12 Haziran 2018 Salı

Sultanlar, Gözdeler ve Cariyeler

Osmanlı hayranlığı mı başladı demeyin lütfen... Şu aptal bilmemne yüzyıl gibi TV dizilerinden  de etkilenmem. Ancak saygı duymak lazım ki Mozart'a bile ilham kaynağı olmuş bir haremi var şu son yıllarını tükenmekle geçiren Osmanlı'nın. Soyunun devamı için, çok temel bir güdü.

Seçmece dölleri ve yumurtaları kullanan Mendel'e bile taş çıkaran bir nesil sistemini küçümsemek çok iddialı olurdu.

Her ne kadar trafikte arkası tuğralı Doblo'lar ile ilgim yok. O sahibinin zavallı anlamsız bir özlemi. Arabasının arkasına yapıştıranlar aslında orada "ben padişahın pipisini tutarım" yazdığının farkında bile değiller. Farkında olsalar bile tutacaklardır da.

Dağıtmayayım konuyu; terimleri çok eşli Osmanlı sarayından almanın ötesinde fazla bir ilintim yok bu konuyla.Burada bir kıdem sistemi ile tanımlamayı özellikle yıllardır benim kölem olmuş sevgili dişilerime bir borç, yeni gelenlere ise teşvik olarak biliyorum.

Cariyeler, en acemiler. Ya her dediğimi abartılı olarak uygulamaya eğilimliler ya da halen ne yaşadıklarının farkında bile değiller, bazen de ikisi aynı anda. Henüz fiili bir buluşma görmemiş olmaları onları gözdelerden farklı hale getirir. Anlaşıldığı üzere eğer yeterince sabırlı olup da fiili buluşma yaşamış olsalar birden bir olgunluk eşiğini dev bir adım olarak atlayacaklar. Cariyelerden sadece bir kısmı bu realite eşiğini aşabilir. Doğal seleksiyon, eğer benimle uyum konusunda güçlük çekiyorlarsa bu aşamada ayrılma o kadar da kötü değil aslında.

Gözdeler, yaşlarından bağımsız olarak BDSM konusunda az buçuk tecrübeyi edinip eşgüdümü yakalayabildiklerimiz. Eğer sadece cinsellik veya "Grinin 51. tonu" türü fantezi gibi bir beklentiye sahiplerse bir süre içinde Gözde durumundan çıkıp Götte durumuna getirir. Bu aşama en uzun aşamalardan biridir. Bu aşamada ilişki biterse genelde ebediyyen bitecektir. Genelde diyorum, çünkü fikirdaş bir arkadaşlık içinde yazışmaya devam ettiklerimiz de oluyor, ancak o kadar seyreliyor ki çoğunlukla varlığımızı bilebilecek kadar veya karşılıklı başımız sıkışınca araşmak gibi bir hale geliyor.

ve evet... Sultanlar... Onlar yıllarımızı birlikte zaman zaman yoğun, zaman zaman ayrı, ama her zaman anlayabilecek kadar öğrenmiş durumda olanlardır. Açıkça ifade edebilirim ki sadece iki Sultanım var, Yeliz ve Pissy. Bu erdeme başka gelebilen olmadı. Pencereyi aç ve atla desem yapabileceğini hissettirecek kadar güven veren ve böyle bir şeyi asla demeyeceğimi çok iyi bilecek kadar bana güvenen, acı verse de istediklerimi eksiksiz yapabilen ama bu acıdan da bir çeşit aitlik hazzı alabilen.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder