31 Ekim 2014 Cuma

Karadelik

Öncelikle burada bahsi geçen karadeliğin bir zenci kadının cinsel organı olmadığını sanırım ki belirtmemde yarar var. BDSM içerikli bir blogda bir gök cisminin nasıl ilişkilendirildiğini merak edenler olacaktır ama astronomi ile hiç ilgilenmeyenler buradan sonrasını okumayabilir, çünkü konunun BDSM ile tek ilgisi bizzat benim.

Karadelikler özetle şöyle şeylerdir;

Yüksek çekim kuvveti
Karadeliklerin oluşmaları yer çekimi ile ilişkilidir, bu nedenle öncelikle gök cisimlerinin çekimlerinden bahsetmek gerekli. Yıldızların da bir yer çekimi (aslında daha doğru ifade ile kütle çekimi veya gravitasyon) vardır ve bu büyüklükleri ile orantılıdır, yoksa dünya ve gezegenler güneşin etrafında dönüyor olmazdı zaten. Göreceli olarak ağır (yoğun) bir malzemeden oluşan cisimlerin görsel boyutları ne olursa olsun, çekimleri fazladır. Mesela Jüpiter (yıldız olmasa da) Dünya'nın yaklaşık 1300 katı olmasına rağmen hafif malzemeden oluştuğu için yüzeyindeki yer çekimi Dünya'nın sadece 2.5 katıdır. Yani görüntüsünden daha hafiftir. Bunun tersi de olabilirdi, kendisi küçük görünüp büyük bir ağırlığa sahip olabilirdi ki bunun aşırılığı durumunda adı geçen karadelikler oluşuyor.

Kaçan kurtulur
Bazı yıldızların kütleleri yüksektir ve bir süre sonra (nükleer reaksiyonları azaldığında) kendi ağırlıkları nedeniyle kendi içine çökmeye, küçülmeye başlarlar. Bu durum, sürekli bir sıkışma, hacmen küçülme hareketi olarak devam eder ve yıldız içindeki toplam malzeme değişmediği halde sürekli küçülür. Bu cisme karadelik denir. Bu küçülme koskoca yıldızın bir yumurta büyüklüğüne kadar küçülmesi söz konusu olabilir. Bu kadar yoğun ve çok büyük çekim kuvveti olması onun çekim alanına giren etrafındaki her şeyin ona yakalanması anlamına gelir. Işık da çok çok hafif olmasına rağmen bir çeşit maddedir ve bu yer çekiminden nasibini alır, kendi ışığını da kendi içine çeker ve kara, görünmeyen bir cisim olur. Kara mıdır, karadır, delik midir evet deliktir, çünkü ona yaklaşan şeyler içine düşer.

Karadeliğe yaklaşan bir cismin fizik kuralları gereği geriye dönme olasılığı düşer, belirli bir mesafeden sonra, ki buna olay ufku deniyor, geri dönüş imkansızdır.

Bunu niye anlattım?
Kendimle övünmeyi bir utanç konusu sayarım, burada da benzetmeyi sıkıla sıkıla yapıyorum. Efendi de olsam narsizimden ve megalomaniden uzağımdır. Ancak şu da var ki; ara vererek benden zamanında uzaklaşmış üç farklı kölemin de geriye dönüşü şu sıralar bir çekim kuvveti gururu oluşturdu bende (bu mu yani? demeden devam edin). Ben de okurlarımla paylaşmak, sevgili kölelerime bana verdikleri değer nedeniyle teşekkür etmek istedim. Belirtmek isterim ki üç sayısı benim için çok az bir sayı değildir, öyle her gün birileri ile düşüp kalkan jigolo veya ayran gönüllü değilim pek, sayı vermeyeceğim ama toplamda bir elin parmaklarını geçmez önceki partnerlerim, en azından şu ana kadar öyle (umarım bunu söylemekle kimsenin gözünden düşmüyorumdur).

Belirli bir sınırı geçebildiğimiz (sanırım ki olay ufku) bazı kişilerle ilişkimiz öyle veya böyle devam etti. Hatta orada burada D/s ilişkilerinde sürtüp yıllar sonra geriye dönmek şeklinde de oldu. Birinde ilk provakasyonun benden geldiğini itiraf etmeliyim tabi :-).

Bir araya gelişin bir süre sonra tekrar kopmuşluğu da oldu ama bu olumlu diyaloglarla, ex-partnerimin kendi başına başarısızlığı durumunda "geri dönüş bileti cebinde" olarak oldu.

Çok fazla kişiyle çok kolay anlaşabildiğimi iddia edemem, özellikle efendi veya switch (Hem efendi hem köle) kişilerle başlayan yazışmalar, 25 yaş altındakilerle olan yazışmalarım her iki tarafı da bir süre sonra "bayar". Niye bilmiyorum ama bu hep böyle oldu, tabi bu "kendi kendini gerçekleştiren kehanet" türü bir şey de olabilir, belki şartlanıyorum, belki de ortak paydalar veya uygulama alanları yetmiyor. Olumsuz olarak gerilerek ayrıldığım olmadı mı? evet oldu, bunlar için gerçekten üzgünüm, suç bende de olabilir onda da bunu aramıyorum ancak bu ilişkilerin belirli bir eşiği geçmemiş olması beni avutabiliyor.

Demem o dur ki, bir defa çekim alanıma giren bir sub belirli bir sınırı geçebildikten sonra (ki bu muhtemelen güven ve teslimiyet sınırıdır) orada kalabiliyor veya geriye dönebiliyorsa öyle veya böyle bir çekim alanım vardır, görünenimden daha büyük bir öze sahip oldğum, güvenilir ve sub için tatmin edici olduğum hakkında olumlu bir geribesleme olarak görüyorum.

Bu ara kimseyi korkutmayayım, burada karadelik gibi dönüşü imkansız olma durumu sadece basit bir benzetme. Ne kimseyi hipnotize ediyorum ne de zorluyorum. Ancak görünen o ki devam etme isteği oluşturabiliyorum. Bundan da mutluyum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder