21 Eylül 2014 Pazar

Bir Sanal BDSM Oyunu: Düşüren Sorular

Köle ve efendi arasında online (yeni adı çevrimiçi miydi?) oynanabilecek D/s oyunu aradınız mı hiç? Bulan buraya yazsın lütfen, çünkü yok… Türkçe falan değil, dünyada da yok veya var ama herkes benim gibi kendisi ile köleleri arasında gizli tutuyor.

Her yeni tanıştığım köle adayı ile zevkle oynadığım, teslimiyetin ve samimiyetin oluştuğu bir oyun “Düşüren Sorular”. Bilgisayarınıza indireceğiniz türden bir şey değil, mail ile oynanıyor. Birbirini tanımayan, biri bir sorumluluğu teslim alacak diğeri güvenip de kendini teslim edecek olan birbirini tanımayan iki kişi arasındaki D/s ilişkinin startını sağlamak için gayet başarılı olduğunu düşünüyorum.

Şunu belirtmeliyim ki şimdiye kadar yaşadığım D/s ilişkilerimin tamamı internet üzerinden başlamıştır. İlişkinin bir araya gelinceye kadarki kısmı da internet üzerinden karşılıklı hazırlıkla olmuştur. Bu nedenle karşılıklı güven ilişkisinin çalmanın, çırpmanın, üç kağıt açmanın kolay ve yoğun olduğu, çok zor bir ortamda yani internette gelişmesi ayrı bir zorluk yaratıyor. Yanlış anlaşılmalara, gereksiz endişelere, kısacası iletişim incelmelerine çok çok açık.
Öncelikle söylemem gerekir ki bu yazım oyunu tam olarak anlatan bir yazı değil, daha çok bir tanıtım veya giriştir.

Yaklaşık 5-6 yıl ve hatta daha uzun süre oldu ilk oyunu oynayalı. İlk deneğim Yeliz olmuştu, ama o zamanlar bu oyunun adı yoktu. Sonradan Melis (İsmi artık Eylül) ile oynadığımda “isim annesi” o oldu. Nedenine sonra geleceğim.

Peki neye benzer bu oyun be hey Sabri?

Üzülerek fazla detayına giremeyeceğim ama birkaç kopya vereceğim. Oyun temel olarak potansiyel efendinin mail aracılığı ile soru sorması, potansiyel kölenin de soruları çok kısa sürede aynı kanaldan yanıtlamasına dayanıyor. Süresi belirli, bir veya iki saat gibi önceden efendi tarafından belirtilmiş ve üzerinde anlaşılmış bir süre boyunca oynanıyor. Bu süre boyunca bilgisayarın başından ayrılmak veya başka bir işle ilgilenmek köle için yasak. Oyunun kuralları net olarak köleye gönderiliyor, kölenin “hazırım” cevabı ile bu süre başlıyor. Bu oyunu oyun yapan kurallar var, geneli basit, bunlardan biri “kölenin en fazla 2 dakika içinde cevap vermesi”, bir diğeri ise ”efendinin herhangi canının istediği bir zaman soru sorması”. İşte bu iki kural bu oyunu D/s oyunu yapan kural. Bu iki temel kural ismine kaynaklık etti. Melis’in çalan kapıya bakması, yine telaş ve heyecan içinde yerine dönerken sandalyeden düşmesi  ve düşmenin de birden fazla olması sonucu “Düşüren Sorular” ismi ortaya çıktı.

Bu oyunda soruların içeriği çok önemli ve bu soruların bazı koşulları olabiliyor, mesela hepsinin tam cevaplanmak zorunda olmaması gibi detaylar bulunuyor.
Bunun ötesinde sorulan soruların içeriği, efendinin bu oyunu yönetmedeki başarısı, doğru soruları doğru zamanlarda sorması ve genel olarak doğru zamanlamalar oyunu zevkli yapan şeyler, yoksa öyle kuru kuru bir boka benzemiyor oyun. Bu oyununa genellikle efendinin “Oynayalım mı?” sorusuna verilen “Oynayalım bakalım neymiş” cevabı ile başlanıyor. Efendi tarafından ustaca yönetilmiş bir “Düşüren Sorular” oyunundan sonra son soru olarak “Devam etmek istiyor musun?” sorusu efendi tarafından sorulduğunda eğer gerçekten köle potansiyeli varsa “Evet, lütfen efendim! Devam edinn.” cevabı alınıyor.

