Kediler gibi mart ayında BDSM konusunda azacaklar olacak mı diye merak ediyorum, bekliyorum.
Geçtiğimiz yılın sonuna doğru bir BDSM hareketlliliği gözlendi ki sorma gitsin, mazoşisti, sadisti hepsi heryerdeydi. İki ay geçti, hiçbiri ortada yok. Kimse BDSM vermiyor diye şikayet eden de yok oldu, bana gerçek sadist lazım diyen de...
BDSM'nin bu dönemselliğini kavrayamadım daha. İşe kendimden başlamam gerekiyor sanırım ama ben daha bu konuda kendimi dahi keşfetmiş değilim. Bildiğim tek şey, şu anda azgın olduğum :-D
Yeni bazı buluşlar konusunda kafa yorarken dikkatimi çekti. Benim daha önce görmemiş olup tasarladıklarım, çok geç değil, birkaç ay içersinde BDSM pornosunda yerlerini alıyor. Ben mi yeterince araştırmıyorum da yeni sanıyorum, birileri benim evimi, zihnimi mi gözetliyor (biraz paranoyakça ama...), yoksa gündemi birkaç ay öncesinde mi yakalıyorum. Hani şu Boyle-Mariotte kanunu var ya, iki bilimadamı aynı şeyi farklı yerlerde aynı zamanlarda keşfediyorlar. Acaba öyle birşey mi diyorum bazen kendi kendime. O zaman sormak lazım, neden koskoca yüzyılda neden iki ay diye....
Vardır bi nedeni Sabri...
26 Şubat 2012 Pazar
15 Şubat 2012 Çarşamba
Sadizm ve Mazoşizmde İsteklilik Üzerine
Geçenlerde Ejderha Dövmeli Kız'ın film versiyonunu seyrettim. Bu biraz düşündürdü beni. Filmdeki sadist karakter (ismini hatırlayamıyorum) film dahilinde sadist olarak tanımlanan bir karakter. Aslında bir katil, kurbanı istemediği için haz alarak acı çektiriyor ve kurbanını da öldürüyor...
Kendi sadizmimi ister istememez adamınkiyle karşılaştırdım, buna benzer bir yaklaşımım olabilir mi, bu mümkün olabilr mi? diye. Biraz kafa yorduktan sonra aslında konunun sadizm ile ilgili olmadığını kavradım. Karşılaştırma konusu aslında adamın acı çektirmesi değildi. Karşısındakinin isteklerini umursayıp umursamaması, temel yaşam hakkına saygısının olup olmaması konusuydu.
Yani iyi ile kötü arasındaki klişe, yıldız savaşlarının gücün iyi tarafı ve karanlık tarafı :-) konusuydu. Ben acı çektirmeyi seviyorum ama sadece karşımdaki partner bunu istiyorsa, ve bu eylem hayati bir tehlike oluşturmuyorsa... Eğer karşımdaki bunu istemiyorsa sadist bir yaklaşım uygulamak "sadizm" değil, insanlık düşmanlığı, bir geni eksik olma durumu olurdu sanırım. Açıkçası vicdanım açısından kendimi daha iyi hissettim bu ayrıma varabildikten sonra.
Kendi sadizmimi ister istememez adamınkiyle karşılaştırdım, buna benzer bir yaklaşımım olabilir mi, bu mümkün olabilr mi? diye. Biraz kafa yorduktan sonra aslında konunun sadizm ile ilgili olmadığını kavradım. Karşılaştırma konusu aslında adamın acı çektirmesi değildi. Karşısındakinin isteklerini umursayıp umursamaması, temel yaşam hakkına saygısının olup olmaması konusuydu.
Yani iyi ile kötü arasındaki klişe, yıldız savaşlarının gücün iyi tarafı ve karanlık tarafı :-) konusuydu. Ben acı çektirmeyi seviyorum ama sadece karşımdaki partner bunu istiyorsa, ve bu eylem hayati bir tehlike oluşturmuyorsa... Eğer karşımdaki bunu istemiyorsa sadist bir yaklaşım uygulamak "sadizm" değil, insanlık düşmanlığı, bir geni eksik olma durumu olurdu sanırım. Açıkçası vicdanım açısından kendimi daha iyi hissettim bu ayrıma varabildikten sonra.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)