Öyle kar manzaralı pencere resmi koyduğuma bakmayın, başlığımın mesajı biraz farklı.
Kitap serisi yayınlanan, kitap okumayan kitleye de acımasızca sinema aracılığı ile ulaşan 50'nin tonları başlıklılar döneminde başlayan BDSM'mimsi şeyin getirdiği bir bahar hareketliliği ile galeyana gelen "türümün dişileri" tekrar eski hallerine döndüler, eski sönük haline döndü BDSM çevresi.
Aslında aradığının BDSM değil de bir çeşit fantezi romantizmi olduğunu fark eden orta yaş kitlesi ve zaten ne aradığını tam bilmeyen ve bu işlere hiç girmemesi gereken bakire genç kitlesi kenara çekilince sevgili kölelerim ile başbaşa kaldık. Bu sürede birkaç geçici partneri bilinen yollardan mutlu edebildim, biraz fazlası da hoşlarına gitti ama D/s veya BDSM'de sınırlarının ne olduğu belli olduğundan zincirin soğukluğu ve birkaç kırbaç darbesinden sonra tatmin olmuş göründüler ve devamı malum, bütün yetişkinlerin bildiği doğal süreç. Aslında bu ne ilk ne de son oldu ve dahası kötü de değil, çok da zevkli fantezili yatak dışı cinsellik, ama bu doğal eksende sınırlı kalmak pek tercih ettiğim bir şey değil.
Şu anda süregelen kış uykusunda uyanık olmak, fikirsel zenginliğimi de etkiliyor, en azından soğuk hale getiriyor ama bu durum iki kişinin arasında esen bir rüzgar sonuçta, meltem de olsa buz gibi karayel da olsa.