Oyun sonunda efendi tarafından bir değerlendirme yapılıyor, hatalar, süre aşımları, cevapsız kalan sorular ceza puanı olarak değerlendiriliyor. Bunun sonunda ceza puanına göre köleye ilk cezası veriliyor, ancak bunun bir ödül veya ceza olacağı efendiye ve kölenin tavına bağlı olarak değişebilir. Bu tav durumunu da soru cevaplardan çıkarabilmiş olmak efendinin bir becerisi oluyor.
Bu kadar anlatımla bu oyun oynanır mı bilmiyorum ama oynamak isteyen acemi sub olursa kölem olma gerekliliği olmadan oynamak için benden randevu alabilir, ancak bunun sonunda kölem olmayacağının bir garantisi yok. Efendilere gelince, samimi ilişki kurabildiğim efendiler bana yazarsa detayları paylaşırım ancak bu bilginin bir karşılığı olabilir. Ha “niye kölelere bedava da efendilerden bir şeyler bekleniyor?” derseniz, bu oyunu her oynadığımda üzerine yeni bir şeyler ekleyip geliştirebiliyorum ama efendilere tecrübemi vermiş oluyorum, bundandır.

Köle rolünde efendi gelirse efendiliği bırakıp köle kalmasının sorumlusu ben olmayacağım :-). Sevgiler…

Edit/Not: Bu başlık nedeniyle tahminimden fazla talep aldım. Bir kısmı da başarılı olmadı. Başarısızlıklardan ders almasını bilme hasleti ile açıklamak isterim; Sub kılığında dom'lar ve switch'ler (her iki rolü de oynayanlar) artık bana yazmasın lütfen, bu koşullarda pek başarılı olmuyor. Bu oyun öncesinde aday ile bir süre D/s oynamanın, en azından online, yararlı olduğunu gördüm. Hem samimiyetini görmek hem de ısıtmak için. Eğer köle olmaya hazırsanız çekinmeden yazabilirsiniz, herkese mümkün olduğunca zaman ayırmaya çalışıyorum. Yok eğer böyle bir nosyonunuz yoksa zaman kaybetmeyin, bu oyun iki taraf için bir geceye mal oluyor ve artık ön elemeye tabi tutuyorum talepleri.

7 Eylül 2014 Pazar

Kadınlar için Neden Genel Ev Yoktur? - 2

Bu önceki yazımdan devamdır. Kadınlar için neden genel ev olmadığını sorguluyorduk, kendi fikirlerimi yazacaktım. İşte şöyle;

Serbest piyasa ekonomisi ile ilgili olarak
Genel olarak erkekler adi seksi bile paradan fazla sevdikleri için bunu alıp para verirler, bu erkek için kârlı bir ticarettir. Kadınlar ise parayı adi seksten fazla sevdikleri için parayı alıp seks vermeyi tercih ederler bu kadın için kârlı bir ticarettir.

Yani alan razı, veren razı, ne karıştırıyorsun be Sabri!

İçinden çıkılmaz yatırım döngüsü ile ilgili olarak
Hiç tanımadığı onun bunu sikini içine almak tek bildiği iş olarak yasal olarak belgelenmiş zavallı kadınların çalıştırıldığı yerler. Artık üzerinde çalışıla çalışıla kalite o kadar düşmüş ki bir eti kiralamak ancak o paraya mümkün, o bunu satıp karnını doyuracak. Yani böyle gelmiş böyle gider hesabı yapmak. “Asiye Nasıl Kurtulur?”’un sonunu hatırlayan vardır belki, kadıncağızı bu hayattan çekip çıkarmanın türlü çareleri tükenmişken, sektörden çıkmadan hayattan çıkmak çözümü gelir gele gele...

