5 Nisan 2010 Pazartesi

Yelizle Randevu Bölüm 2

Saçındaki halkayı bağladığım yerden çözüp yere serdiğim örtüyü biraz ortaya çektim, Yeliz'i sırtüstü yatırdım.

Gözlerini kapamasını söyledim ve bir tüp dolusu çikolata sosunu yüzünden gözlerinden başlayarak yaklaşık 1m yüksekten vücuduna akıttım.
En çok boşalttığım bölgeleri tabi ki suratı, göğüsleri ve cinsel organı oldu. Gözlerinin üzeri çikolata sosu olduğu için gözlerini açamıyordu.


Yeliz'in bayıldığı bu oyunu biraz uzatmak için bir parça tuvalet kağıdını küçük bir rulo yaptım ve ağzına tıktım. O (sonradan konuşurken söylüyor)
bunu yiyecek birşey sanmış. Ancak şunu söyleyebilirim ki bok içinde kalmış birinin ağzına da tuvalet kağıdı bu kadar yakışırdı. Çikolata tabi ki bok değil ama benzemiyor da değil.
Çikolataları oturup yalayabilirdim tabi ama nedense bunu pek istemedim. Yeliz kirletilmek, pisliğe sokulmak için vardı, öyle romantikleşmek için değil.

Bir süre sonra bu işten sıkıldım ve yıkanıp temizlenmesi için banyoya gönderdim. Çikolata sosu öyle bir bulaşmış ki önce kurulandığı havluyu da çikolata sosu yaptı, sonra evde bulduğumuz kurulanmaya yarayacak diğer bezleri de.

Bir süre cinsel organımı yalattım, öyle kibarca değil tabi, hakaret ederek, gerektiği yerde sert uyarıda bulunarak. "Sikimi düzgün yala, dişlerine değdirme orospu" diye hakaret ettim mi hatırlamıyorum ama etmediysem eksik kalmıştır.

Sonra yere sırtüstü yatırıp gözlerini bağladım. O öyle beklerken ben enjektörler ile hazırlıklarımı yapmaya başladım. İki tür enjektör almıştım, biri dev gibi, bebeklerin mamalarını vermek için kullanılanlarından, diğeri ise 20ml'lik standart tipte.
Önce büyük enjektörle deneyecektim, zorlamamak için. Enjektörlerden iki tanesinin pistonlarını çıkardım ve arka kısımlarını zımpara ile biraz yuvarladım (keskin oldukları için). Sonra birkaç santimetrelik akvaryum hava hortumunu ucuna geçirdim (biraz zor oldu ufak bir hesap hatası yapmışım, gere gere oturttum).
Hortumun diğer ucuna da pistonu takılı olan enjektörleri taktım.

Yanında eğildim, göğüs başlarına vazelin sürdüm. Sonra arkası pistonsuz olan enjektörlerden birini göğüs başı yuvarlağına oturttum ve tutacak şekilde pistonu biraz çektim. Aynı şeyi diğer göğüs başına da yaptım. Sonra yavaş yavaş, yüz ifadesini seyrederek enjektörlerden birinin pistonunu çekmeye başladım. Yeliz yavaştan dudaklarını ısırıyordu her çekişimde.
Sonuna kadar çektim enjektörü, ama basınç nedeniyle geriye kaçıyordu. Hortumu bir mandalla tutturdum ve diğer göğüse geçip ona da aynı şeyi uyguladım.


Zalimliğime sığınarak pompalı enjektörleri borudan çıkarttım ve tekrar çekmeye hazır duruma getirip tekrar boruya bağladım, bir enjektör dolusu daha hava boşalttım her iki göğsünden de. Göğüs başları yaklaşık 2-3 cm enjektörden içeri çekilmişti. Bir süre orada bıraktım. Bunu ilk kez denemiştim, sanırım ikinci olsaydı en az üç veya dört enjektör çeker, en az beş on dakika öyle bekletirdim. Oluyor böyle tecrübesizlikler, sonraki sefere umuyorum.

Enjektörleri emekliye ayırdıktan sonra dolaptan bir parça havuç aldım. Cinsel organının dudakları arasında içeri sokmadan biraz ileri geri yaptım. Buna çok hassas olduğunu gördüm, organı kaskatı kapanıyordu havuca. Havucu kendi eline verdim ve içeri sokmasını istedim. Kıza boza, emrede emrede köküne kadar havucu içeri aldı. Şimdi sıra çıkarmaya geldi, nasıl çıkaracağından dert yanıyordu, ancak yavaş yavaş çıkarabildi, havuç hiç kolay girmemişti, çıkışı da yine yavaş yavaş oldu. Sonradan ıslanan kısmı ölçtük, ona fazla bana az geldi (13-14 cm). Anlaşılan böyle nesnelere karşı bir vaginismusu vardı.


Sonra biraz dinlendik. Onu yatağa gönderdim. Yarım saat kadar sonra ben de oraya gidip misyoner pozisyonunda güzelce siktim, boşaldım, penisimi içeri çok kolay aldı, vaginismustan eser yoktu, anlaşılan orospu, önüne gelene sikilmekten artık kaşarlanmıştı ama alternatifleri alma tecrübesi pek yoktu :-).

Onu normal yoldan becerdikten sonra tekrar salona geldik ve kalan zalimliğimle yere yatırıp bu sefer 20ml'lik küçük enjektörle öncekini denedim. Aslında neredeyse hiç fark göremedim. Yalnız bu sefer enjektörü vakum durumdayken çekip göğüslerini biraz çalkalayıp kendimce eğlendim. Pek umursadığı da söylenemezdi.

Sıra muma gelmişti, göğüslerine mum damlatıp biraz oyalandım, onun canı acıyordu ama zevk de alıyordu.

Mum o günün son eğlencesi olmuştu, zira boşalmış durumda da pek yaratıcı olamadığımı hissettim o gün, benzer şeyi daha önceki BDSM ilişkilerimde de hissetmiştim ama o gün nedense bana daha etkili geldi.

Siz siz olun eğer oyunun şiddetini muhafaza etmek istiyorsanız sakın herşeyi denemeden boşalmayın, boşalıyorsanız da sonuçlarına katlanın :-).