynı zamanda nesnenin boynunu sıkıştıracağından dolayı çok iyi ayarlanmalıdır. Arzu edilirse ilmekler, bilekler ve boyun yağlanıp daha seri bir araç haline getirilmesi mümkündür.
Oturumunuz sırasında nesneyi bu durumda bir süre tutarak işkence edebilir, bu durumdayken güzelce sikip tepkisini kontrol etme eğitimine tabi tutabilirsiniz. Bunun ötesinde yapabilecekleriniz sizin yaratıcılığınıza kalmış.
28 Aralık 2009 Pazartesi
1 Aralık 2009 Salı
Yabancı Bir Dom'un Yaşam Biçimi
Hiç beklemediğim birşey oldu geçenlerde. Facebook'ta bir Dom bana mesaj göndermiş. İyi ki de oldu diyeceğim birkaç mail sonra bayağı çok şey öğrendik birlikte. Acaba dedikleri çakma mıdır diye düşündüm ama ayrıntıların netliği, tutarlılığı ve tabi diyaloğundaki seviyelilik bana güven verdi, yüksekten atma sezmedim pek, şüpheci bir insan olarak az da olsa bir pay bırakıyorum yine de.
Aslında bu benim için bir ilkti, çünkü Dom'ların öyle el ele verip birbirleri ile pek düzeyli muhabette bulunduklarını görmedim, veya benim için hep öyle oldu, gördüklerim de tipik kerhane geyiği yapan bir düzine seviyesiz adamdı.
Muhabbet ettiğim Joh (nick'tir) bir Avrupalıydı (Avusturya kökenli ama artık malum, EU'lar), yaşını başını biraz almış (bana 10 yaş atıyor) BDSM konusunda çocukluğuna kadar geçmişi olan biri. Genelde soruları ben sordum kendisine tabi.
Öncelikle meslektaş olduğumuzu öğrendim, o işi nedeniyle biraz fazla geziyormuş sadece. Tabi bana göre bir de ezici bir üstünlüğü var, kendisi boşanmış. Her ne kadar eşimi çocuğumu çok çok sevsem, onlarsız olmaz desem de BDSM konusunda yalnız olmanın acaip bir avantaj olduğunu hissediyorum. Her ne kadar BDSM'de de Türkiye'de her bokta olduğu gibi evli erkeğin moda olması sözkonusu olsa dahi.
Joh'a ilk sorularımdan biri ne kadar sıklıkta BDSM oturumlarında bulunduğu oldu. Cevabı tam beklediğim ama istemediğim bir çeşitlilikte geldi; "Zaman zaman değişir, bazen aylarca yapmadan, bazen de bir ayı iki partnerle sürekli evde geçirecek kadar yoğun" (bu ikincisi beni deli etti adeta). Peki dedim, nerede ve nasıl? Evi yeterince büyükmüş, ve bir-iki odasını bu iş için gerekli donanımlara ayırmış. Biraz para harcıyorum bu işe dedi kısaca.
Sub'larla tanışma biçimini sordum, çok azını online tanıdıklar oluşturuyormuş. Çoğunluk tanıdığını BDSM partilerinde, BDSM shop'larda ve benzeri BDSM etkinliklerde edinmiş, farklı yerlerde neredeyse yüzlerce BDSM tanıdığı varmış. Bunların çoğunu sub'ların oluşturduğunu tahmin ediyorum.
Kendisi ile halen az da olsa temasımız sürüyor. Yolu pek Türkiye'ye düşmüyor anladığım kadarı ile artık n'apalım bir dom olarak bir dom ile muhabbet etmek güzeldi ama niye burada değil diye üzüleceğim bir konu değil açıkçası :-).
Aslında bu benim için bir ilkti, çünkü Dom'ların öyle el ele verip birbirleri ile pek düzeyli muhabette bulunduklarını görmedim, veya benim için hep öyle oldu, gördüklerim de tipik kerhane geyiği yapan bir düzine seviyesiz adamdı.
Muhabbet ettiğim Joh (nick'tir) bir Avrupalıydı (Avusturya kökenli ama artık malum, EU'lar), yaşını başını biraz almış (bana 10 yaş atıyor) BDSM konusunda çocukluğuna kadar geçmişi olan biri. Genelde soruları ben sordum kendisine tabi.
Öncelikle meslektaş olduğumuzu öğrendim, o işi nedeniyle biraz fazla geziyormuş sadece. Tabi bana göre bir de ezici bir üstünlüğü var, kendisi boşanmış. Her ne kadar eşimi çocuğumu çok çok sevsem, onlarsız olmaz desem de BDSM konusunda yalnız olmanın acaip bir avantaj olduğunu hissediyorum. Her ne kadar BDSM'de de Türkiye'de her bokta olduğu gibi evli erkeğin moda olması sözkonusu olsa dahi.
Joh'a ilk sorularımdan biri ne kadar sıklıkta BDSM oturumlarında bulunduğu oldu. Cevabı tam beklediğim ama istemediğim bir çeşitlilikte geldi; "Zaman zaman değişir, bazen aylarca yapmadan, bazen de bir ayı iki partnerle sürekli evde geçirecek kadar yoğun" (bu ikincisi beni deli etti adeta). Peki dedim, nerede ve nasıl? Evi yeterince büyükmüş, ve bir-iki odasını bu iş için gerekli donanımlara ayırmış. Biraz para harcıyorum bu işe dedi kısaca.
Sub'larla tanışma biçimini sordum, çok azını online tanıdıklar oluşturuyormuş. Çoğunluk tanıdığını BDSM partilerinde, BDSM shop'larda ve benzeri BDSM etkinliklerde edinmiş, farklı yerlerde neredeyse yüzlerce BDSM tanıdığı varmış. Bunların çoğunu sub'ların oluşturduğunu tahmin ediyorum.
Kendisi ile halen az da olsa temasımız sürüyor. Yolu pek Türkiye'ye düşmüyor anladığım kadarı ile artık n'apalım bir dom olarak bir dom ile muhabbet etmek güzeldi ama niye burada değil diye üzüleceğim bir konu değil açıkçası :-).
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)