Genel Ev’in bir modelinin bize dayatılan kültürün parçası olarak zaten hayatımızda olması ile ilgili olarak
Başka bir deyişle bu ticaret için genel evde orospu olmaya, evlere para karşılığı gidip gelmeye falan gerek var mı? Pek de sanmıyorum. Bir fıkra vardır;

Bir partide feminist olarak bilinen bir kadın birkaç kişi içinde fahişelik konusuna kulak misafiri olur, tezlerini savunmak için atlar konunun içine. Erkek kahramanımız “her kadın aslında bir orospudur” tezini ortaya atar… vay haline feminist hanım kardeşimiz “siz ne demek istiyorsunuz!” diye çıkışır. Erkek, “bakın size beş milyon dolar versem, benimle birlikte olur muydunuz?”, kadın feministtir, yalancı değil, şöyle bir düşünüp duraklar, duraklama sırasında erkek sorar, “peki ben size on dolar versem benimle yatar mısınız?”, kadın ani tepki gösterir, “siz beni ne sanıyorsunuz!!!”.. Adam cevap verir, “ben ne olduğunuzu anladım da, ücrette anlaşmaya çalışıyorum” der.

Burada bu konuyu kadına hakaret olarak söylemiyorum, daha çok erkeğine bu işin erkeğine neden “orospu” denilmediğine takıldım ben.

Biraz daha gerçekçi ve bilimsel bir yaklaşımla
Cinselliğin, özellikle de yeni edinilmiş olan cinselliğin erkek için fazla anlam taşıdığını öğrendiklerinden sonra ellerinde para gibi sıkı tutmaya başlar kadınlar cinselliği. Ta ki aslında fazla da para etmeyeceğini (mecazen) hissettikleri zamana kadar. İşte o zaman gerçek hayatı yaşamaya başlıyor kadınlar, erkek için neyse kadın için de o. Ama toplumsal olarak o kadar şartlanılmış ki, bir cinsel beraberlik için hoşlandığı bir erkeğe sıcak davranması genellikle yeterli oluyor. Yeter ki erkeğin mevcut düzenini bozmayacağına, ondan cinsellikten fazlasını istemeyeceğine inandırsın. Ancak buna öncelikle kendini inandırması gerekiyor. Bu durum ile ilgili olarak cinselliğini biraz daha mahrem yaşamak seçeneği ile uygulayabiliyor kadın. Ancak cinsellik kadın için belki daha çok “ihtiyaç” sınıfında yer alan bir durum. İhtiyacını gideremiyorsa başka yerde arıyor, onu da mahremiyet içinde arıyor, erkek gibi eli sikinde değil.

Genetik açıdan, belki de en az bilinen şekliyle
Erkeklerin boşalmasının bir biyolojik mecburiyet olduğunu hiç bir zaman unutmamak lazım. Araç ne olursa olsun, ama araçlar eskidiğinde yenisi cazip geliyor nedense. O nedeni de “Charles Dawkins”, “Gen Bencildir” isimli kitabında bu konuya direkt olmasa da dokunuyor biraz, mesajı anlayana tabi.

Evrim teorisini farklı şekilde yorumlayan Dawkins, Evrim teorisini oluşturan ve her dinden molla/keşiş kafalıların “Evrim varsa tanrı olamaz” gibi sonuca gidip savaştıkları kişilerden biri. Bu konuda yazıp çizerim sonra belki, ama konumuz bağnaz insanlar değil şimdilik.

Dawkins, bu kitapta insanların yaptığı tercihleri aslında nesillerinin devamı için yaptıkları, asıl olanın, idame etme çabasında olanın genler olduğunu, onların bir araya gelip hayvanlar, bitkiler gibi “gen makinaları” kurduklarını, genleri taşıyan canlıların aslında genlere hizmet ettiklerini söyler. Kitabında otomatik bir gen aritmetiği tanımlamıştır, her davranışın genlerin hayatını devam ettirme “çıkarı” üzerine kurulu olduğunu söyler. İster inanın ister inanmayın bu kitap Tübitak yayınlarından çıkmış, sanırım Türkiye’nin din istismarı mutasyonuna uğrayıp geriye evrimleşmesinden önceydi. Tübitak bu kitapları toplatıp yakmadan önce bir tane edinip okuyun bence, ilginç bir kitaptır, ilk yarısı zaten herkesten özür dileyerek geçer. Kendisi de engizisyondan korkuyor olmalı.

Bunun konumuzla ilgisi nedir peki?

İlgi konusu “İnsanların tek eşiliği”... Dawkins bu tür senaryolara “Eşey savaşları” diyor. Bundan sonrası biraz kanlı olacak, feministler okumasın lütfen.

Kadın tek eşli olmamayı tercih eder, çünkü genini aktaracağı çocuğa uzun sayılabilecek bir süre kendisi bakacaktır, genini devam ettirmenin tek yolu budur. Doğuma kadar geçecek süreden sonra başının çaresine bakacağı en az 10 yıla kadar genini taşıyan makinaya harcayacağı emek vardır, onu çevreye karşı korumanın bir yolu güçlenip kendisine bir sponsor bulmaktır, o da “baba”dır, “baba” genlerin diğer yarısına sahiptir ve kandırabileceği en yakın adaydır. Cinselliğin amacı bu genin devam ettirilmesini sağlamaktır.

Erkeğin doğasında ise çok eşlilik vardır, erkeğin bu mantıkta işi dişiyi siktikten, yumurtaya katkısını yaptıktan sonra gen mantığına göre bitmektedir, artık dişi nasıl olsa bunu kendi geni devamı için yapacaktır. Erkek için gen matematiğinde kârlı olan mümkün olduğunca fazla sayıda dişiyi düdüklemektir. Ancak dişiler kendisine izin versin diye tek eşli gibi davranmak zorundadır. Bazen bu role kendisini iyi kaptırır, bazen de kaptıramaz.

İşte genel evlerin erkeklere hizmet etmesinin bir nedeni de bu olarak ele alınabilir. Erkek genlerini yayabilmek için çok sayıda faklı dişiye spermlerini aktarmalıdır, içgüdüseldir. Kadın ise ne kadar çok cinsellik istese de çok sayıda erkeğe meyil etmemeye kuruludur, içgüdüseldir. Doğa ananın yoluna taş koyan prezervatif ve doğum kontrol hapları bizden intikamını neslimizi azaltarak alacak emin olun.

Bu aşamada ahmaklar (Idiocracy) filmini halen seyretmediyseniz seyredin, doğum kontrol haplarının ve prezervatiflerin insanlığı nereye götüreceğini göreceksiniz :-), bu filmin fazla reklamı yapılmamış, ortalama bir başarıya sahip ama sırf ana fikri nedeniyle bence seyretmeye değer, üremeyen zeki canlıların neslinin tükenmesi üzerine kurulu. Bu arada film linki vermekten sıkıldım ama gerçekten güzel, çünkü bir şeyler anlatmanın canlı bir yolu, yoksa hayatımı filmlere endekslemiş değilim. Aha linki de şöyle;

http://www.imdb.com/title/tt0387808/


Eveet, bu konudaki saçma sapan hipotezlerim bunlardı...


Peki BDSM için kurulan bir kerhane iş yapar mıydı sizce? Türkiye dışında “prodom” denilen profesyonel efendiler var. Belki Türkiye’de de vardır, bilmiyorum ama kendilerini “snob” bir kitle olarak bir yerlere koyanlar var, onları biliyorum, bazıları ambiyans yaratıp bundan kâr kıvırmanın ustası bizde. Hedef; paralı, SUV’larla gezen,, “ay biz nereye harcasak” diye aranan bir kitleye bir nevi bir “ambiyans” yaratmak, tatminsizliklerini tatmin etmek. Bu ambiyansın BDSM ile ilgisi olduğunu sanmıyorum, bir çeşit tiyatro oynamak sadece.

Bir de şu var ki; Türkiye’de karısını hastanelik eden bu kadar öküz olduktan sonra, “karı dövme”ye para verecek olanlar olacaktır, ama böyle olmasın, herkes kendi karısını dövsün diye daha da öküz siyasiler bizim adımıza düşünüyorlar…

Bir de kadın efendi arayan erkek mazoşist/sub’lar var ki onların pazarı daha fazla, kadın efendi bile zor bulunuyor. İlginçtir kadın efendilik müessesesinin özellikle Rusya ortamında yoğun olduğu izlenimi verecek şeylere rastladım, özellikle de BDSM sitelerinde. Bunun için bir hizmet veren yer olabileceğini sanmıyorum, zira kadın efendiliğin de erkek köl olsa bile sabit kölelerle tercih edileceğini düşünüyorum. Bu konuda tartışmak isteyen olursa memnun olurum. Çünkü erkek kölelerdeki sadakat konusunda neredeyse hiç fikrim yok.

Yani bu tür bir ticarileşme olsa bile hizmet verilen bir yer olarak yine kadınların bulunduğu erkeklerin gelip gittiği bir yer olurdu.

Hadi mazoşist hanımlar marş, bir adım da siz atın, kurun bir “dayak atmaca/yemece kerhanesi”, zevk sizi bekliyor. Ha bak naz ediyorsanız çakarım bir tane, höğ… >:-) Diyeceksiniz ki "Hüloğğğğ"...

Kadınlar için Neden Genel Ev Yoktur? - 1

Hayatımda gitmediğim yerdir çok şükür. Ama kadın erkek eşitliği vb. gibi konulardan geçtiğimizde kadın ve erkeğin biyolojik ve psikolojik olarak ne kadar eşit olduklarını düşünürken geldi aklıma. Hadi Türkiye standardı, orada çalışacak erkeğe değil, oraya gidecek kadına “orospu” denilmesi üzerine kurulu olur, hiç bir kadın kapısından içeri girerken rahat edemez muhtemelen. Sanırım kendime de aynı şeyi yakıştırmadığım için erkek olarak da gitmişliğim olmadı. Kapıdan girerken niyet belli, çıkarken ne yaptığın belli, sanki hacet görmeye girdiğin tuvalet mübarek…

Kadınlar için Türkiye koşullarının buna izin vermemesi kadar normal bir durum yoktur.

Ama işin ilginç olan yanı böyle bir şey dünyada bile yok! Aşağıda bu konuda biraz ticari konuda giriş yapmış bir yazı var. Yazan da bir kadın… Uzun olmasaydı çevirirdim Türkçeye ama kusuruma bakmayın lütfen.

http://bigthink.com/dollars-and-sex/why-a-brothel-for-women-is-a-bad-business-model

Müşterinin ayağına gidildiği durumlarda işler biraz değişiyor, jigololuk denilen bir kurum var değil mi? Ama metresi olan erkek, telekız vb. sayısına oranlarsanız pazarı çok daha dar. Muhtemelen jigolaların sadece seks değil, aynı zamanda başka mezeler de verdiğini de bilirsiniz. Hoş bir filmdir “Deuce Bigalow”, İngilizce ismi “Male Gigolo” olarak verilmiş hangi salak vermişse, Türkçeye de “Erkek Jigolo” diye çevrilmiş, Jigolo’nun kadını erkeği mi olur? Errrkekk Jigolo deseler hadi anlamlı olacaktı, hani birşeyin erkeği olur bir de errrkekk olanı olur (daha erkek), neyse dağıtmayayım. I am DB (IMDB) link’i :-) şöyle;

http://www.imdb.com/title/tt0205000/

Fazla spoiler vermeyeyim seyredersiniz belki, seyredilebilir bir film, hatta neredeyse erotik bile değil, ailecek bile seyredebilirsiniz, ancak konusu daha çok kadınların erkeklerden bekledikleri ile ilgili ve bu (filme göre) cinsellik değil. Hatta aslında jigolodan bile cinsellik beklemiyorlar. Para de verdikleri halde...

Benim birkaç düşüncem var aslında kadınlar için neden genelev olamayacağı ile ilişkili… Sonraki yazımda paylaşacağım...

3 Eylül 2014 Çarşamba

BDSM Köle İhalesi İlanı

Kölelerimin sayısı bir kısmının dostluk, arkadaşlık modeline geçmesi nedeniyle azalmaya başladığından ihale ilanı ile köle almaya karar verdim. Bu blog yazım bir çeşit espri olmakla beraber, gerçek olarak da kabul edebilirsiniz, en kötü olasılıkla güzel bir oyun oynamış oluruz.



İhale metni şöyledir.



BDSM KÖLE İHALESİ TEKNİK ŞARTNAME

Amaç

Efendi Sabri himayesine köle alınacaktır, isteklilerin tekliflerini ihale şartlarında belirtilen sürede Efendi Sabri’ye iletmeleri gerekmektedir. İşbu metinde ihaleyi düzenleye taraf "Sabri", teklif verecek ve başvuracak olanlar "İstekli" olarak adlandırılacaktır.

Teklif Vereceklerde Aranan Özellikler
  1. İstekliler kadın olmalıdır ve gerektiğinde bunu kanıtlayabilmelidir, gay ve erkek başvuruları değerlendirilmeye alınmayacaktır..
  2. İstekliler sub (teslimiyetçi) olmalıdır; switch veya dominant olmamalıdır. Sadece mazoşist olması yeterli sayılmayacaktır.
  3. 25 yaş ve üstü, 40 yaşını aşmamış olmalıdır.
  4. Kendi mesleği olmalı ama “işi ile evli” olmamalıdır.
  5. Medeni hali evli, dul veya bekar olabilir.
  6. Bedensel sağlığı genel anlamda yerinde olmalıdır.
  7. SAM (Ukala Mazoşist) niteliği taşımamalıdır.
  8. Türk kahvesi yapmayı bilmelidir.
  9. Tercihen 80 kg’dan hafif ve 170cm’den kısa olmalıdır.
  10. Tercihen kendi evinde oturmalı ve evdeki davranışlarında rahat olmalıdır.
  11. Tercihen daha önceden kölelik yapmış olmalıdır.
  12. Tercihen İstanbul civarında ikamet etmelidir.
  13. Tercihen sigara içmemeli ama alkol alabilmelidir (parası da vergiler tahil olmak üzere buna yetebilmelidir).

İşin Tanımı
  1. Genel olarak e-mail veya mesaj ortamında sub rolünde diyaloglarda bulunacak
  2. Köle eğitimini ve kurallarımı kabul edecek, yazılı sözlü emirlerimi eksiksiz yerine getirecek.
  3. Hata ve kusuru bulunduğunda cezaları olduğu gibi kabul edebilecek, sorgulamayacak.
  4. İletişim başarılı şekilde tesis edildiğinde gerçek D/s (Efendi/Köle) buluşmasına da hazır olabilecek. 
Genel Şartlar
  1. Köle üzerinde eğitim faaliyeti gerçekleştirilecektir. Bu eğitim “aitlik ve koşulsuz itaat” özelliklerinin geliştirilmesi üzerine gerçekleştirilecektir.
  2. Her köleye sınırlarını belirteceği bir checklist formu verilecektir.
  3. Eğitimlilik durumu habersiz denetimlerle kontrol edilecektir.
  4. Köleye herhangi bir şekilde maddi bir ödeme yapılmayacaktır, maddi bir bedel talep edilmeyecektir
  5. Kölenin günlük hayatına yansıtılmasına neden olacak veya 3. kişileri ilgilendirecek herhangi bir şey talep/emir edilmeyecektir.
  6. Genel olarak cinsellikten soyutlanmış bir ilişki olmamakla birlikte Emirler ve cezalar cinsel odaklı olmak zorunda değildir. Cinsellik konusu daha çok aitliğin oluşturulup sınanması içindir.
  7. Köle, Efendinin (Dom) özel hayatını fazla karıştırmayacaktır, sorgulamayacaktır.
  8. İlişki biçimi genel tabirle “Kezban” olarak ifade edilen karakterde sergilenen “koca arama” odaklı arayışlara uygun değildir. İlişkiler uzun (yıllarca) sürebilmektedir, ancak bu ilişkiler günlük hayattan soyutlanmış olacaktır.
  9. Sözü geçen ilişki biçimi bilinen anlamda flört veya sevgililik değildir. D/s ilişki psikolojik ve bağlanmaya dayalı bir ilişki biçimidir ancak ilişkide aşk ve sevgi konu olmayacaktır. Şefkat, saygı, itaat, domine etme, hakaret gibi davranış normları olabilir, bazen pis bir dilde konuşulacaktır.
  10. Bazı emirler fiziksel efor gerektirebilir. Başvuruda bildirilecek kronik hastalıklardan birini taşımaması, taşıyorsa da mutlaka bildirmesi istenecektir.

Adaylar başvurularını sabri.yilar@gmail.com adresine gönderebilirler. Bu yazıya yorum yapılması şeklinde başvuru alınmayacaktır. Başvuru sahipleri arasında bir sınav yapılacaktır, uygun olanlar kabul edilecektir, bir kontenjan söz konusu değildir. Başkası adına teklif verilemez, farklı isimlerle birden fazla teklif verilemez. Son başvuru tarihi 31.12.2014’tür.

Başvurular kesinlikle gizli tutulacaktır. Adaylar başvurularında takma isim kullanmalıdırlar.

Sonuçlar Milli Piyango İdaresinin 20.08.2014 tarihli izni ile noter huzurunda yapılan çekilişle falan belirlenmeyecek, kamuya açık şekilde ilan edilmeyecektir. Her istekliye durum e-posta ile münferit şekilde bildirilecektir.

İşbu ihale KİK kapsamında değildir.